Bu bölüm italik yazı olan yerler Bora'nın düşünceleri, diğer bölümler her zamanki gibi Uğur'un.
***
"Dikiş bir süre acıtacaktır, ağrı kesici yazmamı ister misin?" diye sordu doktor.
"Gerek yok, sağ olun." Uğur sargı bezine sarılmış eline bir bakış attı. Yaşar'ın kafasında patlattığı cam elini yarmıştı ve haliyle dikiş atılmıştı. Az öncede Cengiz'in zoruyla hastaneye getirilmiş, eline baktırmıştı. Yaşar ise yan taraftaki acildeydi. Cengiz'in söylediğine göre ciddi bir şeyi yoktu ama kafasına dikiş atılmış, sarılmıştı.
Uğur ağır ağır oturduğu sedyeden kalktı ve dışarı çıktı. Kapının önünde bekleyen Müge kendisine sarılınca kollarını onun beline sardı. "İyiyim kardeşim, bir şeyim yok."
Müge, Uğur'dan ayrıldı ve onu omuzlarından nazikçe tutup, gülümsedi. Ama sulu gözlerinden ağladığı belli oluyordu. "Sana bir şey olmuyor zaten, bir türlü geberemedin."
Uğur buna sırıtırken kolunu Müge'nin omzuna attı ve birlikte hastanenin bahçesine çıktılar. Cengiz ve ekibi buradaydı. Uğur hepsini uyardığı için Çınar ve Bora yoktu, hatta haberleri bile yoktu.
Uğur onların yanına oturunca Arda'nın yanına koyduğu karton bardaktaki çayı aldı. Bir sigara yakarken, "Mahalleli sizden şikayetçi olmuş." diyen Zeki'ye döndü.
"Tabii olmuşlardır. Mahallelerindeki ibneyi içeri attırmak için dört dönüyor, siktiğimin nankörleri." diye mırıldandı Uğur, sigarasını içine çekmeden hemen önce.
"İki polis bizi bekliyor. Yaşar çıkınca onlarla birlikte karakola gideceğiz." dedi Cengiz, oturduğu duvar dibinde dikleşirken. Oturmaktan beli ağrımıştı.
"Siz değil, biz gidiyoruz. Siz bir şey yapmadınız, başınıza boşuna bela açmayın." diyen Müge'ye başını sallayarak hak verdi Uğur.
Arda sırıttı. "Başımıza belayı zaten sizinle tanışarak açtık."
Uğur sırıtırken acilin kapısından çıkan Yaşar görüş alanına girdi. Gülüşü solarken yüzü gerildi. Başında sargı vardı ve bir gözü morarmıştı. "Siktiğimin piçi, az bile yaptım."
O sırada bir polis, ekibin yanına ulaştı ve, "Uğur Sönmez, Müge Işık?" diye sordu. Uğur ve Müge oturdukları yerden doğrulurken diğerleri de kalktı. Polis diğerlerine çatık kaşlarıyla baktı. "Siz kimsiniz?"
"Aileleriyiz diyelim." dedi Seda, sırıtarak. Bir kolunu Müge'nin omzuna atmıştı.
"Bir de akşam akşam bunlarla uğraşıyoruz," Polis başını yana yatırıp sessiz bir tövbe çekti ve ikiliyi kolundan tuttu. "Basmane merkez amirliğine gidiyoruz. Gelmek isterseniz orada olacaklar."
Zeki cebinden araba anahtarını çıkartırken, "Arkanızdan geliyor olacağız, memur bey." diye mırıldandı.
Müge ve Uğur bir polis aracına, Azad, Yaşar ve Baran'da bir polis arabasına binince karakola doğru ilerlemeye başladılar. Cengiz ve ekibi onların arkasından arabayla geliyordu.
Cengiz, hemen yanında oturan Arda'nın omzuna kolunu attı ve onu kendine çekip, saçlarına bir öpücük kondurdu. "Biz en son çorbacıya gidecektik, ne ara karakollara düştük ya?"
Arda Cengiz'i göğsünden iterken istemsizce güldü. "Hele adamlar bir karakoldan sağ salim çıksın, o zaman hep birlikte çorbacıya gideriz."
"Olmaz öyle," dedi Cengiz, yüzünü asarken. "Ben onların önünde seni nasıl besleyeceğim?"
"Allah'ım şükürler olsun!" dedi Zeki, başını arabanın tavanına dikip, rahat bir nefes verirken. Ardından dikiz aynasından bakışlarını arka koltuktaki Arda ve Cengiz ikilisine dikti. "Tüm gün vıcık vıcıksınız zaten. Dakika başı öpüşüp duruyorsunuz, bıktım artık. Biraz rahat durun, Allah için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Güzeli | boyxboy
Romance- TAMAMLANDI - Bir keko, aşık olduğu feminen oğlan için kendini değiştirecek miydi? "Kalbi hassas olana ağır gelir dünya..."