Asiye çok korkuyordu Osman'ın oğlunu yaşam sevincini elinden alacak olmasının ihtimaliyle. Öyle ki geceleri kabusu gündüzleri kara kara düşüncesi olmuştu. " Bir tarafı yok ya annesini sevmeyen bir intikam olarak gören yapmadığını bırakmayan bir adam benden doğan çocuğu mu sevecek?" Diyordu.
Ama bir taraftan da görüyordu ki yıllardır baba özlemi duyan" benim babam niçin yok kreşteki diğer çocukların ki gibi... Baba oğul günlerinde bile gelmiyor benim babam... Ben Musa dayımı çok seviyorum ama babam olsun o gelsin istiyorum..." diye ağlayan üç yaşında ki akıllı oğlunun babasını gördüğü günden beridir kapılıp gittiğini.
" Keşke oğluma küçüklüğünden beridir eksikliğini hissetmesin diye düşünerek babasının resimlerini ve videolarını gösterip ona bir kahraman olarak anlatmasaydım... Ama kıyamadım minik kuzuma ki... Yanında olmasa bile babasının yokluğunu hissetmesin istemiştim... Büyüyüp birşeyleri idrak edecek yaşa gelinceye kadar böyle idare etmeyi sonrası için de o zaman bulurum bir çıkış diye düşünerek davranmıştım...
Nereden bile bilirdim ki o doktorun hiç ama hiç ummadığım bir anda karşımıza çıkacağını... Ama anlayamıyorum o doktor da aşırı düşkün davranıyor oğluma... Bir taraftan da acaba yine rol mü yapıyor diye düşünüyorum... Tüm dengem yine alt üst oldu..." diye düşünerek kliniğinden çıkıp mütevazi arabasına binerek hızlıca Osman'ın evine gitti.Bugün yine tutuşmuştu " oğlumu ben alacağım vakit geçirmek için... Sakın mani olmaya çalışma Asiye..." diye yine bir ton laf etmişti.
İngiltere'nin en gözde semtinde müstakil bir villada oturan doktor Osman'ın evinin önünde arabasını park edip kapıda ki güvenliğe bilgilerini verip bahçeden girmişti.
Osman tamda tahmin etttiği gibi yine karısının panikle oğlunu almaya geleceğini bildiği için camda bekliyordu. Bir taraftan da oyunlar oynayan oğluna bakarak gülüyordu.
" Ben sizden bunca yıl nasıl da ayrı kaldım oğlum... Neler de kaçırdım böyle... Benim yaptığım onca şeye rağmen annen o güzel yüreğiyle sana o kadar güzel tanıtıp anlatmış ki beni yıllardır korktuğum gibi olmadık seninle... Seni çok iyi yetiştirmiş Asiye'm tamda tahmin ettiğim gibi çok iyi bir anne olmuş...
Ama annen çoktan gitmiş benden her anlamda... Bakışları buz gibi... Hiç-bir duygu yok bana bakarken... Yıllar önce peşinde koşan hocası Osman'a bile böyle soğuk ve buz gibi bakmamıştı. O zamanlar utangaç ve sevimli, edepli bakışları vardı. Şimdi donuyorum kara sevdalı olduğum karımın gözlerinde ki bakışları gördükçe... Ama ben hata ettim hemde çok... Ve en değerli hazinem olan karımı kaybettim..." deyip koşar adım gelen güzel karısına çocuğunun genç annesine bakarak
" kazanacağım seni Asiye'm... Başka yolu yok... Ben artık sendende oğlumdan da ayrı bir dakika daha duramam..." deyip tebessüm ederek
" oğlum annen geldi " der demez küçük Akın ayağa kalkıp " baba anneme gidiyorum ben " diyerek koşmaya başladı.Osman tebessüm ederek oğlunun peşinden koşup " oğlum koşma merdivenlerden düşeceksin " deyince Akın o kara gözleriyle gülümseyerek
" annemde aynı senin gibi koşma diyor hep ama ben kocaman adam oldum. Ben Liz gibi altıma bez taktırmıyorum bir kerem. Tuvalete gidiyorum " deyince Osman oğlunu kucağına alıp yanaklarından öperek
" elbette benim oğlum koskocaman adam olmuş ama kocaman adamlarda dikkat eder aslanım " deyip aşağıya inerken " oğlum seninle erkek erkeğe konuştuklarımızı unutmadın değil mi ? Annene söylemek yok..." dedi.Akın kıkırdayarak " Tamam baba. O zaman annem beni buradan alıp gitmez hem annemde bizimle kalır. Tıpkı diğer çocukların anne ve babaları gibi olursunuz " der demez Osman yine çok kötü olmuştu. Karısına ve küçücük çocuğuna yaşattıkları bir ömür boyu vicdanını sızlatan en büyük yarası olacaktı.
