Uğur, Azad tarafından sürüklenerek eve getirildi ancak hala bağırıyor, ağlıyordu. "Bora'yı görmem lazım, onunla konuşmam lazım! Çekil önümden Azad, öldürürüm seni! Çekil önümden!"
Azad onun tehditlerini umursamadan kapıyı kilitledi ve anahtarı cebine soktu. Hızla Uğur'un odasına girip, onun odasındaki dolabın en altındaki çekmeceydi açtı ve bulduğu ilaçla rahat bir nefes verdi. Paketin içinde bir tane ilaç çıkarırken mutfağa girdi ve bir bardak su doldurdu. Uğur'un ise o kadar kafası gitmişti ki cebinde anahtarı olduğunu bilmeden kapıyı yumrukluyor, açmaya çalışıyordu.
Azad Uğur'un yanına ulaşıp tek eliyle onu sertçe itti ve duvara yapışmasını sağladı. Avucunun içindeki ilacı onun zorla ağzına sokup, su ile yutmasını sağladıktan sonra, "Sakinleş," dedi. "Sakinleşmen lazım."
"Bora'nın yanına gitmem lazım!" diye haykırdı resmen Uğur, acıyla. Sakinleşemezdi, Bora'nın gözlerindeki o korku gözlerinin önünden gitmezken sakinleşemezdi. "Ayaklarını öperim, ne istersen yaparım, kulun köpeğim olayım aç kapıyı, Azad..." Acı dolu bir ses tonuyla yalvarırken ağlıyordu. Kafası o kadar gitmişti ki Azad ile konuşmadığını bile hatırlamıyordu. Şu an kapıyı açsa ayaklarına bile yapışırdı.
Azad derin bir nefes verirken elindeki bardağı bir köşeye fırlattı ve Uğur'u omuzlarından tutup, sertçe sarstı. "Sinir krizi geçirdin, uzun zaman sonra ilk defa! İlacını kullanmadığın için şu an köpek ol desem olursun, kafan üç buçuk. Bu halde seni Bora'nın yanına götürmem. İster yalvar, ister ağla, ister beni döv, ister götünü yırt. Götürmem. Sakinleş, ilaç etki etmeye başlasın ve o geri zekalı kafan yerine gelsin, o zaman Bora'yı göreceksin."
Uğur'un ağlaması şiddetlendi. Sırtı duvardayken dizlerinin üzerine çöktü ve elleriyle yüzünü kapattı. Azad'da onun yanına çöktü ve bir kolunu onun omzuna sarıp, kendine çekti. Uğur başını Azad'ın göğsüne gömüp, onu kollarından güç almak istercesine tutarken ağlaması yavaşlamaya başladı. Kaç dakika orada öylece durdular bilmiyorlardı ancak ilaç etki etmeye başlayıp, Uğur'un kafası yerine gelince Azad doğruldu.
Uğur boş bakışlarıyla ona bakarken, "Nereye gidiyorsun?" diye sordu.
Azad cebinden telefonunu çıkartırken, "Hiçbir yere," diyerek cevapladı. "Müge'yi arıyorum, Bora'yı getirecek."
Azad telefonla konuşmak için uzaklaşınca Uğur başını dizlerine yasladı. Şimdi daha sakindi ve aklı başındaydı. Yine de Bora'nın o anki bakışları canını yakıyor, istemsizce korkmasına sebep oluyordu. Oysa aklı ne kadar yerinde olmazsa olmasın Bora'ya zarar vermez, sesini bile yükseltmezdi. Sinir hastasıydı, psikopat değil. Kahvede olduğu gibi gözü dönmediği sürece kolay kolay kimseye o derece zarar vermezdi.
Bir anlık olmuştu. Çünkü ilk defa gözleri önünde biri Bora'ya hakaret etmişti. Ekrem'i de dövmüştü ancak o hale sokmamıştı. Çünkü bizzat duymamıştı, kulakları o pis kelimeyi işitmemişti. Kahvede ise ilk defa duymuştu. Elbette mahalledeki birçok kişi arkalarından hakaret ediyordu ancak kimse yüzüne söylemeye cesaret edemiyordu. O sarışın oğlan ise ilk olmuştu. İlk defa birisi, karşısında Bora'ya hakaret etmişti ve bu da onun bir anlığına gözünün dönmesine sebep olmuştu.
Düşüncelerinden sıyrılmasına sebep olan şey kapının ilk kilidinin, ardından kendisinin açılmasına sebep oldu. Bora'yı görünce hızla ayağa fırladı ancak Müge Bora'nın önüne geçip, Uğur'u omuzlarından tutarak durdurdu.
"İlk defa böyle bir şey gördü, korktu. Sakin ol, onunda konuşmasına izin ver."
Uğur sessizce başını sallarken gözlerini Bora'dan çekemiyordu. Gözlerindeki o korku yok olmuştu ancak hareketlerinden bile belli oluyordu hala korktuğu. Müge'yi resmen iterek önünden çekti ve Bora'nın yanına ulaşıp, "Sarılabilir miyim?" diye sordu, kısık sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Güzeli | boyxboy
Romance- TAMAMLANDI - Bir keko, aşık olduğu feminen oğlan için kendini değiştirecek miydi? "Kalbi hassas olana ağır gelir dünya..."