Bölüm şarkısı: G-Eazy & Halsey - Him & l
"Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; Ten'e değil, kalbe dokunacaksın."
***
Uğur kendini arabanın kapısına yaslarken bir ayağını, diğer ayağının üzerine attı. Bugün Bora'yla randevusu vardı ve istemsizce heyecanlıydı. Batırmak veya saçmalamak istemiyordu. İki saat boyunca aynada pratik yapmış, ne söyleyeceğini iyice kafasına sokmuştu. Bora her şeyin en iyisine, en iyi erkek arkadaşı layıktı ve ona layık biri olmak için çabalıyordu. İçki içmeyi ve haraç kesmeyi bırakmıştı. Sigarayı da bırakmayı düşünmüştü ancak başarabileceğini sanmıyordu.
Cebinden bir sigara çıkartıp yaktı ve bakışlarını C bloğun giriş kapısına dikti. Ciğerlerindeki dumanı dışarı doğru üflerken Bora kapıdan çıktı ve Uğur'un görüş alanına girdi. Uğur onu süzerken yutkunma ihtiyacı hissetti.
Üzerinde baskısız, beyaz sweatshirt ve altında bebek mavisi etek, fileli çorap vardı. Ayrıca siyah topuklu ayakkabı giymişti. Bora daha yakına gelince Uğur hafifçe dikleşti. Şimdi yüzünü daha net görüyordu. Gözlerinde yine eyeliner vardı ancak bu sefer dudaklarına parlatıcı değil, kahveye kaçan koyu tonda bir ruj vardı. Parmaklarında ise yine bebek mavisi ojeler vardı. Pembe boya aktığı için sarı renkteki saçları güneşin altında parlıyordu.
Hayran dolu bakışlarıyla sevgilisinden gözlerini alamazken onu belinden yakaladı ve nazikçe kendine çekti. Alnı alnına değerken, "Çok güzelsin, meleğim," dedi, duygu yüklü sesiyle. "O kadar güzelsin ki delirmeme az kaldı."
Bora utanarak başını eğdi ve alnını Uğur'un omzuna yasladı. "Utanıyorum."
Uğur gülümsedi. Elindeki sigarayı atıp, işaret parmağını Bora'nın çenesine koydu ve onun başını kaldırdı, İlk burnuna, ardından alnına öpücükler kondurdu. "Utanınca da çok tatlı oluyorsun. Az daha kızarırsan domatese benzeyeceksin."
Bora gülerken kollarını Uğur'un boynuna doladı ve, "Nereye götüreceğini hala söylemeyecek misin?" diye sordu. Alt dudağını büzmüştü ve Uğur kendini tutamazsa o dudakları ısıracaktı.
"Öyle sürprizin ne anlamı kalır be yavrum?" Uğur bir süre sadece Bora'nın gözlerine baktı. Uçsuz bucaksız okyanusları, kuşların özgürce uçtuğu gökyüzünü andırıyordu insana. "Gidelim mi?"
Bora kafasını sallayınca Uğur sürücü koltuğuna geçti, Bora ise ön yolcu koltuğuna. Uğur arabayı çalıştırıp, sitelerden çıkarken, "Keşke etek giymeseydin, üşüyeceksin," diye mırıldandı. Bora'ya etek çok yakışıyordu ancak gidecekleri yerde üşürdü. "Neyse, ceketimi alırsın."
Bora bir süre sessizce yolu seyretti ancak daha sonra sıkılmış olacak ki ofladı ve Uğur'a dönüp, "Şarkı açabilir miyim?" diye sordu.
"İstediğini açabilirsin, güzelim." Uğur her ne kadar Bora'ya 'bir şey yapacağın zaman benden izin almana gerek yok' dese de Bora istemsizce yapıyordu bunu. Uğur şimdiye kadar kendisine bir kere bile kızmamıştı ancak elinde değildi. İstemsizce yapmak istediği en ufak şeyi bile ona soruyor, izin verirse yapıyordu. Bu da bir nevi annesinin fazla baskıcı olmasından kaynaklıydı ancak bunu Uğur'a anlatmayı tercih etmiyordu. Onun bu konularla sıkılacağını düşünüyordu.
Bora ses sistemini telefonunu bağladıktan sonra sevdiği şarkıları açtı ilk. Yol uzadıkça değişiklik olsun diye Uğur'un sevdiği şarkıları açtı. Genellikle Türkçe rap, roman havası ve halay dinlemişti ancak o şarkıları da çok sevmişti. İnsanı eğlendiriyordu.
"Aç mısın, yavrum? Ona göre yoldan yemek alayım."
Bora dudaklarını birbirine bastırırken başını olumsuz anlamda salladı. "Aç değilim ama istersen çikolata alabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Güzeli | boyxboy
Romance- TAMAMLANDI - Bir keko, aşık olduğu feminen oğlan için kendini değiştirecek miydi? "Kalbi hassas olana ağır gelir dünya..."