" Benim küçücük oğlum neler düşünüyor böyle? Bu kadar dert tasa oyun yaşında ki yavruma çok değil mi ? Karım zorunlu olarak evime girince sanki kırk kat yabancının evine girmiş gibi davranıp diken üzerinde duruyor... Geçen gün öz oğlumun kırdığı vazo için defalarca özür dileyip parasını ödemeye kalktı... Benim oğlum evimde yaramazlık yapınca gizlice köşelere çekip uyarıyor sanki başkasının evi gibi... Kendimden tiksindin o anda... " Dedi içinden. Oğlunu kucağından indirip
" hadi oğlum sen salona git bekle bizi..." deyince Akın koşarak gitti.
Osman gülerek " yakışıklı ve akıllı oğlum benim..." dedi.Asiye elleri titreyerek zile basacakken kapı açıldı. Osman karşısında henüz 24 yaşında ki güzel karısına bakarak yutkundu. Üzerinde ki belinden kemerli şık siyah abayaya ve mavi çiçekli beyaz şala, ayağında ki siyah stiletto ayakkabılarına, elinde ki küçük şık çantaya bakarak iç çekti.
" Yine her zaman ki gibi çok güzel ve sade olmuş... " dedi içinden.Asiye yine aynı şekilde bakarak
" oğlumu almaya geldim nerede?" Der demez Osman kaşlarını çatarak
" ne o Asiye nefes nefese kalmışsın yine... Oğlumuz babasının yanında şu tuhaf davranışlarından vazgeç artık " dedi.Asiye kimseyle tartışmaya girmek istemiyordu. Vakar bir şekilde başını kaldırıp " lütfen beyefendi ben bir tartışma yaşamak istemiyorum sizinle. Tamam oğlumla vakit geçirdiniz... Şimdi de ben alıp evime gitmek istiyorum. Size de daha fazla zahmet vermesin yoğunsunuz " der demez Osman sinirlerine hakim olmaya çalışarak " benim oğlumdan daha mühim bir isim olamaz... Ve benim oğlum bana zahmet vermez saçmalama da sense gir içeriye " dedi.
Asiye buz gibi bakarak " bakın benim çok işim var. Online diyet yazdığım danışmanlarımla görüşmelerim var diyet yazacağım... Hemen oğlumu almam gerekiyor " der demez Osman karısının yine resmiyetle konuşmasına dayanamayarak " yürü bakalım karıcığım diyeti kocanın evinden de yazarsın..." diyerek kolundan tutup hızlıca çekti.
Asiye sabrının son demlerindeydi artık...🌹🌹😍😍
Merakla bekleyenlere gelecekten bir tüyo canlar...
Neler oluyor acaba?
Asiye kızımız çok değişti...
Ay birde küçük Akın var...😍
O kadar tatlı ve akıllı, afacan bir çocuk ki inanılmaz...😍Akın oğlan. Asiye ve Osman'ın can parçaları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükût 4.Seri (Ahde Vefa Asiye)
RomanceNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... "Ah ah bilimiydim ki...