İki gün sonrasında kendi yatağımda uyandım.. Uyanır uyanmaz elime telefonu aldım. Önce saatin kaç olduğuna baktım. Ardından whatsapp'dan gelen mesajlarıma, hızla cevap verdim ve çıktım uygulamadan.
Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım. Aynadan kendime uzun uzun baktım. Bugün sınavımız vardı. Eminim ki yapamayacağım. Niye diye sorarsanız çalışamadım hiç.
Çalışmış olsaydın yine bir şey yapamazsın.
Git sende artık ya! cidden git bu ne başımda dır dır! iç sesime söylendikten sonra odama gidip kıyafetlerimi giyindim. Saçlarımı topladıktan sonra hafif bir makyaj sürdüm. Eski ben olmaktan vazgeçtim evet.
"BAHAR!" Caner'in bağırmasıyla yerimden sıçradım. Öküz ya! Çantamı ve telefonumu alıp çıktım. "Ne bağırıyorsun?" Caner gözlerini devirdi. "Duymuyorsun." Elimde ki telefonu göstererek konuştum. "Arayabilirsin."
Emre ve Doğukan aralarında gülüşürken ben Caner'e fırça çekiyordum. Yürürken Emre sürekli bana bakıyordu. "Ne bakıyorsun oğlum?" Bakmayı kestiğinde kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Biz.." Durup onu dinledim.
"Ne biz?" Yüzüme bakmıyor, parmaklarıyla oynuyordu.
"Biz.. Ece ile sevgiliyiz." Kaşlarımı hava kaldırdım. Bu duruma sevinmiştim. "Hayırlı olsun!" sevinç ile Emre'ye sarıldım. Normal de kıskanırdım ama Ece ile olmasına sevindim. Emre'den ayrıldığımda üçü de bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"Ne?"
"Sevindin mi sen?" Doğukan'ın sorusuna karşı kaşlarımı çattım. Cevap vermeden Emre konuştu.
"Kızarsın diye söylemeye korktum.." Tebessüm edip beline atladım. "Ece'yle ol sevindim ona ama başkasıyla asla!" Mahalle'nin sonuna kadar Emre beni belinde taşıdı. "Tamam hadi indir beni!" İtiraz etmeden yavaşça indirdi.
Bu yol da uzun zaman sonra ilk defa eğlenerek geçtik. Caner eskiye göre iyiydi. Hepimiz iyiydik.
Önümüzü kesen arabayla durduk. Ege'nin arabasıydı. Çok bakmadan gözlerimi yere çevirdim. Ece'nin sesini duyunca Ege'nin tek olmadığını anlayarak kafamı Ece'ye çevirdim. "Ooo! gençler." Ege gözlüğünü çıkararak Ece'yle yanımıza yaklaştı. Çok yakışıklı.. Büyüleyici..
Ege ilk olarak Emre'ye yaklaşıp Ege'yi uzattı. "Ablamı üzme." Gözlerini kırptı. Yüzüme bile bakmadan Yanımda olan Caner ve Doğukan'la tokalaştılar. Yüzüme bakmaması can yakıcı.
Keşke baksan görsem o bana bakan gözlerini, bir yanım bakma, diğer yanım ise bak diyor. Pişman olmak istemiyorum. "Gelsenize arabaya götüreyim." Emre bana baktı. "Yok kanka siz gidin geliriz biz." Ege kafasını sallayarak arabasına döndü. Ece yanıma gelip bana baktı.
Buruk bir tebessümle bende ona baktım. Bana birden sarılınca sanki Ege sarılmış gibiydi. Kulağıma fısıldadı. "Merak etme.. Senden vazgeçmeye niyetli değil." Dudaklarımı sola doğru büktüm ve gülümsedim.
Ece benden ayrılıp arabaya döndü. Bu beni rahatlatmıştı. Peki ya sonunda vazgeçerse? lütfen bekle Ege..
"Bu yol da uzun zaman sonra ilk defa eğlenerek geçtik." Demiştin güya.
Keşke demeseydim.
Okulun önüne geldiğimizde Ece bizi bekliyordu. Yanımıza koşarak geldi. Direkt olarak Emre'nin yanına geçti. Gözlerim Ege'yi aradı. Sınıfa girmiş olmalı. Doğukan ve Caner ile sınıfa doğru yürüdük. Sınıfa hiç girmek istemiyordum aslında.
Sinem konusunu asla unutmuş değiliz. Polisler Sinemi sorguya çekeceklerini ondan sonra haber vereceklerini söylediler. Sınıfa girdiğimiz de Ege'ye çaktırmadan ona baktım. Başka bir şey ile ilgileniyordu.
Doğukan, Ege'nin yanına gitti. Caner ile ben de yerimize geçtik. "Özlüyorsun değil mi?" Caner'in anlık sorusuna kafamı salladım. "Evet.." Kapıya bakarken Yağmur'un geldiğini gördüm. Gözlerim Emir'i aradı. Sahi Emir nerede?
Yağmur bana bakarak yerine geçti. Caner'in yüzü düşmüştü. Masamın üzerinde olan elini tuttum. "Sende özlüyorsun değil mi?" Gözlerime bakarak kafasını salladı. "Çok.." Sesi titriyordu.
Acaba Yağmur düzelmiş midir? göz ucuyla Yağmur'a baktım. Caner'e baktığını fark edince dikkatli bir şekilde baktım. Gözleri doluydu. Ne demek oluyor bu?
Tek kaşımla Caner'e, Yağmur'u işaret ettim. Caner ve Yağmur'un gözlerinin buluştuğuna emindim.
"Bana bakıyor.." Kafamı olumlu bir şekilde salladım. "Evet sana bakıyor." Caner'in yüzünde küçük bir tebessüm fark ettim. "Caner.. Gülümsüyorsun!" Caner dediğim an gülümsemeyi bırakıp ciddileşti. "Ne gülmesi kızım." Dudaklarımı büzüp omuz silktim.
Sınıfa bizim yaşlarımızda bir kız girdi. "Doğukan Varlık, Caner Yoksun ve Emre Yılmaz, sizi Hüseyin hoca çağırıyor." Kaşlarımı çatıp üçüne de sorar gözlerle baktım. Caner giderken konuştu. "Bilmiyorum.."
Ege'ye bakmak istiyorum fakat bakamam. Bakma.. Bakma.. İç sesim "Bakma." Diye yalvarırken kendimi zor tutuyordum.
"Günaydın gençler!" Melih'in neşeli bir şekilde sınıfa girdiğini görünce Ege'ye baktım. Dikkatimi sıktığı avuçları çekti. Sinirlenmiş olmalı..
Melih çantasını bırakıp yanıma geldi. Bu samimiyetin nereden geldiğini bende bilmiyorum. "Nasılsın?" Cevap vermek istemiyorum ama ters bir cevap vereceğim. Konuşacağım sıra Ece yanımıza geldi. "İyi Melih, Bahar iyi gidebilirsin."
Ege'nin söylediğine eminim. Melih sinir bozukluğuyla güldü. "Sana ne oluyor lan?"
Sıçtın Melih..
Ege sıradan şiddetle kalktı. Resmen sıra yere düştü. "Sana ne oluyor asıl?" Ege'nin anlında ki damarları görebiliyordum. "Ege tamam." Ece'nin durdurmasıyla durmadı. Melih'in üzerine doğru yürüdü.
O sıra da bende kalktım. Ege ve Melih'in arasına geçtim. "Dur.." Çekingenlikle konuştum. Ege ne yüzüme bakıyordu ne de gözüme. Melih'e laf yetiştiriyordu. "Ege dur dedim! dur!" Sinirle bağırdığımda sessizlik çöktü. Tüm gözler benim üzerimdeydi.
"Ya yeter her gün tartışma içerisindeyiz!" Aynı zaman da Melih'e de bakıyordum. "Durun artık!" Ege bana yaklaştı. Aramızda santimler vardı. "Koruyor musun onu?" Kaşlarımı çattım. Cidden böyle mi düşünüyor?
"Hayır Ege kimseyi koruduğum yok. Yeter anlıyor musunuz?" Ege'den uzaklaşıp yerime geçtim. Ece yanıma gelip elimi tuttu. "Sen bu çocuğa yüz vermeseydin olmazdı hiç biri." Ege'nin son sözü o kadar kırıcıydı ki..
Yüz verdin diyor ya! anlamak istemiyor bu çocuk. Gözyaşlarımı tutamayıp ağladım. "Öyle demek istememiştir eminim.." Ece'nin sakinleştirmek için kullandığı cümlesine göz devirdim. "Gayet doğru anladım ben Ece."
"İyi o zaman anlamana sevindim." Ege sohbetimize kırıcı bir şekilde dahil oldu. "Ege! susacak mısın?" Ece bağırmıştı. Bir insan nasıl değişebilir bu kadar? hem de ayrılmak istediğim için.
Ben.. Ege'yi yanlış mı tanıdım? o da mı herkes gibi..
22. Bölümün sonu..
Beğendiyseniz, oylamayı unutmayınız.<3
|Evet, evet bu bölüm hüzünlü..
|Sizce Ege neden bu kadar çok abartıyor?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle'nin Gençleri/ Yarı Texting
Ficção Adolescente-"Hazır mısınız?" -"Hazırız kardeşim." -"Hazırız lan am*na koyayım normal davranıyoruz." -"Hazırız.." Ve odaya girdik belki hayatımızı değiştirecek şeyin başlama yerine geldik. Dördümüz de aynı hizada duruyoruz. Müdür bişeyler anlatıyor üçümüz de an...