𝟣. 𝘉𝘰̈𝘭𝘶̈𝘮-𝘒𝘰𝘭𝘦𝘫

820 77 144
                                    

Başlamadan önce bir kaç birşey söylemek istiyorum sizlere; Yazma deneyimlerim oldu fakat pek fazla okunmadılar yada okunup yorum yapanlar olmadı sizden tek ricam beğendiğiniz de oylamanız. Şimdiden teşekkür ediyorum.. İyi okumalar. :)

Bahar... Ben Bahar kim olduğumu tanıyamıyacak kadar bilmiyorum kendimi. Sahi ben kimim?

İç çekerek elimde ki kalemi bıraktım ve masadan kalktım. Öncelik olarak saate baktım hazırlanmam gereken konular vardı geç kalırsam hiç iyi şeyler olmazdı çünkü onlar çoktan hazırdı...

Size arkadaşlarımdan bahsetmek istiyorum. Onlar benim için o kadar değerli ki arkadaştan da öteler benim için. Üç tane yakışıklı serserilerim var. Emre, Caner ve Doğukan.

Emre, aramızda ki en kavgacı kişi en ufak şeye hemen sinirlenebiliyor ve aynı zaman da hepimizden bir yaş büyük sevdiklerinin kılına zarar gelse her kim olursa olsun tanımaz.

Caner, o kadar küfürbaz biri ki küçükken tüm küfürleri ondan öğrendim herşeye küfür ediyor ama gerçekten her şeye küfürsüz bir cümle duymadım hiç ağzından abartıyo diyebilirsiniz belki ama cidden duymadım.

Doğukan, aramızda ki mükemmel zekaya sahip olan biri mahallede yaşadığına bakmayın baya çalışkan ama aynı zamanda Emre gibi kavgacıydı.

Doğukan demişken size kolej'e gideceğimi demişmiydim? Biz iki gün önce ailelerimizin zoru ile bi kolejin sınavına girdik, burslu olarak o koleji kazandık Doğukan'ın bizi çalıştırması sayesinde. Aslına bakılırsa hiç gitmek istemiyorum devlet okulu benim için her zaman 1-0 önde kolejde zengin bebeleri, egoları tavan insanlarla karşılaşacağız. "Bahar annecim girebilir miyim?"

"Girebilirsin tabi ki anne, gel" Annem odaya girdiğinde beni süzüp kafasına vurdu. "Şaka yapıyorsun değil mi?" Anneme göz devirdim. Arkamı döndüm ve çantama bir kaç kalem koydum. "Bahar üstünde ki formalar iyi hoş ama kızım saçını açık bırakıp gitsene at kuyruğu ne ya zenginler var orda biraz da makyaj yap." Sinirli bakışlarım ile anneme döndüm. "Birincisi, formalar hiç hoş değil ben etek giyinmem. İkincisi, saçım böyle gayet güzel annecim. Üçüncüsü de" Tam cümlemi tamamlayacakken annem benden hızlı çıktı ve benim diyeceğim şeyi ezberlemiş bir şekilde söyledi; "Ben makyaj yapmam." Kendimi zor tutsamda durduramadım, kahkaha attım. Annemle birlikte gülerken camıma biri vurdu. Evet geldiler...

Vuran kesinlikle Caner buna eminimdim Perdeyi açtım ve karşımda serserilerimi gördüm; "Hadi geç kalacağız kızım! Senin hazırlanman uzun sürmezdi normalde bu sefer niye uzun sürdü?" Caner'e karşı gözlerimi devirdim. "Annem konuşturdu dalmışım geliyorum."

Yanlarına gittim ama dikkatimi Emre'nin durgunluğu çekti okula gitmek istemediği oldukça belliydi sorun çıkaracağını kendide biliyordu.

"Ya biz şimdi bu koleje yürüyerek mi gideceğiz abi yol aşırı uzun biz geç kalırız." Doğukan her zaman ki gibi haklı derse geç kalmak istemiyorum geç girersek sınıfa tüm gözler bizim üzerimiz de olacak. "Ne yapalım Doğukan hazretleri size bir taht getirip taşısak aynı zaman da koşsak yetişirsiniz deneyelim mi ister misiniz efendim?"

Hepimiz hep bir ağızdan söylene söylene kolejin önüne geldik ilk işim okulu incelemek oldu gerçekten büyük ve lüks bir kolejdi burası, biz buraya ait olamazdık.

"Ananı avradını! burasımı lan." Caner küfür edince koluna vurdum. "Caner sakin ol ya niye bağırıyorsun?" Beraber müdürün odasına çıkmak için yol aldık. Herkes bize bakıyormuş gibi hissettim.

