Yazar'ın Ağzından...
Yazar - Baylar, bayanlar, çocuklar ve yaşlılar, gençler ve kendini genç hissedenler, hepiniz hoşgeldiniz!
Karakterler hep bir ağızdan, "Hoşbulduk!" dediler. Pek çoğunun yüzünde gülümseme varken bazıları 'Ben neden buradayım?' diyordu adeta. Hallerine gülmeden edemedim.
Yazar - Eee, nasılsınız bakalım? Heyecan var mı?
Pera - Aslına bakarsan ilk röportajım olmasına rağmen heyecanlı değilim. Neden daha önce benimle röportaj yapılmadığına da anlam veremiyorum. Yani böyle mükemmel birisini nasıl görmezden geliyorlar anlamıyorum.
Pera'nın huysuzca burun kıvırması üzerine kıs kıs güldüm. Bu kızın ayarlarını iyiden iyiye bozmuş olduğumun da bir kez daha farkına vardım.
Yazar - Aaa, Pera'cığım, aşk olsun ama. Ben ve değerli okurlarımız seni ne zaman görmezden geldik?
Pera - Doğru söylüyorsun yazarcığım. Siz beni hep en bir sevdiğiniz yaptınız. Hakkınızı ödeyemem.
Pera'nın yanında oturan Dağhan, olumsuzca iki yana salladı başını. Ardından huysuzca mırıldandı.
Dağhan - Sanki ben en sevdiğim yapmadım.
Dağhan'ın varlığını yeni hatırladığımdan ellerimi birbirine çarptım. Bütün enerjimle konuştum. Tabi bu konuşmayla bütün karakterler yerlerinde sıçramışlardı.
Yazar - Dağhan! Seni nasıl unuttum ben orman bakışlım.
Pera - Yazar Hanım, biraz ayıp olmuyor mu? Dağhan benim kocam ya hani. Hatırlatırım.
Yazar - Özürlerimi sunuyorum Pera'cığım ama o da dağ gibi adam yani. Sadece benim mi dikkatimi çekiyor zannediyorsun?
Pera - Hangi kendini bilmez benim kocama göz koydu?
Pera'nın burnundan solurcasına sarf ettiği cümlelerden sonra konuyu değiştirmem gerektiğinin farkına vardım. Yoksa kan çıkacaktı.
Yazar - Eee Belçim'ciğim, sen nasılsın?
Belçim - Pardon da nereden geliyor bu samimiyet?
Yazar - Hani seni ben yazıyorum falan ya, ondan şeetmiştim.
Kendi yarattığım karakter olmasına rağmen ben bile korkuyordum kadından.
Belçim - Beni öyle kötü yazdın ki bu kötülüğü senin üzerine salmamak için kendimi zor tutuyorum. Beni yok edebilecek tek kişi olmasaydın şimdiye kadar çoktan boğazına yapışmıştım.
Gözlerim sonuna kadar açılırken gergince gülümsedim. Yok anam, bu kadınla ben bile baş edemem.
Yazar - Bu kadar laga luga yeter o zaman. Şimdi değerli okurlarımızın sorduğu sorulara gelelim. Tabi arada benim de sorularım olacak. İlk soru, Alya'cığım sana geliyor. Aslında pek çok soru sana gelmiş ama neyse. Alya sen nerelerdesin ya?
Alya - Çok yakındayım ama bir o kadar da uzaktayım.
Pera - Nasıl yani? Doğru düzgün söylesene nerede olduğunu.
Yazar - Hey, burada soruları ben sorarım. Ay polis gibi hissettim kendimi bunu söyleyince.
Kıs kıs güldüm. Bu röportaj olayı gerçekten eğlenceliydi heee.
Yazar - Alya, gerçekten neredesin sen? Daha somut bir cevap versen.
Alya - Daha somut bir cevap vermeme o izin vermez yazarcığım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY ||Tamamlandı||
FantasyZengin, şımarık ve akıl almayacak derecede çılgın olan Pera verdiği büyük parti sonucu kendini dedesi ve babaannesinin yaşadığı köyde, çiftlik evinde bulur. Gündüzlerin rutininden öyle bıkıp usanmıştır ki geceleri dışarı çıkıp ormana gider ve macera...