19. Bölüm - Yalan Gerçekler

16.4K 1.3K 301
                                    

Uğur, elinden tuttuğu Bora'yı hızla evin içine soktu. "Geç içeri yavrum, geç. Hava buz gibi, hasta olacaksın."

Bora ayakkabılarını çıkartarak salona girince Uğur'da onun arkasından hemen girdi. Sobanın içine birkaç kömür atarken Bora'ya arkası dönüktü. "Nenem dün babamları görmeye, Manisa'ya gitti... İki üç gün gelmez herhal-" Uğur ellerini birbirine çırpa çırpa arkasını dönünce bir anlığına gerçek anlamda dondu kaldı. 

Bora üzerindeki şişme montu çıkarmıştı. Şimdi göğüslerinde -göğüslerinin olduğu yerde- belirli bir belirginlik vardı. Uğur'un kaşları çatılırken, "O ne?" diye sordu.

Bora hevesle bakışlarını ilk göğüslerinin olduğu yere indirdi ve ardından geri Uğur'a döndü. Hevesle, "Beğendin mi?" diye sordu. "Şimdi daha çok kızlara benziyorum. Beğendin mi?"

Uğur'un kaşları çatıldı. Ağır adımlarla Bora'nın yanına ilerlerken, "O ne demek şimdi?" diye sordu. Anlamıyordu. Bora neden böyle bir şey yaptırmış veya takmıştı? "Ne demek 'kızlara daha çok benziyorum'?"

Bora'nın gülümsemesi daha da genişlerken Uğur'un ellerini tuttu ve umutla ona bakmaya başladı. "Artık daha çok kızlara benziyorum demek işte. Sen beni daha çok beğenirsin, seversin diye yaptırdın Beğendin, değil mi? Daha çok kızlara benzedim?"

Uğur yutkunamadı. Bora, onu kızlar gibi giyindiği için mi sevdiğimi sanıyor? Kalbi can acıtacak şekilde çarpmaya başladı. Hayatında yediği hiçbir dayak canını bu kadar acıttığını sanmıyordu. Bora'ya böyle düşündürecek ne gibi bir hareket yaptığını bilmiyordu ancak düşünmeden de duramıyordu. Ben asla böyle bir şey ne ima ettim, ne de düşündüm. Başka bir şey olmalı.

Uğur'un yüz ifadesi sertleşirken, çenesi kasıldı. Hızla ellerini Bora'nın kazağında içeriye sokup sırtına çıkardı ve onun taktığı sütyeni sertçe çıkartıp, koltuklara fırlattı. Bora şaşkınca koltuğa fırlatılmış, içi dolgulu sütyene bakarken Uğur sinirden kasılmıştı bile. "Bora, bana bak."

Bora bakışlarını Uğur'a çevirince onun sinirlendiğini fark etti. Bu gözlerinin dolmasına sebep olurken dudakları titremeye başladı. Gözünden bir damla yaş süzülürken, "Beğenmedin mi?" diye sordu. Çok korkuyordu. Uğur'un onu sevmemesinden, bırakmasından deli gibi korkuyordu. 

"Beğenmedim," dedi Uğur, sinirle solurken. Ne kadar sinirli olursa olsun bir türlü Bora'ya kızamıyordu. Yine sesi garip bir sakinlikle çıkıyordu. "Benim için böyle saçma bir şey yaptığın için beğenmedim, evet. Kendi istediğin için yapsaydın sesim çıkmazdı, ama benim için böyle saçma bir şey takamazsın, izin vermem."

Bora'nın boğazından bir hıçkırık kaçarken başını eğdi ve yüzünü elleri arasına aldı. Uğur'un sinirini bir anda yok olurken Bora'nın ellerinden nazikçe tutarak yüzünden çekti ve başını kaldırmasını sağladı. "Ağlama, kurban olduğum, ağlama. Neden ağlıyorsun? Kızmadım ki sana. Kızamam ki zaten," Gözlerinin içi parlarken Bora'nın yüzünü avuçları arasına aldı ve onun yaşlar süzülen gözlerini öptü. "Kıyamam ben sana, sesimi bile yükseltemem. Neden ağlıyorsun? Kim ne dedi benim yavruma? Söyle bana."

Bora daha da şiddetli ağlamaya başlarken kollarını güçsüzce Uğur'un beline sardı ve alnını onun omzuna yasladı. "Beni bırakmanı, gitmeni istemiyorum, Uğur... Her şeyi yaparım, yemin ederim her şeyi yaparım. İstersen daha çok makyaj yaparım, daha çok kızlara benzerim. Lütfen beni sevmeyi bırakma."

Uğur'un bir kolu Bora'nın belindeyken, diğer eli onun saçlarındaydı ve sakince okşuyordu. Bunu sana kim düşündürdüyse onun o beyninde delik açacağım. Bora'yı çenesinden tutarak nazikçe başını kaldırdı. "Ben seni etek giydiğin, makyaj yaptığın, kızlara benzediğin için sevmiyorum ki, meleğim. Ben seni, sen olduğun için seviyorum. O günde söyledim ya: ben senin merhametini seviyorum, cesaretini seviyorum, kalbini seviyorum. İstersen etek giyme, makyaj yapma, umurumda olmaz. Dış görünüşün zerre umurumda değil bak, şaka yapmıyorum. Zerre miskal kadar umurumda değil."

Elleri tekrar Bora'nın yanaklarını buldu ve onun yanağında duran gözyaşlarını baş parmaklarıyla sildi. Yüzünde ufak ama içten bir gülümseme varken, "İnsan dış görünüşü beğenir, ama kalbe aşık olur Bora'm," diye fısıldadı. Onun gözlerinden geçen parıldamayı görünce gülümsemesi genişledi. "Senin üzerine yemin ederim ki, giydiğin veya taktı hiçbir şey kalbinden daha çok ilgimi çekmiyor. Ama çıkartırsan cidden canımın yanacağı tek şey," Bora'nın sol elini kaldırdı ve onun yüzük parmağına taktığı iki yüzüğü gösterdi. "Aha bunlar. Bunları ömrün boyunca parmağından çıkarma, ne giyersen giy, ne takarsan tak, ben seni hep beğenirim. Erkeğe benzemişsin, kıza benzemişsin, benim için önemli değil. O günde söyledim bak. Seni bir cinsiyet kefesine koyamam ben, bu seni sadece pisletir."

Bora parmak ucunda yükseldi ve yüzündeki gülümsemeyle kollarını Uğur'un boynuna doladı. "Özür dilerim, Uğur'um. Gerçekten çok özür dilerim. Onlar öyle söyleyince çok korktum, kafamı karıştırdılar. Yoksa senden şüphe asla etmiyorum, gerçekten."

Uğur burnunu Bora'nın boynuna yaslayıp, derin bir nefes çekerken, "Biliyorum, güzelim," diye mırıldandı. "Ama bana söylemeni istiyorum. Kim sana böyle iğrenç şeyler söyledi de aklını karıştırdı?"

Bora düşünmedi bile. Artık Uğur'dan bir şey saklamak, ona yalan söylemek istemiyordu. "Bengü ve Kaan. Ama lütfen kavga etme."

"Etmem meleğim, etmem," Uğur ellerini Bora'nın kalçalarının altına attı ve onu havaya kaldırdı. Bora direkt olarak bacaklarını beline sarınca gülümsedi. Kucağındaki Bora'yla birlikte odasına doğru ilerlerken, "Çok yorgunum," diye mırıldandı. "Müstakbel kocan uyuyana kadar onu öpersen belki yorgunluğu geçer... Doğru mu bilemem tabii, denemeniz lazım."

Bora gülerken başını salladı. "Deneyelim."

Uğur yatağına varınca kucağındaki Bora'yı yavaşça yatağa bıraktı ve ilk üzerindeki montu, ardından kazağı bir çırpıda çıkartıp attı. Üzerinde sadece atleti kalınca yatağa uzandı ve Bora'yı tekrar kucağına oturttu. 

Bora eğilip, Uğur'un boynuna öpücükler kondurmaya başlarken Uğur gözlerini kapattı. Yorgunluğu çoktan gitmişti ancak bunu söylemeye niyeti yoktu. "Birazda diğer tarafa yaparsanız kocanız mutlu olacak gibi, efendim."

Bora buna sırıtırken diğer boyun tarafına geçti ve orayı da öpmeye başladı. Uğur başını hafifçe geriye doğru atarken elleri Bora'nın kazağının altından, belindeydi. 

Bora son kez dudakları dibindeki boyna derin bir öpücük kondurduktan başını kaldırdı ve, "Yorgunluğun geçti mi?" diye sordu.

Uğur gözlerini aralayıp başını iki yana salladı. "Vallahi bugün pazarda çok bağırdım, dudaklarım acıyor. Birazda orayı öpersen belki."

Bora kıkırdayarak Uğur'un dudaklarına yaklaştı. Uğur ise bir elini Bora'nın ensesine yerleştirirken onu kendine doğru çekti ve dudaklarına yapıştı. Aynı anda yatakta döndü ve tek hamlede Bora'yı yatağa yatırıp, bacak arasına aldı.

Bora bir anlığına şaşırırken Uğur sırıttı. "Gel sana yorgunluk nasıl alınır göstereyim," Başını eğdi ve Bora'nın kazağını kaldırıp, başını soktu. Dudağını Bora'nın kasıklarından göğüslerine kadar küçük öpücükler bıraka bıraka çıkarttı. Onun göğüs uçlarına öpücükler kondururken derin bir oh çekti ve, "Allah'ım," dedi, boğuk çıkan sesiyle. "Ben bu çocuğa ölürüm." Sesi o kadar duygu yüklü, o kadar içten geliyordu ki Bora'nın kalp atışları hızlandı.

Bora gülümserken bir elini Uğur'un ensesine attı ve onu daha çok kendine bastırdı. Uğur işareti anlayıp tekrar dudaklarının önünde vücuduna öpücükler kondurmaya başlayınca Bora dudaklarını ısırıp gözlerini sıkıca kapattı ve başını geriye doğru attı. 

Uğur birkaç kere daha Bora'nın vücudunu öptükten sonra kafasını kazağın altından çıkarttı ve son kez Bora'nın dudaklarına öpücük kondurup, yatağa uzandı. Kolunu Bora'nın sırtına sardı ve onun başını göğsüne yasladı. 

Bora bir kolunu Uğur'un karnının üzerine atarken ona daha çok yaklaştı. "Seni çok seviyorum."

Uğur gülümserken gözlerini kapattı ve mırıldandı. "Kocanda seni çok seviyor, yavrum."

***

Ne sandınız? Bora zaten narin birisi, Uğur ise onunla kavga etmeyi bırakın, sesini bile yükseltmeye korkuyor. Kavga falan edemez bunlar. Uğur anca milletle eder.

Erkek Güzeli | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin