27.09.2003
"Onları bahçeye koyabilirsiniz." Bugün bebeğimizin cinsiyetini öğrenmek için parti yapacağız. Ece'nin arkadaşı cinsiyeti öğrenip ona göre organizasyon yaptırdı. Ailemizde ki hiç bir kimse cinsiyeti bilmiyor. Bahçeyi hazırlayan kişiler biliyor sadece. Bahçeyi henüz göremedim. Sonunda bakmamız gerekiyormuş cinsiyeti görmemek için.
"Bu olmuş mu Bahar?" Zorlanarak kafamı Ege'ye çevirdim. "Siyah takımını giyinsen daha iyi olmaz mı sevgilim?" Karnım fazlasıyla şişmişti. Kalkmakta zorluk çekiyorum her seferinde.
Üzerime giyindiğim elbiseyi düzelterek ayağa kalktım. Ege odaya üzerine başka bir takım giyinmek için gitmişti. Onun yanına gitmek için merdivenleri zorlukla indim. "Ah!" karnıma giren küçük sancı yüzünden merdivenin yarısında durdum. "Kızım! senin ne işin var orada!" Caner koşar adımlarla yanıma geldi. Hiç düşünmeden kucağına alıp indirdi.
"İyi misin?"
"İyiyim, küçük bir sancı sadece."
"Emin misin bak?"
"Eminim Caner."
Kanepeye oturduğumda yanıma oturdu. Herkes gibi o da heyecanlıydı. "Sende merak ediyorsun değil mi?" Elini karnıma koyup konuştu. "Tabii merak ediyorum yeğenimi." Herkes yavaş yavaş gelmişti. Çalışanlardan biri Ege'nin yanına gidip "Her şey hazır efendim." Bizden önce herkes bahçeye geçti. "Hadi." Ege'nin koluna girip bahçeye doğru yürüdük. Alkışlar kulaklarımda yankılandı. Arkada çalan şarkılar eşliğinde dans etmeye başladık.
Çok zaman geçmeden Ege ile elimize konfeti verdiler. "Onları şu an patlatmayacaksınız." 1 saat boyunca danslar ettik. Herkes yeterince eğlenmişti. Gözler bize çevrilmişti. "Tek dileğimiz sağlıklı olması." Ege duygusal bir şekilde sözler söyledi. "Hazır mısın?" Tekrardan kulaklarıma gelen o cümle. "Hazırım." Gözlerimi açıp kapattım. Derin bir nefes aldım.
"1"
"2"
"3.."
Mavi ve pembe kağıtlar havada uçuştu. Ellerimle ağzımı kapattım. İkizlerimiz oluyordu! Şoku atlatamamışken Ege'ye baktım. Hiç bir tepki vermeden öylece duruyordu. Gözümden bir damla yaş aktı. Sevinçten olan çığlıkları duymadan gözlerimi Ege'ye odakladım. Yavaş yavaş kafasını bana doğru çevirdi. Gözünden bir damla yaş aktı. Dudağı düz çizgiydi. "Bahar.." O duygusallıkla Ege'nin boynuna atladım. "İkizlerimiz oluyor!" Hiç beklemediğim bir anda kucağına alıp yavaşça çevirdi.
Arkadan gelen hiç bir sesi umursamadım. Sadece Ege'nin nefes sesini ve hıçkırık sesini duydum. Beni indirip ellerini iki yana açtı. "KIZ BABASI OLUYORUM LAN!" Tepkisine şaşırıp gülmeye başladım. Doğukan iki eliyle yanaklarımı tuttu ve kendine yaklaştırdı. Anlını, anlıma yaklaştırdı. Emre ve Caner de yanımıza geldi. Büyük heyecanla bana sarıldılar.
Neşeyle eğlendiğimiz sıra yorulduğum için sandalyelerden birine oturdum. Ege de yanıma gelmişti. Sohbetimiz arasında karnımda oluşan sancı ile kaşlarımı çattım. Elimi karnıma koyup derin derin nefes almaya başladım. Acım artınca daha da kötü olmaya başladım. Terler süzülmeye başladı. "Ege Bebek.." Ege gözlerini irileştirip bana baktı. "Ne bebeği?" Nefes nefese kalmıştım. "Ege bebek geliyor bebek!" Ege ayağa kalkıp elini karnıma koydu. "AH!" yanımda deli danalar gibi bir oraya bir buraya gidiyordu. "Gelmesin, gelmesin!" gözümden yaşlar akmaya başladı. "ANNE!" Ege'nin bir şey yapmayacağını anlayıp bağırdım.
Herkes bize doğru geliyordu. Bülent amcanın sesini duydum. "ARABAYI HAZIRLAYIN!" Annem kolumdan tutup beni sakinleştirmeye çalıştı. Araba bahçeye girdiğinde beni oraya doğru taşıdılar. "Bebek nasıl geliyor lan!" Ege şokuyla boş boş konuşmaya başladığında bağırdım. "SUS EGE!" arabaya bindiğimiz de hiç beklemeden son sürat sürmeye başladı Ege. Yanımda annem ve Nurten anne vardı. Arkadan da başka bir arabayla geldiklerine emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle'nin Gençleri/ Yarı Texting
Roman pour Adolescents-"Hazır mısınız?" -"Hazırız kardeşim." -"Hazırız lan am*na koyayım normal davranıyoruz." -"Hazırız.." Ve odaya girdik belki hayatımızı değiştirecek şeyin başlama yerine geldik. Dördümüz de aynı hizada duruyoruz. Müdür bişeyler anlatıyor üçümüz de an...