*****Ariel
Her şey planlanmıştı...
Nasıl oldu çok geç farkettim. Bu düpedüz veliaht ve Leydi Rotten'ın bir oyunuydu!
Leydi Rotten kesinlikle sert oynamaya başladı ve onu kolay lokma gören biz bir yenilgi aldık.
Tsk. Sürgün ha!?
İsmim etrafta dolaşıyor olmalı. Eminim ki tarafımda beni seven insanlar hala vardır ya da bunun bir hata olduğuna.
Ama sürgün gerçek.
Bana toleranslı davranıp üç gün toplanma süresi verdiler. Nasıl olsa saraydan kaçamazdım. Kapım da korumalar var ve kimseyle görüşmem yasak.
Biraz önce leydi Persilian'dan bir mektup aldım. Buluşmamız gerektiğini ve oradaki durumu anlatmamı istiyordu.
Ona korumalardan bahsettim. Mektupta sürgüne gitse bile beni geri getirmenin bir yolunu bulacağını söylüyordu. Ve ne olursa olsun hizmetçim olarak Amy'i almamam gerekiyormuş.
Bu önemli bilgilerin yazıldığı mektubu yaktıktan sonra ben de güvercini gönderdim.
Ne olacağını bbilmez bir şekilde beklerken içeri veliaht girdi.
Kapıyı kapattıktan sonra bana doğru ilerledi. Artık her şey açık. Ona selam vermek için ayağı kalkamadım bile.
-Nasıl hissettiriyor?
Sordu bana. Gözleri yanıyordu ve iğrenç bir gülümsemesi vardı yüzünde.
-Ney nasıl hissettiriyor?
Bilmezlikten gelirken göz temasını kesmedim.
-Çoktan farketmişsindir, bazı şeyleri hatırlayan tek sen değilsin.
Burada onun övünmesini dinlemek için durmayacağım.
-Tabi ki bu kadar açık verdiğinden beri.
İkimizde gülümsüyorduk artık. Korkunç ve soğuk gülümsemeler dışarıda yağan yağmurla eşleşti.
-Ama işe bak ki o kadar açık vermeme rağmen yenildin.
Yenildim mi? Pfft.
-Majesteleri aklını yitirmiş olmalı. Ben çoktan yendim. Bu sadece zaferimi taçlandırmak için ekstra bir tur.
-Kaybedince de böyle diyip diyemeyeceğini merak ediyorum. Senin için çok güzel şeyler hazırladım. Her günün cehennem gibi geçecek gideceğin yerde. Seni temin ediyorum.
-Heh. Acıdan korkuyor olsaydım en başında burada olmazdım. Sahi maden tüm kartlar ortada artık sormama izin verin. Onları öldürürken hiç mi bir şey hissetmediniz?
-Bir kaç böcekten başka bir şey de...
Yüksek bir sesle tokat attım. Zaten sürgüne gönderileceğim. Eski sevgilisi olan beni öldüremez sonuçta bana aşık.
Beni reddetmesi kadınlara düşkün bir imparator olduğu söylentisini çıkartır.
Yanağını tuttu kahkaha atmaya başladı.
-Hahahah...pfft...haha...
Neyi var sonunda delirdi mi?
İyice yaklaştı ve fısıldayarak konuştu.
-Nasıl ama umutsuzluk? Öyle ki bana dokunmaya cüret ettin. Muhtemelen seni öldürmeyeceğimi düşünüyorsun ve doğru da. Önce işkence etmem gerekiyor.
Gülümsemesi sokarken cümleye devam etti.
-Ama sinirlerimi zorlarsan...
İşkence görmektense şimdi ölmeyi tercih ederim.
Tekrar elimi kaldırdım ve indirecekken elimi tuttu.
-Gerçekten daha önce nasıl göremedim!? Biliyorsun bu aralar pek çok şey farkettim.
-Ah öyle mi demek bir şeyleri anlayabiliyorsun.
Bileğimi sıkmaya başladı.
-Seni uyardım değil mi?
-Hadi ama acıklı hikayenden önce neden beni öldürmüyorsun?
-Buna izin veremem değil mi? Acı çekmeni istiyorum.
-Pek çok şey Farkettiğini söyledin ama demek hala farkında olmadığın şeyler var.
Bir bileğim ondayken diğer elimi bileğimi sıkan elin üzerine koydum ve konuşurken yavaşça tırnaklarımı batırmaya başladım.
-Ben acı çekmeyi sen her şeyimi yok ettiğin zaman bıraktım. Bileğimde hissettiğim ya da yapacağın işkenceler hiç biri canımı yakamaz.
Tamam iki tarafta basbayağı sakladığımı biliyor ama havalı.
O da boşta kalan eliyle iki elimi tamamen esir aldı.
-Neden denemiyoruz?
İki elimi tek eliyle tuttuktan sonra bir bıçak çıkardı ve metali yavaşça karnıma batırdı.
Ahh hayatımda korseye hiç bu kadar minnettar olacağımı düşünmemiştim.
Yine de korku inanılmazdı. Bacaklarımın zayıfladığını yine de ayakta kalmak için verdiğim o savaşı hatırlıyorum.
Bıçağı geri çektiğinde kıkırdadı.
-Vay canına gerçekten de acı hissetmiyorsun gibi duruyor.
Ona bir tekme attığım da küçük bir çığlık attı ve beni kenarı fırlattı.
Yerdeyken ona aşağılayıcı bir bakış attım.
-Sence de acı eşiğin biraz düşük değil mi?
Gülümsemesi solmuş ve tamamen öfkeyle dolmuştu.
-Seni öldüreceğim.
Üzerime doğru yürürken şunu düşündüm. Sanırım gerçekten öleceğim.
Korkuyordum ama sadece gözlerimi kapatıp bekledim.
Her şekilde ya ölecek ya da işkence göreceğim. Öyleyse ben ölmeyi tercih ediyorum.
Adımları tam önümde durduğunda kapı açıldı ve telaşlı bir ses duyuldu.
-İmparator giriş yapıyor!
_________
Yazar:Villainesssss

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Sahip Geri Döndü
Historical FictionZengin Kont ailesinin tek kızı öldürüldü. Ama onun adına üzülen yoktu. O ona olan nefreti anlamadı. Bir gün gözünü bir hayalet olarak açıncaya kadar. Kendi bedeninin başkası tarafından hareket ettirildiğini gördü ve onun için üzüldü. Ama çok yakında...