Bir kadın için en mutlu günü düğünü müdür? Gerçi farketmez bir erkek için de gerçekten böyle midir.
Bu dönemde hayır. Politik evlilik bir erkek ya da kadın için zorunludur. Ve iki tarafta mutsuz olabilir.
Bunun farkındayım ama bu evlilikte güçsüz taraf bendim. Bu yüzden kaybettim, güçsüz olmam ise aptallıktı. Benim aptallığım.
Düğüne sadece sayılı günler kala neredeyse her şeyim hazırdı. Gideceğim yer kalacağım ve nasıl gideceğim.
Kaçırdığımı ve imparatordan aldığım parayla artık kendi başıma olsam da zenginim.
Paran olunca birini tutmak daha basit oluyor.
Şuan etrafımdakilerin bana iyi davranma nedenlerini biliyorum. Çünkü para ve statüye sahibim.
Bunlara sahip olmayınca ne olduğunu da biliyorum.
Para gidince ilişkiler de biter. Evet bu böyledir.
Bu şu demek değil. Paran bitince herkes seni terk eder. Hayır para güven sağlar sana güç sağlar. Bu olmayınca boşluğa düşersin ve paranoyaklaşırsın.
Etrafın giderek yalnızlaşırken yanında kalanlardan şüphe edersin ve gözlerini açıp baktığında tamamen yalnızsındır.
Güç tutkunu biri değilimdir. Sürekli sadece tahtta bir yer edinmek için aday olmam ve mantıklı kararlar vererek geri çekilirim.
Çünkü toplum da böyle düşünecektir.
Ancak ben geri adım atarsam o şekilde baştakini yıkabilirim. Bu nedenle bu sefer gözümü hırs ile boyamayacağım.
Değil mi?
Ahem. Her neyse.
Elbisem hazır, seremoni de yapacağım hareketler mükemmel olması adına çalıştırıldı.
Koca salonda bir kez daha aynı elbiseyle aynı şekilde yürüdüm.
Her hareketi ezbere biliyordum. Aslında çok uzak olan bu tarih benim için dün gibiydi.
Unutulmaz mıydı? Belki biraz acı verici.
Salonda yürüdüm ve eski günleri andım. Eskiyi unutmak istemiyorum ne kadar acı verici olursa olsun.
Çünkü geçmişimi unutmak geleceğimden vazgeçmek anlamına gelir.
Sessiz salonda bir çift ayakkabı sesi yankılandı.
Ve işte prova için kim geldi bir bakın.
-Majesteleri veliaht prense selam veriyorum.
-Kalkabilirsin.
Yüzündeki ekşi ifade o zamanki gibiydi.
Değişmemen güzel Carlos. Çünkü sen aynı olduğun sürece seni daha kolay yok edeceğim.
Koluna girdim ve prova başladı. Yürüyüş, ilk dans, kadeh kaldırma, yeminleri içme ve daha fazlası.
Benim aksime sürekli hata yaptı. Fazla mükemmel olmak benim hatam değil ama yanımda çok kötü duruyor.
En baştan beri yakışmıyorduk zaten.
Tören provası bitince ayrıldık.
Ve kaçış günüme sadece iki gün kaldı.
Kardeşime haber vermedim. Mektuplarım okunuyor olabilir. Bu nedenle hep ölçülü oldum.
Sadece yanıma aldığım bir hizmetçi var. Dışarıdan getirdim ve iyi bir para karşılığı sadık.
Adı Betty. Sokaktan aldığım bir çocuk. Para ailesi için lazım.
Ona bu yüzden iyi bir miktar veriyorum ama bu parayı bilerek tek seferde vermiyorum.
Çünkü yanımda kalması gereken belli bir süre var. İşim bitince ona fazlasını dahi vereceğim.
Buna bencillik diyebilirsiniz. Öyle diyecek olsanız da bencil olmaya ihtiyacım var.
Bir noktadan sonra iyi bir insan olamazsın.
Ah nerede kalmıştık? Küçük bir bavul ve mücevherler.
Sabahın erken saatlerinde hizmetçiler gelip beni hazırlayacaklardır bu nedenle herkes uyurken saat bir civarında çıkacağım evden.
Bunun için peruğumu takıp Adrian Guelle adlı kişiye dönüşeceğim. Kendime çıkış için izin kağıdı bile yazdım.
Aynı zamanda bu ay için bana ayrılan tüm fonu alıp gideceğim. Sonuçta farkedilse de suçlu etrafta yokken kimse bir şey diyemez.
Batan güneşe baktım. Çok az kaldı.
Biraz yürümek için koridora çıktığımde iki hizmetçinin dedikodu yaptığını duydum.
-Nasıl olurda Leydi Aisha gibi biri veliahtla evlenebilir?
-Öyle deme leydi iyi biri ve çok güzel.
-Ben de kontun kızı olsaydım ve o imkanlara sahip olsaydım güzel olurdum. Hatta şimdi bile daha güzelim. Belki veliahtı onda...
Bu hizmetçi türünü bilirim.
Bunlara direk cevap vermek lazım.
İlerledim ve karşısına dikildim.
-Devam et.
-Le..leydim!
İkisi de aynı anda eğildi.
-Devam et!
-Ben...ben sadece...
Onu kolundan tuttum ve kendime yaklaştırmayı planladım.
'Tsk ona yakalandığıma inanamıyorum yine öfke krizi geçirecek'
Yine bu ses.
-Demek veliahtı arzuluyorsun.
-Bu... yanlış anladınız ne haddime...
-Sence ben yalan mı söylüyorum?
-Hayır leydim ama...
Evet söylenebilecek en saçma şeyleri söyledim. Ama kafası karışmıştı.
-Suçlarını sayalım. Bir bana cevap vermedin, iki bana hakaret ettin, üç veliahtı arzuladığını kabul ettin. Cezan ne olmalı?
-Bu...leydim lütfen affedin! Hatalıydım!
-Birini seç. Kol bacak ya da yüz.
-Bu...
-Hızlı ol pek sabırlı değilim.
-Leydim lütfen affedin.
Yalvarışına baktım ve acıdım.
-Bu seferlik cezanı azaltacağım on kırbaç vuruşu yeterli. Sen onu aşağı götür ve emrimi ilet.
Acımasız gelebilir ama başkası olsa çoktan başını almıştı.
Geçmiş ben olsam sanırım ben de aynı şeyi yapardım.
Ama bu sayede bir şey farkettim. Duyduklarım gerçekten de onların düşüncesi. Ve bu düşünceleri onlara dokununca duyuyorum.
Ama herkeste olmuyor. Duyduklarıma bakınca şunu farkettim.
Hepsi benimle hakkımdaki olumsuz şeyler! Demekki sadece olumsuz düşünceleri duyabiliyorum.
Bu mükemmel! Bu sayede karşıdakini daha iyi tanıyacağım.
İş yaparken işime yarayacaktır.
Bunu bir kaç kez daha denersem ve emin olursam gerçekten mükemmel olur.
Ama ondan önce. Neden evden kaçmıyorum?
__________
Yazar:VillainesssssZenginliğe giden ilk adım. İşte şimdi gerçekten başlıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Sahip Geri Döndü
Ficción históricaZengin Kont ailesinin tek kızı öldürüldü. Ama onun adına üzülen yoktu. O ona olan nefreti anlamadı. Bir gün gözünü bir hayalet olarak açıncaya kadar. Kendi bedeninin başkası tarafından hareket ettirildiğini gördü ve onun için üzüldü. Ama çok yakında...