𝟤𝟥. 𝘉𝘰̈𝘭𝘶̈𝘮- 𝘒𝘢𝘺𝘪𝘱

58 9 3
                                    

1. Hafta sonra;

Ege'nin ağzından;

"Tamam, ben seni sonra arayacağım."

"Ege.. Girebilir miyim?"

"Gel.." Ablam odaya tedirgin bir şekilde girdi. Kaşlarımı çattım. "Bir şey mi oldu?" cevap vermedi. Yanıma yaklaştı. "Nereye gidiyorsun?" yatağımda duran telefonuma baktım. "Dolaşacağım okul da yok."

Ablam telefonuma baktı. Umursamadan telefonumu alıp evden çıkmak için merdivenlerden yürüdüm. "Ege!" ablamın seslenişiyle arkamı döndüm. "Bu evden çıkarsan... Tekrar giderim." Ablam duymuş olmalı konuşmaları.

Gitmem gerek abla özür dilerim. Hiç bir şey demeden evden çıktım. Ablamın peşimden geleceğini bildiğim için kapıyı kilitledim. "Ege! Ege ne yapıyorsun?" kapıya son kez bakarak çıktım bahçeden.

Melih haddini oldukça aştı. İleriye gitmemesi için yapılması gerekeni yapmak zorundayım. Ancak böyle duracak..

Telefonum sürekli çalıyordu. Arayan ablamdı. Arabaya çoktan binmiş Melih'in çağırdığı yere gitmek için yol almıştım. Arabayı sürerken telefonuma baktım. 25 cevapsız arama.

Ablam nasıl duydu hiç bir fikrim yok. Umarım gideceğim yeri bilmiyordur. Bahar ile, Melih yüzünden ayrıldık neredeyse. Kavga nedenlerimizin yarısı onun yüzünden.

Bahardan ayrılmama sebep oldu diye yapmıyorum bunları haddini aştı diye yapıyorum. Telefonum uzun zaman sonra çaldı. Telefonu elime alarak baktım. Emre arıyor.. Emre'ye söylemiş.. Ah abla ah!

Emre de defalarca aradı fakat ona da cevap vermedim. Geldiğimi anladığımda arabayı durdurdum. Arabadan inmeden önce etrafa baktım. Melih oturmuş beni bekliyordu. Silahımı arkadan alarak belime taktım.

Arabadan inecekken Bahar'ın aradığını gördüm. Gözlerim dolmuştu. "Özür dilerim.." Telefonumu kapatarak indim arabadan.

Melih gülerek bana bakıyordu. "Vay.. Vay!" Dediklerini hiçe sayıp yanına oturdum. "Ne konuşacaksın?" Soruma cevap vermedi. "Sana diyorum." Yüzüme alayla baktı. "Aramızda ki sorunu çö-" Sözünü kesip konuştum. "Sorunlarımız hiç bir zaman çözülmez seninle." alayla güldü. "Öyle çözmek değil.. Seni hayattan koparıp çözeceğim her şeyi." Belinde ki silahı çıkarıp bana doğrulttu.

Karşılık olarak güldüm. Silahı çıkarıp ona doğrulttum. Birbirimize uzaktık. Soluna bakıp güldü. Ben baktığı yere baktım. Karşılaştığım manzara korkutmadı. dört, beş adam ile gelmişti. "Bu kadar korkak olduğunu bilmiyordum Melih." Adamlar silahlarını bana doğrultmuştu.

Ben ise sadece silahımı Melih'e doğrultmuştum. Melih'i vurduğumda herkes kurtulacaktı ama o an adamları da beni yaşatmayacaktı. Bunu göze alabilir miyim diye düşündüm kendimce. Boynumda hissettiğim baskı ile hafifçe arkama baktım.

Arkamda bir adam olduğunu ve boynumda hissettiğim şeyin silah olduğunu gördüm. Arkamda ki adam kolumu tutunca silah yere düştü. Hiç bir korkum yoktu yine.

Adam yere diz çöktürdü. Koluma kelepçeyi taktı. "Yolun sonuna geldik Ege Ateş.." Melih bana doğru yaklaştı. Önümde diz çöküp alayla güldü. Kafamı yerden kaldırıp yüzüne baktım.

"Herkesin hayatını kurtaracaksın, seni öldürürsem ne ablana ne de arkadaşlarına zarar vereceğim." Nefes alıp tekrar devam etti. "Ama.. Bahar benim olacak." Gözlerim irileşmişti. "Ona dokunursan." Melih konuşmama izin vermeden yumruk attı.

"Dokunursam ne?" Tekrar konuşacaktım ki tanıdık gelen sesler ile arkama dönmeye çalıştım. "Ege!" Bahar'ın sesini duyunca göz ucuyla bakmaya çalıştım. Arkasından, ablam, Caner, Emre ve Doğukan'ı gördüm.

Mahalle'nin Gençleri/ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin