sorin ahob

106 6 1
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 😘

Keyifli okumalar!

⚜️

Aynada ki aksime baktım. Gözlerim akşam saatlerce ağladığım için şiş şiş olmuştu. Halim berbattı. Bu şekilde hayatta onların karşısına çıkamazdım ama lavaboda da çok fazla kalmıştım ki anında da Tuana kapıyı tıklattı. "Mavi hadi gelsene kahvaltı edeceğiz." Şişmiş gözlerime bakmaya bir son verip kapıya yaklaştım.

Kapıyı azıcık aralayıp Tuana'yı kolundan içeri çektim. Tuana yüzümü görünce anın şokuyla, "hıh!" Diye bağırdı. Korkarak elimi ağzına kapadım. "Sessiz ol." Kafasını sallayınca elimi çektim. Sabah onlar kalktıktan sonra onlara görünmeden buraya girdiğim için beni bu halde görmemişlerdi kızlar.

"Ne oldu gözlerine?" Akşamı hatırlamak gözlerimi yine doldurunca Tuana'nın gözlerinden kaçmadı.

"Kim seni ağlattı? bu hale gelecek kadar." Dediğinde sinirlenmeye başlıyordu.

"Sonra anlatayım lütfen." Dedim yalvaran gözlerle. Sağolsun beni kırmadı.

"Ben Sümbül'den fondöten alıp geleceğim o kızarıklık ve morlukları kapatırız." Dediğinde minnetle baktım ona. Hemen yardım etmeye koyulmuştu.

Tuana lavabodan çıkıp üç dakika sonra tekrar geldi. Elinde ki makyaj ürünleri ile gözlerimi iyi bir şekilde kamufule etti sağolsun. Sonra da beraber lavabodan çıktık.

Kahvaltı sofrasına geldiğim de bakışlar bizi buldu ama ben hiç birine bakmadan, "günaydın." Deyip Ceren'in yanında ki boşluğa oturdum. Kahvaltı normal bir şekilde geçti kısa sohbetler eşliğinde. Sonra Asım amca bizi kendi şahsi arabası ile götürdü kampa. Kamp alanına bırakınca, hepimiz ile sırayla vedalaşıp gitmişti.

Hızlıca çadırımın olduğu yere gelip içinden çantamı çıkardım. Telefonumu alıp ağaçların arasında Adar'ı aradım. Üçüncü çalışta açmayı başardı sonunda.

"Söyle güzelim." Dediğinde onun o sevgi dolu sesini duymak benim gözlerimin dolmasına neden oldu.

"A-adar" sesim bana yardım et der gibi çıkmıştı, kahretsin!

Adar'ın telaşlı sesi duyuldu karşıdan. "Ne oldu Mavi?"

"Adar beni almaya gelebilir misin buradan?"

"Neredesin?"

"Sana konum atacağım çabuk gel ama." Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum. Buradan bir an önce gitmeliydim.

"Tamam güzelim geliyorum." Deyip kapattı bende hemen ona buranın konumunu attım ve bu kez Ramazan hocanın yanına ilerledim. Neyse ki tek başına bir kamp sandalyesinde oturup telefonuna giriyordu.

Yanında durdum. "Hocam." Dediğimde bana baktı. "Ah, Mavi." Dediğin de tebessüm etmeye zorladım kendimi.

"Hocam ben biraz rahatsızım da birazdan kuzenim beni almaya gelecek size haber vereyim dedim." Anlayışla kafa salladı.

"Neyin var güneş mi çarptı?"

"Sanırım ondan dolayı midem bulanıyor."

MF'lim -Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin