20. 𝘉𝘰̈𝘭𝘶̈𝘮- 𝘈𝘺𝘳𝘪𝘭𝘪𝘬

63 10 0
                                    

2 Ay sonra,

"Lan! Doğukan hazır mısın?"

Okula gitmek için bu sefer beni değil, Doğukan'ı bekliyorduk. Ben bu kadar bekletmemiştim onları, yaklaşık yarım saattir bekliyoruz.

"Doğukan hadi abi ya, okuldan önce uğramamız gereken bir yer var. Hızlı ol!" Sonunda Doğukan evden çıkmıştı. Elinde bir kaç şeker vardı, onları cebine koydu ve ayakkabısını giyindi. Arabada bekleyen Ege kornaya basmıştı.

Emre elini hafif bir şekilde kaldırdı. Arabaya bindiğimiz de Ece'ye gülümsedim. "Hadi, geç kalacağız bu gidişle." Ege arabayı sürmeye başladı. Yolu öylece izliyordum. Geldiğimizi fark edince gözlerimi ayırdım.

Arabadan hepimiz indik. Kafamı Caner'e çevirdim, ardından Emre ve Doğukan'a. Bilal'in mezarlığına doğru yürüdük. Bugün onun doğum günüydü.

Mezar taşına sanki onun gözlerine bakıyormuş gibi baktım. Dokunduğumda kalbim sızlamıştı. Caner toprak da ellerini gezdirdi. Doğukan cebinden çıkarıp şekerleri mezarlığa koydu. "Severdi.." Doğukan'ın mırıldanmasıyla gözlerim dolmaya başladı.

"Sözümü tuttum." Ege'nin konuşarak yaklaşmasıyla ona baktım. "Doğum günüm de Bahar abla ile beraber olun, yan yana olun demiştin, tuttum sözümü." Ege omuzuma kolunu attığında gözyaşlarımı tutamadım.

Ona sarılarak ağlıyordum. "Bilal..." adını haykırmamla Emre'nin ağlayan sesini duydum. "Bilal'im yanında olamadım seni son kez göremedim, özür dilerim." Doğukan mezar taşına elini koyup konuştu.

Ece elini koluma koyup, okşadı. "Sana bunu kimin yaptığını... Bilmiyorum. a.. ama bulacağım." Caner'in zar zor konuştuğu cümleden sonra kaşlarımı çattım. Katilini bulamamıştık. İlk olarak Melihten şüphe etmiştim fakat değildi..

Ege arabada ki uçan arabalı balonu getirdi. "Gelin.." Hepimiz toplanıp balonu tuttuk.

"Doğum günün, kutlu olsun.." Aynı şeyi söyleyip balonu bıraktık. Balon havada süzülüyordu. Sensiz 60. Günümüz Bilal..

Arabaya okula gitmek için tekrar bindik. Ege araba sürerken aynı zaman da elimi tutuyordu. Kafamı arkaya döndürdüğüm de Ece, Emre'nin omuzuna kafasını koymuştu. Kaşımı havaya kaldırdım ve küçük bir tebessüm ettim.

"Sinem.." Caner'in gelen sesiyle Ege'yle birbirimize baktık. "Sinem yapmış olmasın?" Ege kaşlarını çattı. "Psikolojik sorunları var evet ama, küçücük çocuğa zarar verecek kadar kötü değil."

Caner sinir bozukluğuyla güldü. "Sen hayırdır Ege?" Ege birden arabayı durdurdu. Yaptığı frenle kaldırıma çarpıyordu resmen. "Takıntılı mı kaldın sen bu kıza koruyorsun!" Caner'in sesi yükselmişti. Ege direksiyonu sıkıyordu.

"Cane-"

"Dur Bahar!" Caner sözümü kesmişti.

"Caner ne dediğini bilmiyorsun."

"Çıksana dışarıya." İkisi de dışarıya çıkmıştı. Emre ile ben ardından Ece indi. "Amacın ne senin lan!" Caner tüm gücüyle Ege'yi itti. Ege'nin hiç bir tepkisi yoktu yanlarına yaklaştım. "Amacım falan yok. Tanıyorum."

Caner, Ege'ye yumruk attığı sıra geriye çektim. "Caner ne yaptığını sanıyorsun!" Sesimi yükselttim. Ece koşarak Ege'nin yanına gitti. "Burnun kanıyor!" Ece'nin bağırmasıyla Ege'nin yanına geçtim. "İyi misin?" Ege elini kaldırdı.

"Bana bak! Bahar.. Eğer bununla sevgili olmaya devam edeceksen benimle konuşma, ve sende Emre devam edeceksiniz konuşmaya beni unutun." Caner hızlı adımlarıyla bizden uzaklaştı. Emre bize doğru yaklaşıp Ege'nin kolunu tuttu.

Mahalle'nin Gençleri/ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin