37. Bölüm - İntikam

9.8K 859 159
                                    

Bölüm şarkısı: Dedublüman - Belki

***

Uğur, mutfakta Çakıl'a kedi mamalı kurabiye yapan Bora'ya bir bakış atıp ayağa kalktı ve, "Ben üzerimi değiştirip, geliyorum yavrum," dedi. Bora kendisine bakmadan başını sallayınca hızla yukarı çıkıp odaya girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Telefonunu çıkartıp Müge'yi aradı ve telefon açılınca, "Ben oraya tek gideceğim, siz sabah Bora'nın yanına gelin, her şeyi anlatın." dedi, düz bir ses tonuyla. 

Karşı taraftan birkaç saniye ses gelmedi. Karşı taraftaki Müge derin bir nefes verdi ve, "Tamam." dedi, kısaca. Söylemek istediği çok şey vardı doğrusu. Bağıra bağıra ağlamak, Uğur'a bunu yapmaması için yalvarmak istiyordu ancak yapamıyordu. Çünkü biliyordu, Uğur ne olursa olsun yapacaktı.

Uğur boğazında oluşan yumruya, ağrımaya başlayan kalbine anlam veremedi. Gözleri sebepsiz yere dolarken, "Müge," dedi, uzun bir sessizliğin ardından. "Seni seviyorum. Benim hem annem hem ablam oldun. Seni gerçekten seviyorum... Bora sana, sen Allah'a emanetsin."

"Bende seni seviyorum, kardeşim," dedi Müge, titreyen sesiyle. "Orada kendine iyi bak, aç durma, erkenden yat, koğuştakilerle kavga etme."

Uğur sessizce ağlamaya başlamıştı bile. Yüzünde hüzünlü bir tebessüm oluşurken, "Etmem," dedi. "Sizde kendinize dikkat edin. Şimdi Bora'yla ilgileniyorum, diğerlerini arama fırsatım yok... Yaşanan olaylara rağmen onları da seviyorum, söyle onlara. Kardeşlerimsiniz siz benim, sizden ve Bora'dan başka kimse yok."

Müge'den birkaç saniye ses gelmedi. Ardından bir hıçkırık ve şiddetli ağlama sesi gelince Uğur yutkunamadı. Telefonu kapattı, bir şey demeye cesaret edemedi. Telefonu geri cebine sokarken hala yaşlar akan gözleriyle birlikte  aşağı indi.

Mutfağa inince büyük bir mutlulukla bir şeyleri karıştıran Bora'yı izledi bir süre. Çakıl'a kurabiye hazırlarken ağzının içinde bir şarkı mırıldanıyordu. Uğur, kalbindeki acı yüzünden yüzünü buruştururken, "Bora..." diye seslendi. İçindeki acı, sesine bile yansımıştı.

Bora hızla arkasını dönünce ağlayan bir Uğur'la karşılaşmayı beklemiyordu. Gözleri şokla açılırken elinde ne varsa bıraktı ve hızla Uğur'un yanına ulaşıp, onun yüzünü elleri arasına aldı. "Uğur'um, ne oldu? Neden ağlıyorsun?"

Uğur o okyanus mavilerine baktı bir süre sessizce. Hala ağlarken, "Müge'nin teyzesi ölmüş." diye aklına gelen ilk bahaneyi uydurdu. 

Bora hızla kollarını Uğur'a sardı ve ona sıkıca sarıldı. "Onu tanımıyordum ama üzüldüm... Ağlamak bir fayda etmez ama, hazırlan, Mügelere gidelim.

Uğur kollarını Bora'nın beline sardı ve başını onun boynuna yaslayıp, kokusunu derince içine çekti. "Onlar Antalya'da yaşıyor, gidemeyiz. Müge'de gitmedi zaten, sadece aniden duyunca üzüldüm."

Uğur yavaşça Bora'dan ayrıldı ve onun elinden tutup, koltuklara getirdi. Koltuğa oturunca Bora'yı da kucağına çekti ve yine ona sarıldı. "Seni çok seviyorum, Bora... Her şeyden, herkesten çok seviyorum. Benim tek ailem sensin. Benim mutluluğum ve yaşama sebebim sensin, beni asla bırakma, olur mu? Ne olursa olsun, ne duyarsan duy beni sevmeyi bırakma, terk etme. Sensiz yapamam..."

Bora, Uğur'un bir anda böyle konuşmasına anlam veremese de başını salladı ve onun kıvırcık saçlarına öpücük kondurdu. "Bende seni seviyorum Uğur'um ama birden bunlardan nereden çıktı?"

Uğur başını kaldırıp, Bora'ya bakarken gülümsedi ve, "Sadece," diye mırıldandı. Onun gözlerinin içine bakarken yalan söylemek canını yakıyordu. "Sadece ne zaman öleceğimiz belli değil. Yarın bile sağ çıkamayabiliriz. Ölene kadar beni sevmeyi bırakma, beni terk etme, olur mu? Senin varlığın bile beni ayakta tutarken beni bırakma."

Erkek Güzeli | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin