Bölüm İthafı: Nahide6321
25 Eylül 2023...
Elimdeki kalemi kağıdın üzerinde gezdirdim. Anlamsız karalamalar doldurdu sayfayı. Kritik dönem demişti babaannem. Benim için geçmişti o kritik dönem bu yüzden yazma konusunda, yürüme konusunda olduğum kadar çok zorlanıyordum. Oysa harfleri biliyordum, tek yapmam gereken onları kağıda döküp kelimeler oluşturmaktı. Fakat yapabildiğim anlamsız karalamalardan fazlası değildi.
"Selam." diyerek kendini koltuğa attı Sinan. Onun peşinden de Miraç geldi ve ikisi birlikte yığıldı koltuğa. Ben ve Demir ise hala daha harfler üzerinde çalışıyorduk. Anlamsız karalamalar işin başlangıç noktasıydı.
"Aleyküm selam." dedi Demir. Bense çizmeye çalıştığım 'A' harfine öyle çok odaklanmıştım ki cevap verememiştim. Yan bir çizgi çizdim. Onunla kesişecek şekilde bir başka çizgi daha çektim. Öyle odaklanmıştım ki alnımdan bir damla ter aktı ve kağıda damladı. Dilim dudağımın sağına doğru kıvrıldı. Çapraz çizdiğim iki çizginin arasına yan bir çizgi çektim zorlukla ve ismimin ilk harfi en nihayetinde kağıtla buluştu.
"Oldu!" diye bağırarak fırladım yerimden. İçim kıpır kıpırdı. Sabahtan beri uğraştığım şeyi en nihayetinde başarmıştım.
"Tebrikler." dedi tüm enerjisi çekilmiş gibi duran Miraç. Sinan'ın da ondan farkı yoktu. Bu okul denen yer bu kadar mı emiyordu insanın enerjisini anlamıyordum. Oysa ben onların yerinde olmak için neler vermezdim.
"Onun dediğinden." diyen Sinan'ın daha uzun bir cümle kurduğunun farkında olmadığı gerçeği fazlasıyla komikti.
"Size ne oldu böyle? Mektep o kadar zor muydu? Ben askeri eğitim alırken bile bu kadar çökmemiştim."
Demir'in sözleri üzerine mırıldandı ikili. Anlamsız mırıltılarına gülümsedim ve yerime geri oturdum. Az önce yazmış olduğum 'A' harfinin yanına bu kez de bir 'S' eklemeliydim. Ne kadar zor olabilirdi ki?
Zaman geçerken kalem parmaklarımın arasında titriyordu. Beşinci kez 'A' harfini çizmiştim ve beşinci kez 'S' harfi için kalemi kağıda dayamıştım. Yılan gibi kıvrılan çizgi yamuk bir 'S'nin kağıdın üzerinde belirmesine sebep oldu. Yamuk da olsa en nihayetinde ismimin ilk iki harfini tamamlamıştım. Tam o sırada bir horultu yükseldi koltuktan.
"Horlamasa öldü sanırdık." dedi Demir ve ben güldüm. Gerçekten öyleydi. Miraç'ın horultusuna da bir şekilde alışmıştık geçen zamanla.
İki ay geçmişti. Bu iki ayda dördümüz aynı evi paylaşmaya başlamıştık. Lanetin ortadan kalkmasıyla insanların gözünde kahraman ilan edilmiştim geçen zamanda fakat ben kendimi öyle görmüyordum. Sonuçta bunu ben yapmamıştım ve ben bozamazdım. Sırf bu yüzden dönmemiştim köye, dönmeyi istemiyordum çünkü beni bir sebep yüzünden seven insanlardan tiksiniyordum. Oysa sevmek için sebep gerekmezdi, sadece severdin. Benim dönmemem ve diğerlerinin de burada kalmak istemesi sayesinde birlikte yaşamaya başlamıştık. Binayı baştan aşağı yeniden dekore etmiştik. Bu süreçte merkeze gitmiştik birkaç kez ve o kalabalığın içinde dolaşmıştık. Cep telefonunu ilk kez gören Demir büyük bir şok geçirmişti. Birbirimize sadece bu aletle ulaştığımıza inanamamıştı. Sonrasında ona uydulardan ve okyanusun altına döşenen kablolardan bahsetmiştik. Böylece iletişimi sağlayan büyük bir ağ olduğunu anlamıştı. İlk fotoğraf çekilişmizdeyse bir fotoğrafa bir bize bakmıştı. Boyumuzun nasıl bu kadar kısaldığına anlam verememişti ve yine ona durumu açıklamıştık. En zor anıysa alışveriş merkezinde yaşamıştık. Onu yürüyen merdivene bindirene kadar akla karayı seçmiştik, tabi bu sırada da herkese rezil olmuştuk. Neyseki kimse bizi tanımıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY ||Tamamlandı||
FantasyZengin, şımarık ve akıl almayacak derecede çılgın olan Pera verdiği büyük parti sonucu kendini dedesi ve babaannesinin yaşadığı köyde, çiftlik evinde bulur. Gündüzlerin rutininden öyle bıkıp usanmıştır ki geceleri dışarı çıkıp ormana gider ve macera...