Anlaşma

739 84 77
                                    

Odama çekilmem ile gelen Nira yüzümü gülümsetmişti.

"Kraliçem." diyerek selam verdiğinde ona uzunca baktım.

Artık bir prensesin değil, kraliçenin baş hizmetlisiydi.

Ona göre muamele görmeliydi.

"Maaşına zam getirildi mi?" diye sorduğumda Nira utanarak "Buraya sizin için endişelendiğimden geldim kraliçe. Lütfen geliş sebebimi farklı algılamayın." dedi.

Gülümsedim.

"Seni tanıyorum Nira, sadece sualime yanıt ver."

"Arttırılmadı kraliçe."

"Sen artık kraliçenin baş görevlisisin. Sana öyle muamele gösterilmeli. En kısa sürede bu sorunla ilgileneceğim."

"Minnettarım kraliçe."

"Şimdi senden sadece bana sirenler hakkında kitaplar bulmanı istiyorum. Bundan kimsenin haberi olmasın."

"Beni mi araştıracaksın kraliçe?" diye gülerek soran ana siren ile sorunu çaktırmamak için ifadesiz kaldım.

Nira, "Emredersiniz kraliçe." diyerek odadan çıkınca yalnız kalmıştık.

"Beni ele geçiremeyeceksin." dedim, kararlılıkla.

"Göreceğiz onu kraliçe."

"Göreceğiz, tabii."

Onun alaycı ses tonunun yanında fazla resmi kalmıştım.

Böyle olması iyiydi de.

"Sevdiğin adamın durumunu merak etmiyor musun kraliçe?" diye sorduğunda sinirlenerek "Ona olan duygularımı işimize karıştırma." dedim.

"Bir erkeğe aşık olmak gibi acınası duyguları ben değil, sen yaşadın."

"Acınası değildi."

"Erkekler sadece seks ve yemek için vardır."

"Yemek?" dedim, sorarcasına.

"Onlarla eğlencemiz bitince karnımızı nasıl doyuruyoruz sanıyorsun?"

"İçimde erkekleri yiyen bir siren ruhu mu var?" diye sordum, dehşetle.

"Tüm sirenler yer, şaşırma bu kadar."

Sertçe "Lanetli korsanların yanında sizin de ölmenizi istemem gerekirdi." dediğimde "Ama istemedin, bu yüzden benden kurtulamazsın kraliçe." dedi.

"Ne yapacaksın bedenimi mi çalacaksın?"

Keyif aldığını belli eden bir kahkaha attı.

"Senin ruhunu istesem çoktan öldürür, bedenine hükmederdim."

Kaşlarım çatılırken "Öyleyse ne istiyorsun?" diye sordum.

"Bedeninden çıkmak benim isteğim ile olmuyor. Ee ben de keyfime önem veren. biriyim. Anladığım kadarıyla sen de birisinin beni bilmesini istemiyorsun."

"Doğru anlamışsın. Sanırım bir teklifin var."

"Avlanmak istediğimde mücadele etmeyeceksin."

"Avlanmak derken?"

Demek istediğini anladığımda "Erkek avlamak yok!" dedim.

"Öyleyse herkes benden haberdar olacak."

"Eğer ben sana hükmedersem haberdar olamazlar."

"Bana hükmedecek gücün yok. Öğrenilmemi istemiyorsan isteklerimi kabul edeceksin."

Bana uyguladığı güç gösterisi hoşuma gitmezken "Belki de blöf yapıyorsundur." dedim.

"Deneyimlemek ister misin?" diye sorduğunda yumruklarımı sıktım.

"Cehennemden gelen çığlık seslerini duymaya devam ediyorsun, değil mi?"

Arka planda kafayı sıyırmama yetecek kadar duyuyordum.

"Sen duymuyor musun?" diye sordum, şaşırarak.

Sonuçta benim bedenimde yaşıyordu.

O da duyar diye düşünmüştüm.

"İstersem senin yerine duymaya başlayabilirim."

"Nasıl?"

"Senin yerine cehennemdekilerin sesini dinleyeceğim. Sen de ortaya çıkmak istediğimde bana engel olmayacaksın."

"Avladığın erkekler ile seks yok." dedim, kesin bir ses tonunda.

"Bu işin eğlencesi burada."

"Burası benim bedenim."

Ses çıkarmamasını kabul etmesi olarak anlayıp "Ayrıca avlamak istediğin kişi uygun olmazsa sana karşı çıkarım." dedim.

"İstediğim erkekleri benden alamazsın."

"Eğer bu bize sorun çıkaracak ise engel olurum."

"Her engelinde fazladan erkek isterim."

Kısa bir süre düşündüm.

Başka çarem yoktu.

Her türlü avlanmak için bedenimi ele geçirecekti. En azından bu benim bilincimde olmalıydı.

"Kabul." dedim.

"Seninle anlaşabileceğimi biliyordum, kraliçe."

Derin bir nefes aldım ve "Umarım bu kararımdan pişman etmezsin beni." dedim.

Ana siren, "Daha çok savaşa gireceksin ve savaşlarda benim ruhuma sahip olduğun için mutlu olacaksın. Çünkü benim ruhumdaki güç, senin bedenine yardım edecek." dediğinde cevap vermedim.

Ego muydu, yoksa ciddi miydi?

Anlayamamıştım.

"Ee bir ismin yok mu?" diye sordum.

"Hazel." dedi.

"Adım Hazel."

"Memnun oldum Hazel."

"Ben de kraliçe, ben de."

Lanetli KaptanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin