Hiç aklımda yoktu ama aklıma soktun bi kere, bu bölüm de senin için kuzu Raziell13 ♡
Keyifli okumalar"Yok diyorum yok!" Diyerek diğer tarafta bağıran adamı uzaktan duyuyor gibi kulakları uğuldadı Cemre'nin.
Anlamıyordu. Tüm bu tiyatrodan sonra teslim olmayıp ne yapmış olabilirdi ki? Nereye kaybolabilirdi?
"Karakolda yok, evde yok.." dedi Cengiz. "Telefon kaydı en son şehrin çıkışında sinyal vermiş. Üç saat önce."
Cemre nutku tutulmuş gibi hiçbir şey söyleyemeden fakat çok şey anlatmak isteyerek dinliyordu Cengiz'i. Olmaz, demek istiyordu. Benim için her şeyi yapabileceğini söyledi, olmaz.
Gitse veda etmez miydi? Böyle habersizce mi giderdi gerçekten?
"Oraya geliyorum, bekle." dedi en sonunda Cengiz tek taraflı konuştuğunun farkına vararak. Hemen ardından telefonu kapatıp saatler önce ayrıldığı eve geri dönmüştü.
Cemre onu beklerken bir kaç kez daha belki açar umuduyla Korkut'un aradı. Neden şehirden uzaklaştığını düşündü. Bu Korkut'un yapacağı bir şeymiş gibi hissettirmiyordu. Bozuk bir parça vardı ve Cemre ne kadar düşünse de yerine oturmuyordu.
Evin kapısı anahtar sesiyle birlikte açıldığında Cemre heyecanla yerinde dikleşti. Bir an kapılıp Korkut'un geldiğini düşünmüştü fakat Cengiz'de de evin anahtarı vardı elbette.
Bu sırada Emre uyandı. Çenesinin altına kadar uzanan siyah tutamlarını arkadan lastik bir tokayla toplamıştı fakat kahkülleri yetişmediği için yanaklarına dökülmüştü. Tek benzer noktaları olan yeşil gözleri uykudan dolayı hafif şiş ve kızarıktı.
Cemre'yle hiç benzemiyorlardı. Cemre sarışındı, kısaydı ve ince yapılıydı. Emre ise orta şeker esmer ve ortaokuldan beri spor yaptığı için yapılı ve uzun boyluydu. Spora diğerleri zorbalık yapamasın diye annesi tarafından başlatılmıştı fakat Emre, bunu bir kalkan olarak bile kullanamayacak kadar saf ruhluydu.
Cemre ayağa kalkıp kapıdan giren Cengiz'i görmezden gelip abisine yaklaştı. "İyi misin?" diye sordu çatlak bir sesle. Uzun süredir ağladığı için sesi kırılıyordu.
Emre alttan gözlerle Cemre'ye baktı. Sorusunu cevaplamadan "Susadım." dedi. Fakat Cemre'nin yüzünde gördüğü bi şeyler onu rahatsız etmiş gibiydi. Her rahatsız olduğunda yaptığı gibi gözlerini kaçırıp etrafta dolaştırıyordu fakat sık sık da Cemre'ye takılıyordu. "Ağlamış," diye fısıldadı kendi kendine sonra.
Cemre dudaklarını büzüp ona sarılmamak için kendini zor tutarak gülümsedi. Dudakları kıvrılırsa Emre onun üzgün olduğunu anlamazdı çünkü.
Cemre de bunu duymamış gibi yapmayı deneyerek "Gel, sana su vereyim." dedi ve takip etmesi için önden mutfağa ilerledi. Mutfak ve giriş dip dibe olduğundan hala girişte bekleyen Cengiz'le kısaca bakıştılar.
"Evde yabancı biri var." dedi Emre Cengiz'i yeni fark ediyormuş gibi duraksayarak.
Cemre ikisinin daha önce karşılaşmadığını o an anlayarak şaşırdı fakat yine de olasıydı. Emre insanların yüzünü incelemezdi. Yabancılarla aynı ortamda durmayı da sevmezdi. Tuhaftı ama anlaşılmaz değildi.
"O yabancı değil abiş," dedi Cemre de mutfağın eşiğinde durup. Göğsünün üzerinde bir taş oturmuş gibiydi ve bu sebeple ne yaparsa yapsın sesi çok düz, ifadeleri çok durağandı. Yutkundu. "Korkut'un," duraksayarak devam etti. "Arkadaşı."
Emre başıyla onayladı. "Korkut'un arkadaşı," diye tekrarladı. "Peki," diye sesi alçalatarak gizli bir şeyler söyler gibi üzerine eğildi Cemre'nin. "İyi biri mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLECHAZO - GAY
Teen FictionKorkut, adı gibi bir adamdı. Nitekim insanlar isimlerinin anlamlarını karakterine yansıtılardı. Böyle söylemişti Cemre'nin annesi. Cemre'nin adını da annesi koymuştu. O daha doğmadan, hatta cinsiyeti bile beli değilken.. Yüksek ihtimalle kız olur sa...