2. Bölüm - Delikanlı Çocuk

37.3K 2.4K 1.1K
                                    

Bölüm şarkısı: Eypio & Burak King - Günah Benim

Bölüm şarkısı: Eypio & Burak King - Günah Benim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✧ ✧ ✧

Soğuk hava tüm ciğerlerine işlerken parmakları arasındaki sigarasından bir duman daha aldı. Koyu kahve gözleri, gece konduların dolu olduğu mahallede dolanırken ağır adımlarla mahallenin kahvehanesine doğru ilerliyordu. Birkaç dakikalık sessiz yürüyüşün ardından görüş alanına giren kahvehaneyle elindeki sigarayı yere fırlattı. Ellerini cebine sokup, kahveye giriş yapınca kendisine selam veren orta yaşlı adamın selamını başıyla aldı ve kahvehanenin bir köşesinde oturmuş arkadaşlarının yanına yöneldi.

Kendisi için boş bırakılmış sandalyeye oturunca, "Selamünaleyküm, beyler," dedi. Ardından yanındaki esmer kıza hafifçe sırıtarak baktı. "Ve hanımlar." 

Müge başını telefondan kaldırıp yanındaki koyu kumral oğlana ters bir bakış attı. "Aleykümselam, kardeşim benim." 

Dört erkek buna gülerken yanlarına gelen çırağa döndü oğlan. "Bana da bir çay getir hele." 

"Tabii, Uğur abi," Çırak geldiği gibi gitti ve birkaç saniye sonra elinde bir çay bardağıyla geri geldi. Bardağı Uğur'un önüne koydu ve, "Afiyet olsun, abi." dedi. Ardından tekrar gitti.

Uğur önüne gelen kaçak çaya şeker atmadan ufak bir yudum alırken Baran'ın üzerindeki markalı montu fark edince kaşlarını çattı. Çay bardağını ağır ağır çay tabağına koyduktan sonra, "Hayırdır, kardeşim?" diye sordu, Baran'a hitaben. Baran'ın elalarıyla kendi kahveleri buluşunca devam etti. "Para mı buldun yoksa lan? Markalı montlar falan."

Baran üzerindeki siyah monta bir bakış atarken dudağını dişledi ve başını olumsuz anlamda salladı. "Sabah tişörtle dışarı çıkmıştım, yolunu kaybetmiş bir site çocuğu üşümeyeyim diye verdi."

"Site çocuğu mu?" Azad alayla sırıttı. "Allah Allah, başımıza taş yağacak herhalde. Hangi site çocuğu, onlara yaptığımız onca şeyden sonra bize yardım ediyor?"

"Bunlar yeni taşınmış," dedi Baran, çayından yudum almadan hemen önce. Bardağı tekrar tabağa koyduktan sonra, "Delikanlı çocuk," dedi. "Hem çocuğa üzüldüm lan. Erkek kardeşine küçükken tecavüz etmişler."

"Erkek milleti değil mi? Ne bekliyorsunuz?" dedi Müge, kaşlarını sinirle çatarken. Böyle insanlardan nefret ederdi ve sırf onları içeri atıp, hayatlarını çürütmek için hakimlik okuyordu.

Erkeklerin hiçbiri buna ses çıkarmadı. Çünkü Müge haklıydı. 

Yaşar bu gergin havayı bozmak için Baran'a döndü ve, "Sen az önce site çocuğuna 'delikanlı' mı dedin lan?" diye sordu, alayla. 

Uğur buna dişlerini göstererek sırıttı. "Baran sana ayarlayalım mı bi' site çocuğu?" 

"He," dedi Yaşar, gülerek. "Çük sevenler grubuna sende katıl." 

Dört erkek bu şakaya gülerken Müge yüzünü buruşturdu ve, "Cahillikte üstünüze tanımıyorum," dedi. "Çük sevenler grubu da ne, geri zekalılar? Oldu birde ibne deyin."

Birkaç gün önce mahallelerinde bir çocuğun eşcinsel olduğuna dair dedikodu çıkmıştı ve o günden beri bu tayfa çocukla uğraşıp duruyordu. Genellikle çocuğa 'çük seven' diyorlardı ancak Müge her seferinde onlara kızıp, bu konuyu kapattırmaya uğraşıyordu fakat pek başarılı olamıyordu. En ufak şeyde birbirlerine böyle gönderme yapmaktan geri kalmıyorlardı.

Azad alayla sırıttı. "İbnede deri-" Azad'ın sözünü kesen bir kız çığlığı oldu. Siyah gözleri direkt olarak yanına kayınca kardeşini göremedi. "Asel yok lan!" 

Beşli ayağa fırladığı sırada kahvedeki diğer adamlardan ayağa kalkmıştı. Bıyıklı bir adam, "Kim, niye çığlık atıyor?" diye sordu.

Azad ve Uğur bir süre bakışıp koşarak kahveden çıktılar. Diğerleri de onların arkasından gelirken hızla ağlama sesleri gelen ara sokağa girdiler. Uğur'un gözleri bir yerde yatan hafiften kel adama, birde Asel'i kucağında tutan oğlanda dolanırken, "Ne oluyor lan?" diye sordu.

Azad kardeşini gördüğü gibi, "Asel?" diye sordu. Hala olayı anlamamıştı.

Küçük esmer kız başını kaldırıp abisine bakınca, "Abi!" dedi, hala ağlarken. Kucağındaki çocuğun kucağından abisinin kucağına geçince Azad kaşlarını çatarak oğlana döndü.

"Ne yaptın lan kardeşime?" 

"Ne yapacağım lan ben senin kardeşine?" diye çıkıştı çocuk, aynı sertlikle. "O orospu çocuğu kardeşini köşeye sıkıştırmıştı, ben kurtardım." 

"Çınar?" 

Baran'ın sorusuyla ilk şaşkınca ona, ardından çocuğa baktı Uğur. Çocuk koyu sarışındı ve gözleri parlak maviydi. Burnunda ve çevresinde çiller varken yanağıyla çenesi arasında iki üç tek ben vardı. Boyun uzundu ancak zayıftı. 

Çınar'ın gözleri Baran'ı bulunca hafifçe sırıttı. "Allah'ın işine bak haraççı. Yollarımızın yine kesişti."

Baran ilk güldü ardından Çınar'a yakınlaşıp, "O herif Asel'e ne yapıyordu?" diye sordu. 

Çınar eski ciddi haline dönerken Baran'ın kulağına eğilip bir şeyler söyledi. Baran dişlerini sıkarken başını salladı ve Çınar'dan uzaklaştı. "O pezevengin yüzünü gördüm, feriştahını sikeceğim onun."

"Bu kim lan?" diye sordu Uğur, daha fazla dayanamayıp. 

Baran hafifçe sırıtarak arkadaşlarına döndü ve, "Size söylediğim şu site çocuğu." dedi. 

"Gururumu okşadın, haraççı," dedi Çınar, alayla sırıtırken. Az önce adamı dövmek için yere attığı telefonunu ve çantasını aldı. İki sokak ayrımına bakarken derin bir nefes verdi ve Baran'a döndü. "Ben yine yolu unuttum."

Baran gülerek bir şeyler söylemeye başlayınca Uğur kaşlarını çattı. Ona göre Baran ve Çınar saçma bir şekilde yakındı. Onlar sitelilerdi, kendileri ise onların 'fakir' veya 'serseri' olarak gördükleri insanlardı. Baran'ın böyle bir çocukla arkadaş olmasını saçma bulmuştu. 

Baran kendilerine veda edip, Çınar ile birlikte ilerlemeye başlayınca Uğur bir süre onların arkasından baktı ve ardından kahveye doğru geri ilerlemeye başladı. Azad, kardeşini eve götürmek ve olayı öğrenmek için gitmişti. Sadece kendisi, Müge ve Yaşar kalmıştı. 

"Çocuk iyi birine benziyor, Asel'i kurtarması ise cabası." dedi Müge, ellerini giydiği montun cebine sokarken. 

Uğur cebinden bir sigara çıkartırken sessizliğini korudu. Yaşar ve Müge sohbet etmeye başlarken konuya dahil olmadı, sessizce yürümeye devam etti. Şu an çalıştığı işten doğru düzgün para alamıyordu ve yeni bir işe girmek zorundaydı. Büyük bir ihtimalle bir sanayide işe başlardı, bilmiyordu.

***

Bölümlerin kısa olmasının sebebi sadece karakterlerin hayatından kısa ama öz bir şekilde bahsetmem. Diğer bölüm 3000 küsür kelime. Onu da akşama doğru atarım herhalde. 

instagram: ladyofsnake

Erkek Güzeli | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin