05.05.2005
Doğukan'ın ağzından;
"Ya sanki ne yapacağız!" Bugün ikizlerle vakit geçirmek istiyoruz fakat Bahar bir türlü izin vermiyor. "Bahar hadi ya." Caner ile birlik olup saatlerdir ısrar ediyoruz. "Ya hayır diyorum. Bir şey falan olur." Kafamı kanepe de oturan ikizlere çevirdim. Arya bana bakıyordu. "Olmadı be dayıcım." Lafımın üzerine Alaz ağlamaya başladı. "Oğlum sana ne oluyor ya!" Bahar sinirle Alaz'ın yanına gitti.
"Ya işte anlamıyorsun ki! onlarda gelmek istiyor." Bahar, Alaz'ı Caner'in kucağına verip yanıma geldi. Birden koluma vurmaya başladı. "Lan dur!" kolumu tuttuğu gibi ağzına götürdüğünde ısıracağını anladım. "BAK SAKIN!" İkizler gülmeye başladığı sıra kolumda acı hissettim.
Kapıdan Ege'nin geldiğini görünce Bahardan uzaklaştım. "Bu senin karına ne olmuş böyle vahşi bir şey olmuş." Ege olayı anlamaya çalışıyordu. "Hiç büyümezsiniz siz ya." Ege'nin tepkisine hep birlikte güldük.
"Baba.."
"Oy kızım!" Ege Arya'ı ve Alaz'ı kucağına alıp onları sevdi. Şansımı bu sefer Ege de denemek istiyordum. "Ege, ikizleri alıp onlarla biraz zaman geçirebilir miyiz kardeşim?" Ege önce Bahar'a baktı sonra da bize. "Geçirin oğlum benden niye izin alıyorsunuz." Bahar'a dalga geçercesine baktım. "Of tamam gidin." Sonunda o da kabullenince kahkaha attım.
**
"Burada ki park iyi gel lan!" Caner Alaz'ı zorla tutup getiriyordu. "Sen akıllısın cimcime güzel aferin." Arya elimden masum masum tutup yürüyordu. "Dayı buraya, buraya!" Arya elimi bırakıp salıncağa doğru koştu. Onu bindirip yavaş bir şekilde salladım. Caner de o sıra Alaz ile top oynuyordu.
"Dayıcım inmek istersen söyle olur mu?"
"Tamam dayı." Bir süre sonra Caner ile Alaz da yanımıza geldi. Etrafıma bakındığımda gördüğüm şeyle şoka uğradım. "Caner.. Şunlar Melih ile Onur değil mi?" Caner'in gözleri de benim gözlerim gibi açıldı. "Oha!" Biz kendi aramızda konuşurken onlar bizi tanıyıp yanımıza doğru geliyorlardı. "Alaz, Arya dayıcım siz şurada ki kumlarda oynayın biz geleceğiz, üstünüzü kirletmeyin." İkizler sözümü dinleyip dediğim yere doğru koştular.
"Vay! vay! vay!" Onur gülerek konuştu. "Karşılaştık sonunda he?" Onları bu şekilde göreceğimi hiç düşünmemiştim. Melih ikizlere doğru bakıyordu. "Bahar'a benziyor, diğeri de Ege'ye." Kaşlarımı çatıp dinlemeye devam ettim. "Evlenmişler, vay!" Melih adımlarını ikizlere çevirdi. Onlara doğru giderken geri geri yürüyüp ona yaklaştım ve durdurdum.
"Onların yanına gidersen, seni burada yaşatmam." Yakamdan tutup duvara yapıştırdı. "DESENE LAN!" Elinden kurtulup onu ittim. Gözlerimi Caner'e çevirdim. Onur'u yere yatırmış yumrukluyordu. Hiç düşünmeden Melih'e tüm gücümle yumruk attım. Yere serildiğinde üzerine çıktım. "DENİYORUM LAN!" Melih'e defalarca vurduktan sonra aklıma gelen şeyle durdum.
Ege, Melih'i öldüresiye dövmüştü. Gözümde canlanırken üzerinden kalktım. İkizleri aradı gözlerim. Arya'nın ağladığını görünce koşarak yanına ulaştım. "Dayıcım.. Korkma tamam." Alaz keyifle Caner'i izliyordu.
Caner, Onur ile kavga etmeye devam ediyordu. "SAL CANER SİKTİR OLUP GİTSİNLER!" Caner beni duymuyordu bile bu sefer onun yanına koşarak gittim. "Dur lan! dur!" Bir kaç laf söyledikten sonra ikisi de tehdit ile gittiler. "Gidelim şuradan."
İkizleri alıp eve parktan çıktık. "Kim bilir kaç yıl sonra neden bunlar karşımıza çıktı! başka bir gün mü yok?" Caner sinirle konuşurken ben Ege ile Bahar'a ne diyeceğimizi düşünüyordum. Tüm yolu düşüncelerle yürüdüm. Kapı açılır açılmaz Alaz eve koşarak girdi. "BABA DAYILARIM VURDU VURDU!" Bahar bizi gördüğünde korkuyla yüzümüze baktı. "Ne oldu size!" İçeriye geçip koltuğa oturduk.
"Oğlum dur bir kime vurdu dayıların." Alaz'ın dediklerini anlamaya çalışırken kafasını bize çevirdiği. "Ne oldu lan yine?" Caner ile göz göze geldik. "Baba! Onur! Onur!" Ege gözlerini irileştirip bize baktı. "Ne Onur'u oğlum bir şey desenize!" dedi sinirle. "Onur ve Melih karşımıza çıktı kavga ettik." Büyük bir küfür savurdu.
"İnanmıyorum.." Bahar ellerini kafasına götürdü. "Ben aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyorum! her şey düzelmişken tekrarı olmasın." Bahar korkuyordu. Haklı da. Hayatımız düzelmişken tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyor. "Tekrarını yaşayamazsın sevgilim her şey eskisi gibi değil korkma." Baya bir azar yedikten sonra eve gitmek için hazırlandık.
"Arabanın anahtarı nerede Baho?"
"Burada, al."
"Dikkat edin tamam mı?"
"Ederiz.."
Caner ile evden çıkıp arabaya bindik. İkimiz de sessiz kaldık. "Eskiden de güzeldik.." Caner sessizliği bozdu. Gözümü yoldan ayırmayıp kafamı salladım. "Mahalle'ye gidelim mi?" Uzun zaman olmuştu mahalle'ye girmeyeli. "Gidelim." Arabayı acele etmeden sürdüm. Doğduğumuz yere yıllar sonra tekrardan girdik.
Hiç bir değişiklik yoktu. Yollar aynı, ağaçlar aynı, evler aynı. Düzgün bir yere park edip arabadan indim. Çocuklar top oynuyorlardı. "Biz de hep burada oynardık." Baharların eski evinin önüne geldiğimiz de gördüğümüz şeyle şok içinde kaldık. Bilal öldüğü zaman adını tahtaya yazmıştık. Tahta aynı yerinde duruyordu.
Gözümden akan yaş yere düştü. "Oo abilerim!" Mahalle'nin çocuklarından biri bizi tanıyıp bize doğru yaklaştı. "İso ben abi!" Tanıyıp Caner ile ikimiz sarıldık. O da bizim baktığımız yere bakıp gülümsedi. "Kaldırmadık. Bıraktığınız gibi.." Önüme gelen top ile topa baktım. Ayağımla tutup durdurdum. Karşımda ki çocuk atmamı bekliyordu. Onu daha fazla bekletmeden topu ona doğru attım.
"Bahar abla evlenmiş duyduğuma göre." Caner mırıldanmalar ile onayladı. "Çok sevindik hepimiz. Ablamda yerimiz ayrıdır." Deyince gülümsedim. "İso lan! benim ev ne oldu satıldı mı?" İso kafasını yere eğip konuştu. "Abi biz sizin evlerinizin satılmasına izin vermedik. Anınız var." Dediğiyle kafasını kolumun altına aldım. "Koçum be!"
"Nimet! bunlar Caner ile Doğukan değiller mi?" Tanıdık bir yüz bize doğru yaklaştı. 50, 60 yaşlarındaydı. "Evet teyze!" Teyze bize doğru yaklaştı. Bir elini benim yanağıma diğer elini de Caner'in yanağına götürdü. "Ben Serap ablanız." Söylediğiyle kahkaha attım. Serap abla her top oynadığımız da bize küfürler savururdu. "Mahalle'nin Gençleri." Dedi masumca. "Evet ablam biziz." Caner Serap teyzenin koluna girip onunla başka bir yöne doğru yürüdü.
Yanında ki genç kız dolmuş gözleriyle bana baktı. "Doğukan abi.." Nimeti tanımıştım. Öz kardeşim gibiydi. Hiç düşünmeden sıkıca sarıldım. "Ne çok büyümüşsün sen öyle!" kafasını olumlu bir şekilde salladı. "Sende baya değişmişsin abi." Nimetle bolca sohbet ettik.
Yanımıza bizi tanıyan herkes geldi. Hasretimizi giderdik onlarla. "Bahar ablayı da getirin bir gün." Nimet sevinçle konuştu. "Bahar ablan ikizleriyle baş edebilirse gelir." Arabayı çalıştırdığımda herkes gitmemizi bekliyordu. Mahalle'yi arkamızda bırakıp sürdüm arabayı. "Çok iyiydiler ya!" Caner sohbetleri anlatıp gülüyordu. "Çocuklara parayı verdin değil mi?" kafamı olumlu bir şekilde salladım. Zor olsa da onlara para vermiştim. Genç oldukları için ihtiyaçları olabilir.
Hepimiz hayallerine tek tek kavuştu. Herkes mahalle de yaşadığımız için bizden hiç bir şey olmayacağını söylüyordu. Bende söylerdim. Ta ki kolejinin sınavına girene kadar. Kötü şeyler geçirdik ama iyi şeyler de geçirdik. Birbirimizle kavga da ettik, güldük eğlendik de.
38. Bölümün sonu..
Beğendiyseniz, oylamayı unutmayınız.<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle'nin Gençleri/ Yarı Texting
Teen Fiction-"Hazır mısınız?" -"Hazırız kardeşim." -"Hazırız lan am*na koyayım normal davranıyoruz." -"Hazırız.." Ve odaya girdik belki hayatımızı değiştirecek şeyin başlama yerine geldik. Dördümüz de aynı hizada duruyoruz. Müdür bişeyler anlatıyor üçümüz de an...