Medya: Müge ve Uğur <3
"Dostluk, toprak bir maşrapa gibidir. Önemsiz bir nedenden birdenbire kırılır ve bir daha kullanılmaz." - Mevlana
***
"Biraz daha gülersen seninle bir daha konuşmayacağım." dedi Bora, suratını asıp, omuzlarını düşürürken.
Uğur, Bora'nın yarı siyah, yarı kırmızı saçlarına bakınca tekrar gülmeye başladı. Dizlerinin üzerine çömelirken kahkahaları daha da arttı. Bora birkaç dakika önce Uğur'u aramış ve kendisini kuaförden almasını rica etmişti. Uğur ise kuaföre girip, Bora'yı gördüğünden beri kahkaha atıyordu.
Bora sandalyenin üzerindeki çantasını aldı ve kaşlarını çatıp, hızlı adımlarla kuaförden çıktı. Uğur yerden destek alarak ayağa kalkerken, "Tamam yavrum, gülmüyorum!" diye bağırdı, hala gülerken. Bora'nın arkasından çıkıp onu belinden yakaladı ve kendine çekti. "Tamam tamam, gülmüyorum. Çatma o güzel kaşlarını, ısırasım geliyor."
Bora'nın çatık kaşları gevşedi, yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu. Ama elini kaldırıp, kendisine sıkıca sarılmış Uğur'un omzuna vurdu. "Saçlarımı çok beğendim ben, gülüp durma! Bir kere daha gülersen yemin ederim seninle bir daha konuşmam, küserim."
"Küser misin sen kocana?" Uğur gülümserken alnını Bora'nın alnına yasladı ve onun burnuna ufak bir öpücük kondurdu. "Müstakbel eşine küsecek misin?"
Bora birkaç saniye sessiz kaldı ve en sonunda dayanamayıp, başını iki yana salladı. "Küsemem."
Uğur elini Bora'nın saçlarına attı ve karıştı. İki farklı renkteki saçlar Bora'nın gözlerine doğru düşerken, "Gel, seni eve bırakayım yavrum." dedi.
Bora başını salladı ve hem alyansa hem de tektaşı olan eliyle, Uğur'un elini tuttu. Uğur birkaç saniye onun parmağında, üst üste duran yüzüklere baktı ve gülümseme genişledi. Şu mutluluğu iki yüzüğe bakarken hep hissedeceksem, ölümü bile göze alırım be...
Uğur bir taksi durdurup, bindiklerinde şoföre döndü ve, "İkiçeşmeliğe çık abi, oradan tarif ederim ben sana." dedi.
Taksici arabayı sürmeye başlayınca Uğur, kolunu Bora'nın omuzlarına sardı ve kendine çekti. Bora etek giydiği ve makyaj yaptığı için onu gören kız sanıyordu ve Uğur bu yüzden insan içinde bile daha rahat Bora'ya yaklaşıyordu. Açıkçası diğer türlüde Uğur Bora'ya istediği gibi yaklaşıyor, temas ediyordu. Korktuğu yoktu.
Taksi ikiçeşmeliğe yaklaşırken Uğur'un telefonuna bildirim geldi. Boştaki eliyle telefonu çıkartıp, gelen mesajı okuyunca Bora'ya döndü ve, "Bizimkiler beni çağırıyor, acil diyorlar," diye mırıldandı. Bora'yı dünden beri görmüyordu ve hemen yanında gitmek istemiyordu ancak acil demişlerdi. Her ne kadar şu an onlarla konuşmuyor olsa da başları dertteyse koşa koşa giderdi. "Ben insem, sen eve çıkabilir misin, yavrum?"
Bora dudaklarını birbirine bastırırken başını salladı. Uğur derin bir nefes alıp cebinden para çıkardı ve taksiciye uzattı. "Ben şu mahallenin başında ineyim, sen sevgilimi şu tepedeki sitelere çıkar. Olur mu, abi?"
"Tabii oğlum." Taksici uzanıp parayı aldı ve biraz ileride durdu.
Uğur arabadan indi ancak hatırladığı şeyle döndü ve bir eliyle arabanın kapısını tutarken, "Eve geçince mesaj at, haberim olsun, tamam mı?" dedi.
Bora onun bu hallerine gülümserken tekrar başını salladı. "Tamam."
Uğur ona göz kırpıp arabanın kapısını kapattı ve bir süre uzaklaşan arabanın arkasından baktı. Araba yeterince uzaklaşınca ellerini pantolonun cebine soktu ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Yaşarların evine gelince cebindeki anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı. Hepsinin birbirinde anahtarı vardı, acil bir durumda anahtar beklemiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Güzeli | boyxboy
Romance- TAMAMLANDI - Bir keko, aşık olduğu feminen oğlan için kendini değiştirecek miydi? "Kalbi hassas olana ağır gelir dünya..."