Normal de kimseden utanmam ama şuan utanıyordum düştüğümüz hallere bak! "Utanma Bahar, kafanı kaldır." Utandığımı aklımdan geçirdikten sonra Emre'nin bana bu cümleyi kurmasına şaşırmadım değil Emre bazen benim aklımı okuyor sanıyorum aklımdan ne geçiriyorsam bazen bana sesli bir biçimde söylüyor. Düşüncelere dalmaya son verdiğim zaman müdürün kapısının önüne vardığımızı anladım. Doğukan hepimize bakarak o güzel kelimeyi söyledi.

"Hazır mısınız?"

"Hazırız kardeşim."

"Hazırız lan burası da okul, normal davranıyoruz."

"Hazırız.."

Odaya girdiğimizde gözümü alan güneşe karşı gözlerimi kıstım belki hayatımızı değiştirecek şeyin başlama yerine geldik. Dördümüz de aynı hizada duruyoruz ve tek yaptığımız şey müdüre öylece bakmak oldu. İncelemeleriz bitince müdüre odaklandık bir şeyler anlatıyor üçümüz de anlamıyoruz sadece Doğukan dinliyor. Yaklaşık 10 dakika sonra müdür şu cümleyi kurdu; "Zaten kaydınız yapılmıştı gençler, okulumuza hoş geldiniz. Sınıf'ınız 11-A"

Kendi duyacağım şekilde müdürün söylediği son kelimeyi içimden söyledim. "11-A"

Müdürün yanından çıkar çıkmaz koridora göz gezdirdim o sırada Caner'in sesini duydum."Bir şey diyeceğim ya, burada ki kızlar çok güzel" Sinirle gözlerimi devirdim tek derdi bu muydu? Ah Caner!

"İşte burası 11.A yazıyor." Sonunda sınıfı bulduk fakat bir şey vardı... "Allah'ım hayır ya kapısı kapalı kesin hoca girdi sınıfa!" En nefret ettiğim şeydi derse geç kalmak ilk günden rezil olacaktık bile.

"Selamın aleyküm hocam." Caner'in öyle bir girişi vardı ki sınıfta yanaklarım kızarmıştı resmen. "Karşında hoca var düzgün konuş, geç yerine." Rezil olacağımızı söylemiştim değil mi? Caner şaşırtmıyor!

" Birine ben ve Emre diğerine ise Caner ile Doğukan oturdu. Önlerde oturan çocuğun biri arkasına dönüp dalga geçercesine güldü. Hemen mi dalgaya başlanır ya! bilip bilmeden yargı saçma geliyor. "Hocaya bak Bahar orospu çocuğuna değil." Her zaman ki gibi Emre'nin kıskançlığı belli etmez ama aşırı kıskanç birisidir. "Tamam tamam bakmıyorum." Hocaya dinlemeye başladım. Edebiyat dersi anlatıyor, edebiyatım az da olsa iyidir bu dersi anlayabiliyorum sadece.

-"Hocam bir şey diyebilir miyim?" Bize gülen o çocuk hocadan söz istiyor. Ne soru soracak merak ettim. "Tabi Onur dinliyorum." Adı Onur'muş ıyh egolu oluyor Onurlar bu da böyle bence.

"Bu az önce sınıfa saygısızlık yaparak gelen çocuklar yeniler galiba kendilerini tanıtsalar iyi olmaz mı?" Hoca dördümüze birden baktı. "Yeni miydiniz siz?" Sessizlik oluştu dördümüz de konuşmadık birden Doğukan lafa girdi. "Evet hocam yeniyiz biz." Hoca kaşlarını çatıp tahtayı gösterdi. "Tahtaya çıkıp kendinizi tanıtın, hadi." Hangi devirde yaşıyoruz. İstemeye istemeye tahtanın önüne geçtik. Arkada ki iki kız bana bakıp gülüşüyorlar. Komik mi dememek için kendimi zor tutuyorum. "Tanıyalım sizi çocuklar." Doğukan'ın koluna vurduğum an ilk o konuşmaya başladı.

"Hocam ben Doğukan."

"Emre ben."

"Bende Bahar hocam."

"Caner bende."

"Hocam çok kısa bilgi bunlar izin verirseniz ben bi kaç soru sorabilir miyim?" Ya bu ne kadar gıcık bir çocuk uyuz oldum. "Eh, sor bakalım."

"Siz mahalle çocuklarına benziyorsunuz. Mahalle çocukları mısınız?" Aşırı saçma bir soru. Konuşmamın vakti geldi diye düşünüyorum.

"Beğenemedin mi?" Çocuk oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Bana baya yaklaşmıştı. "Sakin ol prenses ne bu atar ha?" Emre çocuğu geriye çekti. İçimden bi his kavga çıkardın diyor. "Geri bas."

"Çocuklar tatsızlık istemiyorum yerinize geçin." Çocuk aşırı egolu bu ne ya! Biz niye buradayız? Doğukan yüzünden hep niye çalıştırdıysa bizi. Şuan tek istediğim kavga çıkmadan eve dönmek lütfen ya..

⭐❗
Yorum yapıp oylarsanız beni çok mutlu edersiniz..!

Mahalle'nin Gençleri/ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin