Bu arada söylemeyi unutmuşum herhalde. Bu kitap, kucakta oturmayı, yatmayı sevenler için harika. Çünkü iler ki bölümlerde Uğur, elinde olsa her yerde Bora'yı kucağına alacak.
***
Uğur duştan çıkarken ufak bir havluyla saçlarını kurutuyordu. Nenesi, Bora için sobaya fazla odun attığı için ev hamam gibiydi. Bu yüzden altına ince bir gri eşofman, üzerine ise siyah atlet giymişti. Odasına girince Bora'nın yatağında oturmuş, telefonda konuştuğunu gördü.
Dolabına yönelip, uyurken rahat etsin diye ona kıyafet çıkarırken konuşmasına kulak misafiri oldu.
"Evet abi, Uğurlardayım. Babaannesi Sevim teyze çok tatlı biri, sürekli bana 'çok tatlısın' diyor... Evet, yemek yedim, ilacımı da içtim. Şimdi yatacağım, okuldan sonra yanıma gelir misin?.. Tamam abi, görüşürüz."
Uğur kendisine küçük gelen kapriyi sakladığı için sevindi. Kendi kıyafetleri Bora'ya asla uymaz, fazla bol ve uzun gelirdi. İnce bir kazakta çıkarınca geri Bora'ya döndü ve elindeki kıyafetleri, yatağa bıraktı. "Giy bunları, o kanlı şeylerle duramazsın zaten. Ben kapıda bekliyorum, haber verirsin."
Bora dudaklarını birbirine bastırırken başını salladı. Uğur çıkınca hızla üzerindeki kanlı beyaz sweatshirtü ve eşofmanı çıkardı. Uğur'un verdiklerini giyince, "Gelebilirsin." dedi.
Uğur içeri tekrar girince Bora'yı süzdü. Kazağı tamda düşündüğü gibi ona fazla bol ve büyük gelmişti ancak bu onu tatlı göstermişti. Kapri ise onun tam dizlerine geliyordu ve bu yüzden tüysüz bacakları ortadaydı. Bu halde bile beni etkileyebiliyor... Allah'ım affetsin ama her şeyden çok güzel.
Uğur sessizce odanın içinde ilerledi ve yüklükten bir yorgan ve iki tane battaniye çıkardı. Bir battaniyeyi Bora'nın yanına koyduktan sonra yere yorganı serdi ve battaniyeyi üzerine gelişi güzel attı. Kendine yastık alırken Bora'nın sorusuyla duraksadı.
"Uğur... Sizde peluş bebek veya oyuncak var mı? Diğer türlü uyuyamam da."
Uğur, onun tatlılığına gülümserken Bora'ya döndü. "Biz de yok ama istersen gideyim Mügelerden alayım. Müge'nin kız kardeşi var, o da ayıcığı olmadan uyuyamaz. Varsa bir tane alayım."
"Yok, o zaman böyle uyurum ben." Bora dudağını dişledi ve başını yastığa yaslayıp, bacaklarını kendine doğru çekti.
Uğur hayatta uyuyamazdı. Ceketini alırken, "İki dakikaya geliyorum ben, bir tane ayıcık alır gelirim." dedi. Tam kapıdan çıkacakken Bora'nın cümlesiyle ciddi anlamda dondu kaldı. Kalbi deli gibi çarpamaya başlarken derin bir nefes aldı.
"Oyuncak ayı istemiyorum. Eğer senin için sorun olmazsa... Kucağında uyuyabilir miyim? Ben uyandıktan sonra geri yatağına geçersin."
Uğur yutkunma ihtiyacı hissetti. Tenin tenime değerken, nefesini yüzümde hissederken ben nasıl uyuyayım be yavrum?
Ancak reddetmedi. Sessizce odasının kapısını kilitledi ve ağır adımlarla yatağına girdi. Yatakta sırtüstü uzanıp, başını yatağın başlığına yaslandı. Bora hemen kasıklarına oturunca nefesini tuttu. Kollarını Uğur'un boynuna sarıp, başını onun boyun çukuruna gömdü.
Uğur, tam boynuna değen nefeslerle gözlerini sıkıca kapattı, sakinleşmek için. Kendini kasmıyordu ancak kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyor, istemsizce heyecanlanıyordu.
"Çok güzel bir kokun var," diye mırıldandı Bora, burnunu daha çok Uğur'un boynuna bastırırken. "Bu kokuyu ilk parfümün sanmıştım ama değilmiş. Naneye benzeyen bir kokun var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Güzeli | boyxboy
Romance- TAMAMLANDI - Bir keko, aşık olduğu feminen oğlan için kendini değiştirecek miydi? "Kalbi hassas olana ağır gelir dünya..."