'Kaza'dan Bir Ay Önce..
Müdür Asım Bey, önünde el pençe duran genci sıkıntıyla süzdü. Atandığından itibaren başına sıkıntı yaratan genç artık haddini aşmaya başlamış ve birimde karışıklığa sebep olmuştu son zamanlarda. Üstlerinden aldığı uyarılar biri ikiyi geçmiş ve son yaptığıyla neredeyse meslekten icra cezasına kadar sürüklenmişti.
"Neden yapıyorsun oğlum bunu?" diye sordu Asım bey yine. Tatmin edici bir cevap duymayı bekliyordu açıkçası. Çünkü böyle taşkın bir astın, söz dinlemezce yaptığı tavırlar kendi gururuna da dokunuyordu artık adamın.
"Özür dilerim müdürüm." dedi Tekin. Tek yaptığı da buydu. İzahı olmayan davranışları için özür dilemekten başka yaptığı bir şey yoktu.
"Kendine hakim olamıyorsan seni ekipten ayıracağım Tekin." dedi Asım Müdür. "Seninle baş edemiyorum oğlum ben. Burası da oyun bahçesi değil."
"Özür dilerim." dedi yeniden Tekin.
Asım Bey, anlattıklarının boşa sarf edilmiş sözler olduğunu o an fark etti ve karşısındaki baştan aşağı süzerek bir kaç dakika sessizce bekledi.
"Adam şikayetçi." dedi sonra sakin bir sesle. "Kimlik gösterip adamın evine dalmışsın, ne arama emri, ne gerekçe.."
"Müdürüm, kardeşim.."
"Doğru değil Tekin." diyerek lafını böldü. "Kardeşin orada bile çalışmıyormuş ki. Oğlum sen iyi misin? Paranoya kurduğunu iddia ediyor adam. Haklı." dedi nefeslenerek. "Seni sağlık kontrolüne göndermem şart koşuldu biliyorsun değil mi? Üç seans zorunlu psikiyatri desteği sağlanacak."
Tekin başını eğdiği yerden kaldırıp anlamazca baktı Asım Müdürün yüzüne. Bunu kimse ona söylememişti çünkü.
Onun şaşkın ve öfkeli bakışlarını yakalayan yaşlı adam kaşlarını çattı." Bakma öyle. "dedi tersleyerek." Al şu doktorun kartını, kaybol gözümün önünden. Bir hafta saha görevi yok sana. "
Tekin adamın gösterdiği yerden kartvizit mecburi alıp selam vererek hışımla çıktı odadan. Onun asabi adımlarla masasına yürüdüğünü izleyen ekip arkadaşları meraklı bakışlarla süzüyorlardı. Bu sefer onun ne yapıp azar işittiğini bilmiyorlardı ama Tekin, geldiğinden beri adı belaya çıkmış biriydi. Kimse şaşırmıyordu.
"Hayırdır,"dedi kıdemlilerden biri olan Yağız." Ne bu şiddet bu celal? "
Tekin masasından eşyalarını toplarken ona laf atan Yağıza ters bir bakış attı. Sinirliydi. Fazlasıyla Sinirliydi hatta ki, avuçları kaşınıyordu. Ona sataşan ilk kişiye bela olmaktı aklındaki hatta ama kendini nasılsa zorlukla tuttu o an.
" İşinize bakın." dedi ağız ucuyla. Rozetini ve silahını masaya fırlatıcasına bırakıp birimden ayrıldı. Karakolun kapısından çıkar çıkmaz bir dal sigara çıkarıp hızlıca tutuşturdu ucunu. Çakmağı geri cebine koyarken eline az önce aldığı kartvizit çarptı. Parmaklarıyla tutup çıkardı.
Kartı öldürmek ister gibi ters ters gözünü ayırmadan ezberlerken bir yandan da ağır ağır içti zehirli dumanı. "Siktiğimin yasaları," dedi hırsla. "Bi boka yaramayan adaleti."
Homurdanırcasına ettiği yarım küfürler eşliğinde kartı tekrar cebine tıkıştırdı. Bitmeye yaklaşan sigarasını yanındaki çöpün metaline bastırıp söndürdü ve attı izmariti.
***
Ertesi gün Selin ve Tekin psikiyatrist kapısının önünde oturuyorlardı randevu saati için. Selin kardeşinin seansa gittiğinden emin olmak için onun koluna takılmış ısrar kıyamet buraya kadar sürüklemişti. Çünkü onu kendi haline bıraksa zorunluluktan bile olsa düzgünce seansa gitmeyeceğini biliyordu.
"Benim seansa filan ihtiyacım yok." dedi Tekin homurdanarak. "Geldik bekliyoruz bi de bok var gibi."
Selin içten içe mutluydu. Tekine ilgili bi bozukluk olduğuna emindi çok uzun zamandır. Ve bunu kendi isteğiyle yaptıramayacağını bildiği psikiyatri kliniğinin kapısında bekliyor olmaları onu rahatlatıyordu bu açıdan.
" Söylenme. "dedi Selin." İşinden olmak mı istiyorsun?"
Tekin ağzı bozuk biri olarak bir kaç küfür daha yuvarladı ağzının içinden. Olmak istemediği bir yerde olmak haliyle sinirlerini geriyordu.
Doktorun odasının kapısı nihayet aralandı ve içeriden uzun boylu esmer bir adam çıktı. Doktor olduğunu üzerindeki beyaz önlükten anladıkları sarışın bir kadın da onunla birlikte onu geçirmek için kapıya kadar gelmiş gibiydi.
"Haftaya görüşürüz Korkut Bey," diyerek kibarca elini sıktı esmer adamın.
"İyi günler," diye yanıtladı onu adam. Ardından döndü ve odanın önündeki koltuklarda oturan iki kardeşe bakındı ilgisizce.
Tekin adamın kendilerine olan saniyelik bakışlarından nem kaparak önce kardeşine baktı. Kızın adamı dikkatle süzdüğünü gördüğündeyse kaşları çatıldı ve Selin'i dürttü uyarı amacıyla. Adam koridorda uzaklaşana kadar onu izleyen kardeşi içinse bu uyarı çok da bir şey ifade etmiyordu o vakit.
"Selin," dedi uyarı mahiyetinde fakat lafı, hala kapıda duran doktor hanım tarafından bölündü.
"Tekin bey, siz olmalısınız." diyerek sorarcasına ona bakıyordu.
Tekin kardeşine attığı ters bakışları kesip kalktı koltuktan ve bir baş onaylamasıyla cevapladı kadını. "Evet." dedi.
"Buyrun," diyerek odaya davet etti kadın. Gülümseyerek kendisi önden geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLECHAZO - GAY
Teen FictionKorkut, adı gibi bir adamdı. Nitekim insanlar isimlerinin anlamlarını karakterine yansıtılardı. Böyle söylemişti Cemre'nin annesi. Cemre'nin adını da annesi koymuştu. O daha doğmadan, hatta cinsiyeti bile beli değilken.. Yüksek ihtimalle kız olur sa...