Korkut Cemre'nin parmaklarına sımsıkı kilitlemişti uzun ve kemikli parmaklarını. Cemre başta bunu yadırgamış ve uzun felsefi bir düşünceye dalmıştı bir süreliğine.
Cemre kimse tarafından tutulmayan avuçlarının yanındaki dağ gibi, kötü de olsa, bir noktada herkesin sahip olmak istediği bir adam tarafından hiç bırakılmayacakmış gibi tutulduğunu düşünmüş ve anlamsız bir depresyona düşmüştü. Böyle hissetmemem gerek, laflarını içinden milyon kez tekrarlasa da Korkut sanki onu haksız çıkarmaya ant içmişçesine yanında bir başyapıt gibi sahiplenici dikiliyordu.
Bir an için Cemre, tüm yanlışları kenara bırakmayı ve o da Korkut gibi sımsıkı tutunmayı istedi o ellere. Kapılıp gitmeyi ve bir kez olsun sorumluluk hissetmeden birine yaşlanarak güvenmek istedi. Olabilecek en yanlış adam olsa bile, onu sevmeyi denese...
Hayır, bunlar kaf dağının ardındaki masal diyarı kadar ulaşılmaz ve biçare fikirlerdi.
Cemre hayat mücadelesinde bir başınaydı. Ruhunun ikizi bir şekilde kayıplara karışmış olmalıydı. Kim çıktıysa karşısına bir şekilde kırılmıştı güveninin kanatları.
Cemre içine sığmayan sıkıntıyla etrafta gezdirdiği rastgele bakışlarını oyalayacak bir yer ararken gördüğü simayla olduğu yerde kasıldı tüm bedeni. Kalbi ritmini şaşarken istemsizce daha sert tuttuğu elden habersizdi.
"Bir sorun mu var?" dedi Korkut yanındaki bedenin gerginliğini o saniye fark ederken. Cevap vermeyen ve bir noktaya bakıp kalan çocuğa kaşlarını çatarak "Cemre? "diye seslendi.
" O burda. "dedi Cemre gözlerini kırpıştırarak." Burda. " Bir adım daha yaklaşıp Korkut'un kanatlarının altına sığındı ürkek bir kuş gibi.
" Kim? "diye sordu Korkut. Çocuğun rengini böylesine attıracak kadar korkutan her kimse üzerine atılmaya hazır bir kaplan edasıyla bir anda olduğu yerde dikelmiş ve devleşmişti sanki.
" Tekin, "dedi Cemre" Tekin Komiser."
Korkut hızla bakışlarını çocuğun baktığı yere çevirdiğinde kendi gözleriyle de teyit ettiği o sinir bozucu herifle sinirle kasıldı. Bir vicdan azabı ve uğursuz bir lanet gibi sürekli baktığı her yerde nasıl beliriyordu bu herif?
Cemre tedirgince yanındaki adama döndü." Ne işi var ki burada? "diye sordu korkuyla.
Bazen öylesine kapılıyordu ki Cemre anın akışına, birinin ölümüne sebep olduğu o gece sıradanlaşıyordu sanki. Ve ne zaman birazcık huzur bulsa vicdanı bir hatırlatıcı dikeliyordu karşısına. Cemre yeniden ve yeniden düşüyordu bataklığa.
" Sakin ol güzelim," dedi Korkut çocuğun içine düştüğü korku selini görür gibi. "Bize zarar veremeyeceğini biliyorsun."
Cemre hiçbir şey bilmiyordu. Her yerde karşısına dikelen ve adelet isteyen bu gözü kara adamın her an ne yapabileceği belli değildi. Bir an geliyor onlara saldırır gibi vahşileşiyordu ama bir an sonra yalnızca adelete teslim olmalarını ister gibi merhamet dileniyordu. Cemre ona istediği adeleti verecek olsa dahi, güvenmiyordu ve korkuyordu.
"Gidelim Korkut." diye fısıldadı soluğu kesilmiş gibi. Bakışlarını kaçırıp birileriyle konuşmakta olan Tekin'den tarafa bakmamaya yemin etmiş gibi ora dışında her yere bakındı. "Gidelim, lütfen."
Korkut, çocuğun elini bırakıp sakinleşmesi için belini okşadı hafifçe. Bakışlarını kendine çevirmesini isteyerek çenesine tutunarak yüzlerini eşitledi. Ve korku dolu ve çoktan yağmurlarını hazırlamış yeşiller bakınırken yutkundu.
"Gideceğiz."dedi gülümsemeye çabalayarak." Onunla muhatap olmadan çıkaracağım seni burdan güzelim ama bana yardımcı ol ve gülümse. Tamam mı? "Uysalca konuşup başını salladı onaylatmak isteyerek beklentiyle.
Cemre burnunu çekip gözyaşlarını itelemeye çalışırken onayladı onu. Tüm bu kaosun içinde güvendiği kişinin bir katil olması trajikti lakin ayan beyan gerçek buydu.
Korkut yeniden elini tutup çıkışa doğru yönelmeden önce son kez buraya gelme amacını sağlamlaştırmak adına savcı ve bir kaç kişiyle daha selamlaştı. Cemre yanında gergince sahte gülümsemesiyle beklerken damarlarında akan kanın tersine döndüğünü hissediyordu. Sanki kalbi patlayacakmış gibiydi.
Neyden bu kadar korktuğunu itiraf edemiyordu lakin, o adamın Korkut'la konuşmasından tedirgin olduğu gömülü ve karanlık bir gölge vardı içinde. Öğrenmesini istemiyordu. Korkut'un o adamla anlaşma yaptığını öğrenmesinden delicesine endişe duyuyordu.
"İyi geceler Korkut, babanıza selamlar." dedi Savcı gülümseyerek. Cemre, sonunda diyerek derin bir nefes aldı içinden.
"İleteceğim mutlaka, size de iyi geceler." diyerek oradan ayrıldılar. Hızlı adımlarla çıkışa bir kaç adım kala önleri uzun boylu bir adam tarafından kesildiğinde Cemre refleksle hıçkırık geriye sendeledi.
Korkut onu sıkıca tutmuştu.
"Erken mi ayrılıyorsunuz Korkut Bey?" dedi yapmacık ve ukala bir tavırla Tekin. Yüzünde itici bir gülümseme vardı. Kendini kaybetmiş gibiydi. İyi görünmüyordu. İyiden ziyade sağlıklı görünmüyordu.
"Bulaşma," dedi Korkut dişleri arasından. "İşine bak."
Tekin güldü. "Bakıyorum zaten." dedi ve bakışları Korkut'un arkasına sığınan Cemre'ye kaydı sinsice. "Benim işim de gücüm de belli. Seni rahat bırakmayacağım biliyorsun. Bileklerinde kelepçeyle o parmaklıkların ardına girene kadar senden başka işim yok."
Korkut bir an kendini kaybedip bu adamın üzerine atlayacak gibi oldu. Lakin Cemre parmaklarını sımsıkı tutuyordu.
"Göreceğiz." dedi Korkut. "Dikkat et kendine."
"Az önce tehdit mi edildim?" dedi Tekin şaşırmış gibi poz keserek. Ardından güldü sinir bozucu bir şekilde. Yeniden bakışlarını yüzünün yarısı görünen çocuğa çevirdi ve sırıtmaya devam etti. "Cemre Bey?" dedi. "Siz de şahitsiniz, galiba tehdit edildim. Ah ama pardon sizin şahitliğiniz biraz şaibeli oluyor." diyerek dudak büktüğünde Cemre ağlamamak için direniyordu.
Böyle suçlamayı gerçekten hak ediyor olması daha acı vericiydi.
"Bana bak bana," dedi Korkut Tekin'in üzerine bir adım yürüyerek. Etraftakilerin dikkati onlardan tarafa dönmemiş olsa yapacağını biliyordu da bu kalabalıkta üsturuplu davranmalıydı. "Gece gece seninle uğraşmak istemediğim için burdan sakince gideceğim ama seninle görüşeceğiz. Burda kapanmadı."
Ağlamak üzere olan Cemre'yi önüne katarak salondan çıktı hırslı adımlarla. Gevrek gevrek konuşan ağzını kıramadığı için ekstra sinirliydi. O adamla ilgili hoşuna gitmeyen çok fazla şey vardı ve bu sadece katil suçlaması ile ilgili değildi.
Öğrenecekti.
***
Bir de ikisi de hapse düşüyormuş da mahkum kurgusuna dönüyormuş kitap öxmsmsms
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLECHAZO - GAY
Teen FictionKorkut, adı gibi bir adamdı. Nitekim insanlar isimlerinin anlamlarını karakterine yansıtılardı. Böyle söylemişti Cemre'nin annesi. Cemre'nin adını da annesi koymuştu. O daha doğmadan, hatta cinsiyeti bile beli değilken.. Yüksek ihtimalle kız olur sa...