𝟤𝟧. 𝘉𝘰̈𝘭𝘶̈𝘮- 𝘈𝘭𝘢𝘮𝘢𝘻𝘭𝘢𝘳

44 6 6
                                    

Sabah gözlerimi sıcacık yatağımda açtım. Bugün her zamankinden çok mutluyum. Tarif edemeyeceğim bir şekilde hem de. Rahat bir şekilde vücudu mu esnettikten sonra cama baktım. Ege ve Ece'yi görür görmez gözlerim irileşti.

Sabah sabah ne işleri vardı? telefonumu elime alıp saate baktım. Saat daha 7'ydi. Üstümü hiç değiştirmeden pijamalarımla dışarıya çıktım. Ege'nin gözleri beni buldu. Bana bakıp güldü. Pijamalarıma bakıp göz devirdim.

"Ne işiniz var burada sabah sabah?" Ece gözleri dolu bir şekilde bana baktı. Tedirgin olup yanlarına yaklaştım. "Bir şey mi oldu?" Ege'nin yüzü düşmüştü. Ece bana baktı ve konuşmak için dudaklarını araladı. "Annem tutturdu babanızla burada kalacaksınız ben gidiyorum diye, Ege de baya bir sinirlendi görmen lazım her şeyi kırdı, yıktı kriz geçirdi resmen."

Başını eğmiş duran Ege'ye baktım. "Biz de babamla kalmak istemediğimiz için evden çıktık. Burada bir ev alıp kalmayı düşündük. Hem yanınız da oluruz." Gözlerimi irileştirip ikisine de baktım. "Saçmalamayın! siz burada nasıl kalacaksınız?" Ece, Ege'ye bakarak güldü. "Biz de eskiden böyle bir mahalle de kalıyorduk Bahar." Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.

"Şaşırma ya. Doğuştan zengin doğmuyor kimse." Daha fazla uzatmadan Ege'ye baktım. "Caner'in kaldığı apartmanın karşısı boş." İkisi de beni onayladı. Ev sahibinin numarasını almak için Caner'in kaldığı evin kapısını çaldım. Eskiden oturduğu ev müstakildi yeni evi apartman.

Kapıyı çalıp Caner'in açmasını bekledik. Caner kapıyı tebessüm ederek açtı. Ondan numarayı aldık ve Ege aradı. "Kiralık olsun istemiyorum aslında. Satılık olmaz mı?" Ege telefonda konuşuyordu. Aynı zaman da bende Caner'in kaldığı eve küçük bir temizlik yapıyordum.

"Caner ya! bu çoraplarının ne işi var tuvaletin arkasında!" Caner aceleyle yanıma geldi. "Kızım içerideler ne bağırıyorsun!" Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Caner bu halin ne senin ya! çorapların ne işi var burada." Çorapları kaldırıp gözüne soktum. "Çek şunu!" Caner oldukça sinirliydi. "Neyin var senin?" arkasına dönüp giderken konuştu. "Bir şeyim yok."

"Tamam teşekkür ederim iyi günler." Ege'nin konuşmasının bittiğini duyunca yanına yaklaştım. "Ne oldu?" Ece'ye bakıp konuştu. "Satın alıyoruz." Hem seviniyordum hem de üzülüyordum. Annelerini terk etmişlerdi resmen. "Ege.." Sanki ne diyeceğimi biliyormuş gibi konuşmama izin vermedi. "Eminim."

Ev sahibi gelip Ege'ye anahtarı verdi. İçeriye girdiğimiz de evin eşyaları bile hazırdı. Bu onlar için rahat olacaktı. "Çok güzel.." Ege, Ece'yi onaylamıştı. Normal mahalle evi işte. Abartılacak bir şeyi yok aslında..

"Eee, şimdi ne yapıyorsunuz?" Ege ve Ece'nin gözleri beni buldu. "Evet sevgilim Ece şimdi eşyaları getirecek." Ece evden çıktığı zaman Ege'yle tek kaldık. Kanepe de bir yere oturduk. Kollarıyla beni sardı.

"Biz hiç yalnız kalamadık..." Ege gözlerimin içine bakıyordu. Utanmıştım. "Öyle oldu." Gözleri dudaklarımı bulunca dikkatle baktım ona. Yüzümüz yaklaşmıştı. Gözlerimi kapattım ve dudağımı yaklaştırdım. O sırada Caner'in sesini duydum.

"Görmedim! vallahi görmedim!" Caner'in tepkisine Ege'yle göz devirdik. "Hay ağzımı sikeyim!" Ege yine sinirlenmişti. "Caner ne saçmalıyorsun?" Öyle bir şey yokmuş gibi yapmamak gerekiyordu. Yoksa yerin dibine girecektim.

Hızla Ege'nin yanından kalktım. "Bahar annen çağırıyor." Caner'in yüzüne bakamadım. "Tamam." Ege'ye hiç bir şey demeden apartmandan çıktım.

O sırada kendi evime doğru yaklaşan bir araba gördüm. Siyah bir arabaydı. Dikkatle baktım olduğum yerde. Onur ve Emir'in arabadan indiğini görünce kaşlarımı çattım. "Neden geldi bunlar?" Kendi kendime sorguladım.

Mahalle'nin Gençleri/ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin