Medya Çınar <3
***
Bora'nın bakışları avucunda tuttuğu iki yüzüğe kayınca derin bir nefes verdi. Kapısı çalınınca avucunu kapattı ve bakışlarını odasının kapısına dikti. "Gel, abi."
Çınar kardeşinin odasına girdi ve gülümseyerek ona göz kırptı. "N'apıyorsun, yavru kuşum? Geleyim mi yanına?"
Bora istemsizce gülümserken bağdaş kurarak oturduğu yatağın boş yerine vurdu ve, "Gel abi," dedi. "Hem seninle bir şeyler konuşmak istiyorum."
Çakır'ın kaşları hafifçe çatıldı ancak sormadı. Kardeşinin yatağına uzanıp, başını başlığa yasladı ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Anlat bakalım, yavru kuş."
"Öncelikle sakin olmanı istiyorum, abi." dedi Bora, en nazik çıkan sesiyle.
Çınar'ın kaşları daha da çatılırken, "Kendine zarar verebilecek bir şey yapmadıysan zaten sana kızmam, Bora," diye mırıldandı. "Söyle abine, ne oldu? Biri bir şey mi dedi? Canını sıkan biri mi var?"
Abisinin bu korumacı tavrı kendisini güldürürken başını olumsuz anlamda salladı. Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra lafı uzatmadı, dolandırmadı. "Ben ve Uğur sevgiliyiz."
Çınar ilk tepki vermedi, düz yüz ifadesiyle kardeşine baktı bir süre. Sanki ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyor gibi duruyordu. Uzandığı yerden doğrulurken fazla sessizdi. Bu sessizlik ise Bora'yı endişelendiriyordu. Ailesinin tepkisinin az çok ne olacağını biliyordu ancak abisinin yanında olmasını istiyordu.
"Sen ciddi misin?" diye sordu Çınar, garip bir sakinlikle. "O herifin tavırlarını yanlış yorumlamış olabilirsin, Bora... O sana-"
"Evet biliyorum, ilk tanıştığımızda bana yaptıklarını biliyorum çünkü ben yaşadım abi," Bora derin bir nefes verdi ve avucunu açıp, elindeki iki yüzüğü gözler önüne serdi. "Sadece sevgili değiliz. Bana evlenme teklif etti... Ve gördüğün gibi, bende kabul ettim."
Çınar uzun bir süre şaşkınlıkla Bora'nın elindeki yüzüklere baktı. Nefes alışverişleri hızlanırken hayatında ilk defa sinirli bakışlarını Bora'ya dikti. "Sen şaka mı yapıyorsun? Eğer yapıyorsan inan bana, hiç komik değil."
"Ben şaka yapmıyorum!" diye sesi yükselti Bora. "Uğur'u seviyorum, o da beni seviyor abi. Birkaç gün önce evlenme teklifi etti, bende kabul ettim."
Çınar öfkesinin yükseldiğini hissetti. Daha fazla dinlemeye ihtiyacı yoktu. Yerinden fırladı ve koşar adım odasına girdi. Bora'da abisinin arkasından endişeyle gelirken, "Ne yapıyorsun?" diye sordu.
Çınar çıplak üstüne ince bir gömlek geçirirken, "Çoktan yapmam gerekeni." dedi, sertçe. Ardından odasındaki çalışma masasının üzerinde duran motorunun anahtarını aldı ve koşarak evden çıktı. Bora çıkmasın diye kapıyı onun üzerine kilitledi.
Kardeşi kapıyı yumruklayıp, durması için kendisine yalvarırken onu duymuyordu bile. Asansöre binmek yerine yangın merdivenleri kullandı ve koşarak sitenin küçük otoparkına indi. Kaskını bile yanına almamıştı. Motora bindiğinde hızla Uğur'un mahallesine doğru sürmeye başladı.
Ezbere bildiği kahveye varınca tahmininin doğru olduğu fark etti. Uğur, kahvede Müge ve Baran'la oturuyordu. Motordan indi ve kahvenin kapısını sertçe iterek içeri girdi. Tüm bakışlar kendisine dönerken onun odağı Uğur'du.
"Gel lan benimle."
Uğur ilk kaşlarını çattı. Ardından olayı anladı ve ayağa kalktı. Peşinden kalkan mahalle gençlerini ve Mügeleri eliyle durdurup, girdiği gibi sertçe kahveden çıkan Çınar'ın peşine takıldı. Birkaç çocuğun oyun oynadığı boş mahalleye girince Uğur yüksek seste ıslık çaldı. "Sonra gelin."
Çocuklar diğer mahalleye geçince Çınar bir anda yumruğunu Uğur'un yüzüne geçirdi. Uğur bu hamlenin geleceğini bildiğinden sadece sendeledi. Çınar ona ikinci yumruğu atarken de, küfürler savururken de sesini çıkarmadı.
"Ne orospu çocuğusun lan sen! Hani kardeşim ibneydi, hani namussuz, karı gibiydi? Hani ibneydi ulan! Bir ibneye mi aşık oldun? İbne mi oldun?"
Uğur cevap vermedi, yediği yumruklara karşılık vermedi. Bir kuklaymış gibi öylece dikildi. Yaptığının pişmanlığını bir kere daha yaşarken sadece, "Özür dilerim." dedi.
Çınar sinirden delirmiş hale gelmişti. Çınar unutmazdı, affetmezdi. Bu konuyu şimdiye kadar açmamasının sebebi onun kardeşiyle iyi anlaşmasıydı. Ama birkaç ay önce ibne diye dövdüğü çocuğa evlenme teklifi edince, sinirleri oynamıştı.
"Ne özrü? Ne özründen bahsediyorsun!?" Çınar sinirini yumrukla atamayacağını fark edince Uğur'un karnına tekme attı ve onun yere düşmesini sağladı. Tam onun yüzüne doğru tekme geçirecekken durdu. Kardeşinin 'Uğur'u seviyorum' cümlesi zihnine dolarken durdu.
Çınar sinirden dolan gözlerini avuç içleriyle silerken yere çömeldi. Derin nefesler alıyor, sakinleşmeye çalışıyordu. Uğur ise sızlayan yüzünü aldırmadan yavaş yavaş doğruldu ve resmen yere oturdu. O da derin nefesler alıyordu ancak onunki sakinleşmek için değildi, korkudandı. Çınar'ın onu dövmesi önemsizdi, kendisini kabul etmesini istiyordu. Onu korkutan Çınar'ın kendisini kabul etmemesiydi.
Çınar kollarını, kırdığı dizlerine yaslarken bakışlarını Uğur'a dikti. "Onu gerçekten seviyor musun?" Korkuyordu. Kardeşinin üzülmesinden, kırılmasından deli gibi korkuyordu. Kardeşi onun her şeyiydi, tek ailesiydi. Uğur'un onu üzmesinden, kalbini kırmasından çok korkuyordu. Bu yüzden bu kadar sinirlenmişti ya.
Uğur şişmeye başlayan yüzüne rağmen tebessüm etti. "Köpek gibi."
Çınar bacaklarının uyuşmaya başladığını fark edince Uğur gibi yere yarı bağdaş kurarak oturdu ve ellerini iki yanına yasladı. "Ona evlenme teklifi etmişsin... Ne ara bu kadar sevdin onu?"
"Bilmiyorum," diyerek dürüstçe cevapladı onu Uğur. "Ondan önce erkeklere ilgi duyduğumu bile bilmiyordum. Onu korumak, pisliklerden uzak tutmak zorundaymışım gibi hissettim. O gülümseyince gülümsedi, o gülünce güldüm, o mutlu olunca mutlu oldum. Ne ara onu sevdiğimi bilmiyorum ama ne zaman fark ettiğimi iyi biliyorum... Şu Kurtuluş denen arkadaşınla buluşmuştu ya, o zaman onu kıskandığımı ve sevdiğimi fark ettim. O zaman başladı aramızdaki her şey."
"On beş gün olmuş," diye mırıldandı Çakır, kendi kendine konuşuyormuş gibi duruyordu. Ardından bakışlarını tekrar Uğur'a dikti. "On beş günde evlenme teklifi edecek raddeye mi geldin? O nasıl sevgi?"
"Manisa'nın delisi meşhurdur, bilirsin," Uğur'un dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Deli gibi seviyorum işte. Bende aklımı değil, kalbimi kaybettim."
Çınar kendine bir sigara yaktı. "Zor olacak... Çok zor olacak. Özelliklede annemler çok sorun çıkartacak."
Uğur biliyorum dercesine başını salladı. "Yanımda Bora olacaksa, varsın zor olsun. Ben razıyım."
Çınar derin bir nefes verirken bakışlarını yere eğdi. Annesiyle bir kavga daha edecekti ve bu, şimdiye kadar ettikleri kavgalardan kat be kat daha zor olacaktı. Yine de ayakta durup, sonuna kadar kardeşinin yanında olacaktı. Her ne kadar Uğur'a güvenmese de, kardeşinin mutluluğu için onun yanında olacaktı.
***
Panoya da yazdım, buraya da yazıyorum. Böyle fantastik, bxg konulu bir kitap bulun bana. İçinde smut falan olmamalı. Annem kitabını okumak istiyorum diyor, korkudan soğuk terler döküyorum burada. Biliyorsanız şuraya adını ya da linkini bırakın lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Güzeli | boyxboy
Romance- TAMAMLANDI - Bir keko, aşık olduğu feminen oğlan için kendini değiştirecek miydi? "Kalbi hassas olana ağır gelir dünya..."