Çocuk Cesedi

1.6K 121 17
                                    

Cemre hayatı boyunca on işte birden çalışsa alamayacağı lüks arabanın yolcu koltuğundan şehir trafiğini izliyordu. Kırmızı ışıkta takılmışlardı. En lüks semtlerden birinde muhtemelen bir suyun parasının bile Cemre'nin haftalık ücreti yapacağı absürt derecede pahalı bir mekana gidiyorlardı.

Korkut ve züppe arkadaşlarının takılmayı sevdikleri türden bir eğlence mekanı..

Cemre'nin ise kapısının önünden bile geçmek istemeyeceği kadar anksiyete verici, boğucu ortamlardan biriydi. Korkut'un arkadaşları bir yana ortamdaki insanların kasıntı ve yapmacık tavırlarından çoğu zaman daral geliyordu Cemre'ye.

"Sikeyim ya," dedi Korkut kendi kendine homurdanarak. "Bir saattir on adımlık ilerlemedik."

Cemre sistemini duymazdan gelip istifini bozmadan kalabalığı izlemeye devam etti. Mayışmıştı hatta biraz. Uyuyamadığı için, mental yorgunluğu da eklenince göz kapakları uykuya direnemiyordu. Alnını yasladığı camın belli belirsiz soğuğu başının ağrısına iyi geliyordu da yavaş yavaş uykuya daldığını hissediyordu.

Korkut'un telefonunun gürültülü zil sesi arabada yankılandığında Cemre uyku mahmurluğuyla hafifçe irlildi. Elini emniyet kemerine sarıp şapşal şapşal bakındı etrafına. Korkut onun bu tatlı hallerine göz ucuyla bakıp dudak kıvırmıştı hafifçe. Telefonunu uzanıp aldı ve aldırmadan cevaplayıp hoparlöre aldı.

"Kardeşim," Diyen ses Cengiz'e aitti. "Nerde kaldınız ya, sipariş için sizi bekliyoruz."

"Trafik var, yarım saate orda oluruz." dedi Korkut. "Siz beklemeyin bizi, başlayın."

Cengiz onaylayan mırıltılar çıkarıp vedalaşarak telefonu kapattıklarında Cemre gözlerini devirmeye engel olamadı. Şu adamın adını dahi duysa tüyleri ürperiyordu. Kolay kolay birinden nefret etmezdi fakat Cengiz'den tiksindiğini söylese abartmış olmazdı.

"Neden gelmek zorundayım?" diye mırıldandı gizleyemediği siniriyle.

Korkut telefonu öylesine bir yere bırakırken ona baktı. Zaten trafik ilerlemiyordu. Muhtemelen yarım saatten çok daha fazla sürecekti mekana gitmeleri. Ama şikayetçi değildi. Cemre onunla mecbur kalmadıkça konuşmasa dahi, yanında durması başbaşa olmaları da yeterdi. Arada yeşil gözleri değecekse ufacık gözlerine, Korkut bütün gününü trafikte hınca hınç araba kalabalığının içinde geçirebilirdi.

"Bugünün.." dedi Korkut fakat sonra devam ettirmekte kararsız kalarak susmayı tercih etti. Cemre bu zamana kadar hiç hatırlamamıştı ki bugün hatırlasındı. Korkut'a dair ne varsa umursamıyordu bile muhtemelen. Korkut ise Cemre'yle rağmen tek başına dalgalı denizde kürek çekmeye devam ediyordu. Bıkmadan ve usanmadan.

"Ne?" dedi Cemre kaşlarını çatarak.

"Doğum günüm." dedi Korkut önüne dönerek. Kırgın davranmamaya çalışıyordu fakat Cemre'ye karşı duygularını gizlemek konusunda pek de başarılı olduğu söylenemezdi.

Cemre bugünün tarihini hatırlamaya çalıştı fakat günleri dahi karıştıracak kadar kafası gidikti. E tabii önce Korkut'un doğum günün hangi gün olduğunu bilmesi de gerekirdi fakat bilmiyordu.

Katil olduğunun ertesi, doğum gününü kutlayan katil.. Kulağa trajikomik geliyordu. Cemre ağzını dolduran boş kahkahasını salıvermemek için zor tuttu kendini. Akabinde hıçkırarak ağlayacağını biliyordu çünkü.

Birinin hayatını sona erdirdikten sonra rahat rahat doğum günü kutlayacaklardı ya Cemre bazen yaşadıklarının sit-com olduğunu düşünüyordu.

"Bir kez," dedi Korkut Cemre'nin düşündüklerini aksine çok daha başka hislerle savaş verirken. "Bugün için bir kez nefret etmeyi bıraksan ve seni sevmeme izin versen olmaz mı?"

FLECHAZO - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin