"Cengiz, ben biraz şehir dışındaki evde olacağım. İdare edersin beni." dedi Korkut, telefondaki arkadaşına.
Cemre arkasındaki koltukta oturmuş onu dinlerken biraz fazla rahat davranıyordu fakat umursamadı. Sonuçta hayatında Cemre'den sakladığı hiçbir şey yoktu.
" Hmm Cemre'yle. "dedi, biraz karşı tarafı dinledikten sonra.
Cemre arkadan homurdandı fakat telefondan duyulacak kadar sesli değildi.
" Haberler işte. "dedi ağız ucuyla yeniden telefona karşı. Ona dikkat etmesini söyleyip kapatan arkadaşına hitaben" Sağ ol kardeşim. Sen de. "diyerek kapattı.
Telefonu takım elbisesinin cebine koyduğu sırada içeri nihayet ifadelerini almış olan komiser girmişti, hemen arkasından da bir polis daha gelmişti. Ellerinde bir kaç dosya vardı.
Cemre oturduğu yerde endişeyle dikleşmiş ve Korkut'a kaçamak bir bakış atmıştı. Kendini sakinleştirmeye çalışıp, vicdanını surturmayı denediyse de elleri yeniden titremeye başlamıştı. Yüzü kireç gibi beyazdı zaten.
Su bile almıyordu midesi.
Stresten Kasım kasım kasılmıştı bütün bedeni. Sadece ve sadece eve gitmek, abisine sarılmak ve mümkün olduğunca bu yaşanan iki günü yok saymak istiyordu. Sanki hiç ellerine kan bulaşmamış, hiç vicdanına yük binmemiş gibi yapabileceği bir hayat istiyordu.
Zaten öylesine yorgundu ki.
Bazen sadece yüksek bir bina tepesine çıkıp kendini boşluğa bırakmak istiyordu.
"Buyrun Korkut Bey," diyerek eliyle oturmasını işaret etti adam. Adı Akifti. Masasındaki isimlikte yazıyordu. Cemre gerginlikten odayı gözleriyle soyarken fark etmişti.
"Siz de kusura bakmayın Cemre Bey," dedi adam mahçupmuş gibi. "Tüm bunlarla uğraştırıyoruz." Gerçeği bilse bu tavırlara gerek olmayacaktı aslında. Cemre gözlerinin dolmasını engellemek adına bakışlarını kaçırıp başını salladı, önemsiz der gibi.
Neyse ki, Korkut durumu fark edip dikkati kendine çekmişti. "İfadelerimiz tam değil mi komiserim? "
"Evet evet, şahitlerle birlikte her şey tamam." dedi adam. "Sizin şoför yarın hemen mahkemeye çıkacak. Yalnızca avukatlarınız temsilen bulunsa da yeterli olur." dedi Akif komiser.
Korkut başıyla onayladı fakat aklında bir şey varmış gibi kaşları çatıktı. Cemre o sırada mühürlü dudaklarından korkunç sır dökülmesin diye yerinde kaskatı bekleyip saniyeleri sayarken, Korkut'un oyalanmasına ayrı sinirleniyordu.
"Bir şeyi merak ediyorum." dedi Korkut, "Sabah evime gelen adam.."
"Ah, onun için Korkut Bey, endişelenmeyin."
"Endişelenmiyorum zaten. Konu o değil." dedi Korkut her zamanki soğuk ve kibirli tavrıyla. "Beni tehdit etme cesaretini nerden buluyor merak ettim."
Adamı araştırmaları için çoktan bir kaç adam salmıştı peşine fakat şuan yaptığı sadece bir göz dağıydı. Şuan karşısında duran Amire, adamına sahip çık, diyordu.
"Acısı tazeydi Korkut Bey, ne dediğini, ne yaptığını bilmediğine eminim."
"Alttan almayacağımı da biliyorsunuzdur." diyerek uzun bacaklarının üzerinde doğruldu Korkut. Bir elini de Cemre'le uzatmıştı tutması ve oturduğu yerden kalkması için. İyi de yapmıştı çünkü Cemre titrek ve uyuşuk bacaklarıyla tek başına ayakta durabileceğine inanmıyordu.
"Bir daha karşınıza çıkamaz, merak etmeyin." dedi koskoca müdür karşılarında eğilip bükülerek. Bu konuşmanın üzerine Tekin denen adamın canını epey sıkacağı malumdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/298849828-288-k911207.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLECHAZO - GAY
Dla nastolatkówKorkut, adı gibi bir adamdı. Nitekim insanlar isimlerinin anlamlarını karakterine yansıtılardı. Böyle söylemişti Cemre'nin annesi. Cemre'nin adını da annesi koymuştu. O daha doğmadan, hatta cinsiyeti bile beli değilken.. Yüksek ihtimalle kız olur sa...