18. 𝘉𝘰̈𝘭𝘶̈𝘮- 𝘠𝘢𝘯𝘨𝘪𝘯

55 12 0
                                    

Bugün okul tatildi. Geç saatlere kadar uyurum diye düşünmüştüm ama alışkanlık olmuş yine saat 7 de kalktım. Elime telefonumu aldım Ege'den mesaj vardı. "Günaydın :))" cevap verdikten sonra yatağımdan kalktım. Elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra camdan top oynayan çocukları izledim.

Ayni bizim gibilerdi onlar gece gündüz oyun oynuyorlar. Camda olduğumu gören Bilal yanıma geldi. "Nasılsın abla?" tebessüm ederek baktım ona. "İyi Bilo sen?" topunu gösterdi. "İyiyim bende."

Bilal'in bizden başka kimsesi yok, bu mahalleden başka kimsesi.. Ne annesi, ne de babası.. Küçücük daha nasıl dayanıyor bilmiyorum. Bu mahalle onun ailesi olmuş. "Lan Baho! gelsene." Caner'in davetiyle ayakkabılarımı hızla giyindim.

Dışarıya çıkar çıkmaz Caner top ile pas attı. "Şut çekeceksin bana." Topu ayağımın altında gezdirdim. Ayağımla sert bir vuruş yaptım. Fakat Caner tuttu. Tamam.. Sert değilmiş..

Topu tekrar ayağımın altına aldım. Yine sert bir şekilde attım, ama Caner yine tuttu. Kabul ediyorum. İyi değilim.. "Caner abi.. Anahtarı verir misin?" Bilal mutsuz bir şekilde Caner'e seslendi. Kaşlarımı çattım. "Al Bilo.." Caner yüzüne bile bakmadan anahtarı verdi. Bir şeyi var gibi..

"Vay vay gençler.." Emre ve Ege birlikte geliyorlardı. Ege yanıma geldiğinde sıkıca sarıldık. "Hoş geldin." Caner, Ege'ye elini uzattı ve tokalaştılar. Erkekler işte..

Onlar sohbet ederken benim aklım Bilal de kalmıştı. Eve bakıyordum öylece. "Ne oldu sevgilim?" Ege kolunu omuzuma koyup bana baktı. Kafamı salladım. "Bir şey yok ya." Eve tekrar kafamı döndürdüğümde çıkan dumanları gördüm. "Bilal.. Bilal!"

Hızla ayağa kalktım. Çığlıklarım üzerine Caner eve doğru koştu. "Lan! Bilal!" Eve doğru gitmek istemiştim fakat Ege'nin iki kolu da beni tutuyordu. "Emre bir şey yap..." Emre'nin eli titrediği sıra telefonu kulağına doğru götürdü. "Ege.." Çıldırmış gibiydim. Evden çıkan dumanlar git gide büyüyordu. Caner de, Bilal de oradaydı.

Tüm mahalle toplanmıştı. Bilal'in arkadaşları korku içerisinde izliyordu. Bağırmaktan sesim kısılmıştı resmen. "Bahar.. Bahar bak itfaiye geliyor tamam mı? ambulans da.." Hiç bir şey demeden eve baktım. Caner'in kucağında Bilal ile geliyordu. Zor adımlar atıyordu. Emre hızlı adımlarıyla Bilal'i, Caner'den aldı.

Bilal'in yanına diz çöktüm. Minik ellerini tuttum. Göz yaşlarım yüzüne damlıyordu. Kafamı Caner'e çevirdiğimde Bilal'e bakıp ağlıyordu. Boynuna sarıldım. "İyisin değil mi?" Kafasını salladı.

"Bilal.. Bilal'e ne oldu?" Yağmur koşarak Bilal'in yanına geldi. "Bilal.." Yağmur da bizim gibi değer veriyordu ona. Kısılmış sesimle cevap verdim. "Kazayla evde bir şey yapmış olmalı, bilmiyoruz.."

"Caner abi.." Bilal'in mırıldanması üzerine Caner zorlanarak ayağa kalktı. "Söyle abiciğim." Bilal arkadaşına korkuyla baktı. "Benim... Babam, benden nefret mi ediyor?" Caner çocuklara sinirle baktı. O sırada onun kolunu tutuyordum. "Bunu sana kim dedi?"

Bilal parmağını yavaşça kaldırdı. "İbrahim.." Hepimizin gözleri İbrahim denilen çocuğa çevrildi. "Seni doğduğuna pişman ederim. Bu çocuk eğer bir daha bana ağlayarak içinizden birini şikayet ederse mahvederim sizi." Caner sesini yükseltti çocuklara karşı.

"Caner tamam.. Çocuk onlar.." Caner kaşlarını çatıp bana baktı. "Bu çocuk değil mi? Bilal çocuk değil mi?" Gözlerim dolmaya başladı.. Ambulansın siren sesiyle Bilal'i ayağa kaldırdık. "Ablacım biz geleceğiz tamam mı?" Yağmur oldukça üzgündü. Bu hayatta tek değer verdiği Bilal, tabii yalan değilse..

Gözlerim Ege'yi aradı orta da yoktu. Astımı var onun dumandan rahatsız olmalı. Arkamdan gelen ses ile döndüm. "Arabaya binin gidelim." Hızla hepimiz arabaya bindik. Arabanın camından Yağmura baktım. O yürüyerek mi gidecek? kaldırım da ağlıyordu.

Mahalle'nin Gençleri/ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin