𝟤𝟩. 𝘉𝘰̈𝘭𝘶̈𝘮- 𝘒𝘢𝘳𝘢𝘳

44 6 5
                                    

Ege'nin ağzından;

"Ege Ateş." Kafamı Bahar'ın omuzundan kaldırdım polisleri gördüğüm an ne yapacağımı bilemedim. Bahar benden ayrıldı. Karşımda ki polislere bakamadım. Bulunacağımı biliyordum fakat bu kadar da erken olmamalıydı. Bahar'a söz vermiştim..

Polis kelepçeyi ellerime doğru uzattı. "Tutuklusunuz." Kafamı Bahar'a çevirdim. "Ege.." Ablamın sesini duyup ona bakmak istedim fakat gözüm Bahar'daydı. "Hayır.. Lütfen bırakın!" Bahar gözyaşlarıyla polislerin yanına gidip yalvardı.

Polislerden iki tanesi kollarıma girdi. "Hayır! hayır bırakın kardeşimi hayır!" merdivenlerden inerken ilk ablama ardından da Bahar'a baktım. Gözyaşlarımı tutamadım. Aşağıya indiğimiz için Bahar'ın yere çöktüğü görebildim sadece. Bahar koşarak arkamızdan geliyordu. Bağırmasıyla apartmanı inletti. "YANIMDA KALACAKTI!" Bana sarılmayı deniyordu ama polisler buna izin vermedi.

Defalarca ittiler Bahar pes etmedi. Engel olmaya çalıştıkları sıra sonunda sıkıca sarıldı. Ellerim kelepçeli olduğu için ona karşılık veremedim. "Özür dilerim." Kısık bir sesle kulağına fısıldadım. "Gitme.." Bahar gözyaşları içinde yalvardı. Polis Bahar'ı çekince ellerimi tuttu. "Bırakın yalvarırım!" Polislerin son kez itmesiyle Bahar'dan tamamen koptum.

Polisler beni arabaya götürdüler. Gözlerimi bir an olsun onlardan çekmedim. Ta ki görüş alanımdan onları kaybedene kadar.

Kafamda çok şey dönüyor. Yıllar sonra kapanan konu nasıl açıldı? aklımda çok kişi var ama emin değilim. Araba durduğunda etrafıma baktım. Emniyete gelmiştik.

**

"Konuşsana çocuk!" karşımda ki polisin bağırmasıyla irkildim. "Sana burada soru soruyorum cevap ver." Kafamı kaldırıp polise baktım. "Neden ittin?" ellerimi yumruk yaptım. "Sarhoştum sinirliydim ona birden ittim. Bilerek yapmadım." Polis masada ki ellerini iki yana açıp bana bakmaya devam etti.

O kadar stres yapmıştım ki oynadığım parmaklarım acıyordu. "Neden sinirlendin peki?" ne diyeceksin Ege? bir kız için bize hiçe saydı ve sinirlendim mi? "Hatırlamıyorum." Polis doğrulup yanıma geldi. "Yarına kadar seni nezarethane de tutacağız. Yarın da mahkemen olacak." Adama yalvaran gözlerle baktım.

Babamın olduğu yerde olsaydım belki bir ihtimal şansım olurdu ama değil işte değil! Polis ellerime kelepçeyi taktıktan sonra ayağa kalktım. Derin bir nefes aldım. Polis bir yandan beni tutarken kapıyı açtı.

Gördüğüm ilk kişi Bahar oldu. Caner'in omuzundan kalkıp yanıma geldi. "Ege!" Tüm gücüyle sarıldı. "Biraz izin verir misiniz?" Doğukan kolumu tutan polise rica ettiğinde polis iki adım geriye gitti. "Ege! böyle olmamalıydı.." Bahar ağlarken ablama baktım.

Ayakta duracak hali yoktu. Bahar gözlerini benden ayırmadan geriye çekildi çok geçmeden ablam da sıkı bir şekilde sarıldı. "Kurtaracağız seni tamam mı? söz veriyorum kardeşim, söz.." Gözümden bir damla yaş akarken ablamın saçını kokladım.

Doğukan, Emre ve Caner bitkin bir şekilde bana bakıyordu. Doğukan'ın gözleri doluydu. Emre omuzuma bir kaç defa vurdu. "Kurtaracağız.." Onlar konuştu ben sustum. "OĞLUM!" tanıdık gelen sesle arkamı döndüm. Annem gözyaşları içinde bize doğru koşuyordu.

Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Annem sarıldığı an tuttuğum gözyaşlarım akmaya başladı. "Bu kadar yeterli lütfen." Polis beni annemden çekti. "Oğlum.." Polis tekrar kolumdan tuttu. Yürümeye başlarken arkama baktım. Annem yerdeydi. "ANNE!" polisin umurunda bile olmadı kolumu kurtarmaya çalıştım başarısız oldum. "BIRAK! ANNE!"

Nezarethaneye geldiğimiz de aklım annemdeydi. Etrafıma bakındım. Polis kelepçeyi çıkardı. Nezarethaneye girdiğimde gözümden bir damla yaş aktı. Annem.. İyi mi şuan bilmiyorum. "Sen kimin itisin lan?" arkama baktım. Benimle birlikte üç kişi vardı.

Mahalle'nin Gençleri/ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin