Senden Nefret Etmiyorum

1.1K 110 17
                                    

"Ağlama Cemre," dedi Korkut valenin teslim ettiği arabaya binerken. "Zaten kendimi zor tutuyorum. Bana sebep verme."

Cemre burnunu çekip hızlı hızlı başını salladı tamam dercesine. Konuşursa ağlamaktan korktuğu için sesini çıkarmamıştı. Başını eğip vakurca arabaya binmişti. Emniyet kemerini titrek elleriyle sarıp takarken son kez devasa otelin girişine bakındı. Bir şekilde peşlerinden gelmişti Tekin. Amacının sadece rahatsızlık vermek olduğunu kanıtlarcasına elleri ceplerinde yüzünde hiçbir ifade olmadan öylece bakıyordu onlara.

Cemre ile, siyah filmli camlardan dolayı göz göze gelmeleri imkansız olsa dahi sanki gözlerinin ta derinine bakıyormuş gibi hissettiğinde bakışlarını kaçırdı çocuk. Boğazından pişmanlık dolu gemiler geçiyormuş gibi acı veriyordu kursağında bir his.

Korkut yola odaklanması sadece deniyormuş gibi sıkıntılı bir ifadeyle arabayı sürüyordu bu saatlerde neredeyse boş olan otobanda. Hızını biraz düşürüp kendi tarafındaki camı açtı. Uzanıp ara sıra içtiği için arabada bulunan sigara paketinden bir dal çıkardı ve dudaklarının arasına yerleştirdi. Gözleri çakmağı aradı fakat göremedi.

"Torpidodan çakmağı verir misin güzelim." diye mırıldandı.

Cemre dediği gibi önündeki gözü açıp bir kaç evrak ve deste deste para dolu olan yerde çakmağı aradı. İlk bir kaç saniye paraları gördüğünde duraksamıştı. Muhtemelen Cemre'nin  senelik kazandığı para önemsiz kağıt parçaları gibi atılmıştı çünkü oraya. Kapağı tekrar kapatırken dönüp çakmağı Korkut'a uzattı fakat Korkut dudakları arasındaki sigarayı, hafif eğilip yakması için işaret etmişti.

Cemre istemsizce Korkut'un dolgun koyu kırmızı dudaklarına diktiği bakışlarıyla oraya yabancı duran ama bir şekilde yakışan sigaranın ucunu tutuşdurdu.

Korkut'un sigara içtiğini hatırlamıyordu. Belki de görmüş ama dikkat etmemişti.

Korkut dumanı açtığı camdan dışarı üflemeye gayret gösterirken Cemre de bu konuyu önemsemedi. Normalde de sorun etmiyordu. Çok daha kötü kokulara ve şartlara maruz kaldığı olmuştu. Bir sigara dumanı onu öldürmezdi.

"İçtiğini görmemiştim." derken buldu kendini. Bunu neden söylemişti ki?

Korkut ona bir bakış atıp sigarayı tutan elini camdan sarkıtarak tek elle kullanmaya devam etti aracı. Dudakları da hafifçe kıvrılmıştı bu arada. Bunun gerçek bir gülümseme olduğunu düşünmedi Cemre. İkisi de husursuzdu hala çünkü.

"Kırk yılda bir." dedi sonra Korkut. Nadiren içtiğini kasıt ederek. Bu sırada telefon çalmıştı. Cemre bu saatte onu arayacak kimsesi olmadığını bildiği için hiç üzerine alınmadı.

"Telefonun çalıyor." dedi başını camdan dışarı çevirerek.

Korkut telefonu açmıştı bu sırada. Telefon arabanın Bluetoothuna bağlı olduğu için Korkutun babasının endişeli sesi doldurmuştu arabayı.

"Naptın oğlum? İyi misin? Davette o adam da varmış. Bir sorun yok değil mi? " diye sormuştu ilk. Cemre yutkundu.

Saat oldukça geç olmuştu. Bu saatler Cemre nin başına bir şey gelmiş olsa muhtemelen ertesi gün Emre'nin haberi olurdu. Ya da olmazdı.

Onun halini hatrını soracak bir babası da yoktu. Korkut'u kıskanıyordu belki bu konuda. Gecenin bi köründe halini soracak, onun için endişelenen bir babası vardı. Korktuğumda sığınabileceği güvenli bir liman, düştüğünde kaldıracak asla yıkılmayan bir dağ gibi arkasında duran bir baba.

Cemre bunun anlamını bilmiyordu bile.

"İyiyim baba sorun yok." dedi Korkut. "Şimdi araba kullanıyorum. Ben ararım seni sonra."

"Tamam dikkat et." dedi ve telefon kapandı.

Araba iki kişi için yeniden sessizliğe gömülmüş olduğunda Cemre dışarıda dolaşrıedığı bakışlarını parmaklarına indirip gergin e soludu.

"Koşulsuz güvenebileceğin birinin olması güzel değil mi?" dedi bir süre sonra. Yeşilkerini kaldırıp Korkut'un profiline dikti.

Korkut Cemre'yi duymuş olmasına rağmen bir süre duymamış gibi davrandı önce. Bilse bile ansızın Cemre'nin kalbini kırabiliyor olması onu hazırlıksız yakalıyordu. Alenen onun için çırpınan bu adamı her defasında görmezden gelerek ona güvenmediğim söyleyerek neyi hedefliyordu ki?

"Öyle." dedi sonra kısık sesle onaylayarak. Elinde dibine dayanmış izmariti savurdu ve camı kapattı. Boğazına yerleşmiş nefret edilesi acı kelimelerinin yolunu tıkamıştı.

Çalmakta olan ama duyulmayan radyonun sesini açıp başka şeyler duyma ve Cemre'den uzaklaşma ihtiyacıyla hiç dinlemediği bir şarkıyı dinlerken buldu kendini.

"İnsan sahipsiz kalır ya
Anlar o zaman
Hep sendin, hep özeldin.."

"Özür dilerim," dedi Cemre boş bir ifadeyle. "Bazen kelimelerimi gittiği yeri kontrol edemiyorum." konuşmaya devam edecekti ama Korkut'un onu dinlemediğini fark ederek yutkundu ve gözlerini kırpıştırdı. "Korkut kenara çeker misin?"diye sordu dikkatini çekerek.

Korkut dediğini yaptı. Cemre'ye attığı kısa bakışta gördüğü üzgün ifadesi onu endişelendirmişti. Bir eczanenin önünde park İhlali yaparak aracı durdurdu hemen.

Cemre tamamen Korkut'a dönüp bir elini avuçları arasına aldı onun şaşırmasına fırsat vermeden. Gözleri orantısız ama tuhaf bir şekilde yabancı durmayan birleşik ellerinde oyalandı kısıkça. Onun soğuk avuçlarını tutmak Cemre'nin yabancılık duyduğu bir eylemdi. Bu yüzden kendine şaşırmak için zaman tanıdı.

"Korkut ben senden nefret etmiyorum." Burukça güldü. Ona bakamıyordu konuşurken. "Edemiyorum ama. Seni istediğin gibi istemiyorum da. Seni üzmek de istemiyorum. Bana hiç kötülük yapmadın bilerek. Seni üzmemi hak etmiyorsun."

Korkut ellerinde masum bir bebeğin ve bir kadının kanıyla şuan adeletsizce cezalandırılmadan dolaşıyor olsa da Cemre bunu göz ardı etmeden söylüyordu kelimelerini.

"Cemre," dedi Korkut şaşkınca. Belki de ilk defa samimi duygularıyla hareket ederek yaklaşıyordu Korkut'a Cemre. Bu yüzden şaşkındı.

"Dur, konuşayım." dedi Cemre panikle. Bir hafta sonra yapacağı şey sürekli aklının bir köşesinde dönüp duruken en azından içinde ona karşı kötülük ve nefret olmadığını bilsin istiyordu.

"Belki de sen bana iyilik gösteren tek insandın. Bu yüzden seni hayatımın dışına itmeyi öyle çok istedim ki. Sana bağımlı olmaktan ölümüne korktum beni anlıyorsun değil mi?" Dolu dolu olmuş gözlerini kısaca kaldırıp genç adama baktı gözlerinde bir parıltı görmeyi umarak." Ben kötü biriyim belki. Beni böyle kabul etmek zorunda değilsin. Sana diyorum ki kurtul benden. Git.. "

" Cemre bunları söyleme. "dedi Korkut elini sıcak ve minik ellerden kurtararak sinirle. Neden onunla birden böyle konuşuyordu ki? Neden aniden.. Vedalaşıyordu?

" Sana güçlü bir sebep vereceğim. "dedi fısıltıyla Cemre. Korkut bunu pek önemsemedi o an ama nedense göğsü sıkışır gibi olmuştu. Yanlış gitmekte olan bir şeyler seziyordu tüm iç güdüleriyle ama görmezden gelmekte ustayıdı o. Yine öyle yaptı.



FLECHAZO - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin