Planlarım

485 70 26
                                    

Geceye kadar çalıştığım için Yarkınlar ile vakit geçirmeyi bırak, akşam yemek dahi yiyememiştim.

Aklım Gazal ve Gencer'deydi halen daha. Onlara ne yapacağımı bilmiyordum.

İkisi de dostumdu.

Gencer sevdasından, Gazal ise heyecan ve cahillikten hata yapmıştı.

Bu kadarı onlar için yeterli bir ceza diyerek konuyu kapatabilirdim lakin ikisini de halkın içinde küçük düşürdüğüm için bana karşı olan sinirleri bitmeyebilirdi.

Kapı çaldığında düşüncelerimden sıyrıldım ve "Gel." dedim.

İçeri giren asker bana selam verdikten sonra "Emrettiğiniz gibi esnaflara ve savaşta maddi, manevi zararı olan halka maddi destek yapıldı." dedi.

"Tamandır, çıkabilirsin. Bana zindanda ve Gencer'in tutulduğu odanın önünde nöbet tutan muhafızları gönder"

"Emredersiniz kraliçe"

Asker çalışma odamdan çıkarken Yarkın içeri girdi.

"Güzelim saat kaç oldu, çalışmayı bugünlük bitirsen mi?"

"Birkaç işim kaldı, onları hallettikten sonra odaya geleceğim. Endişelenme."

"Beklememe ne dersin? Birlikte geçeriz odaya." dediğinde gülümsedim ve "Hayır, demem." diye karşılık verdim.

Yarkın masamın önündeli çiçek motifli, işlemeli, tekli koltuğa oturunca "Siz ne yaptınız? Buldunuz mu işe yarar bir şeyler?" diye sordum.

"Bercis bir şifacıya görünmeni öneriyor. Dilhan ile bana da mantıklı geldi fikir."

"Bir şifacı nasıl yardım edebilir? Normal bir hastalık değil ki bu." dedim, merakla.

"Normal bir şifacı değil. Lanetli korsanlar tarafından yaralanan herkes ona giderdi. Her şeye bir çözümü var."

"Hazel'a d bir çözüm bulabilir mi öyleyse?" diye sordum.

"Net bir şey söyleyip seni ümitlendirmek veya hevesini kırmam istemem."

"Beni neyin beklediğini az buz anlamak istiyorum."

"Öyleyse kesin bir çözümü olduğunu düşünmüyorum fakat sizin işinizi kolaylaştıracak bir şeyler yapabilir diye tahmin ediyorum."

"En azından sorunu azaltabilirmiş."

Hazel, "Benden bir sorun gibi bahsetmeyi keser misiniz?" diye sorunca "Öyle değil misin?" diye sordum.

"Sanki sen de benim için bir sorun değilsin. Benim tek isteğim denizleri hissetmek."

"Ve avlanmak." diye ekledim.

"O bir istek değil, hayat tarzı."

"Yakında hayat tarzını değiştirmek istemiyorsan gitmeliyiz."

Hazel, "Sanki başka çarem var." diye söylenirken kapı tıktıklandı.

İki asker içeri girdikten sonra "Bizi emretmişsiniz kraliçemiz." dediler.

"Ah, evet."

Onları çağırdığım aklımdan çıkmıştı.

"Gazal ve Gencer hakkında bilgi verin. Ne yapıyorlar?"

"Komutan Gencer tutsak olarak kilitlendiğinden beri sessizce oturuyor. Saatlerdir hareket etmedi."

"Diğer tutsak da şu an aynı durumda kraliçem. Başta bağırıp sizinle konuşmak istedi, sonrasında sakinleşip oturdu."

"İkisini de buraya getirin."

"Emredersiniz kraliçem."

Askerler odadan çıkınca Yarkın, "Onlara ne ceza vereceksin? Ya da ceza verecek misin?" diye sordu.

"Konuşup konuyu kapatmayı planlıyorum. Ayrıca ikisi için de farklı ve yeni planlarım var."

"Plan derken... Ne konuda?"

Gülümseyerek "İşimize yarayacak planlar." dedim.

"Planlarını fazlası ile merak ediyorum ama konuşma esnasında burada durmamı istiyor musun? Eğer yalnız konuşman gerekiyorsa seni dışarıda bekleyebilirim."

"Yok, kalabilirsin. Hem biraz planlar seni de etkiliyor."

Yarkın'ın merakı artarken sabırsızlanmaya başlamıştım.

Kısa bir süre sonra askerler Gencer ve Gazal'ı getirmişti.

Askerlere "Siz çıkabilirsiniz. Esirler için size verilen görev son buldu." dedim.

"Emredersiniz kraliçe."

Askerler odadan çıkınca Gencerlere ikili koltuğu işaret ettim.

"Oturun."

Gencer ve Gazal yan yana oturunca "Hatalarınızın ne olduğunuzu söylemem gerekiyor mu?" diye sordum.

"Hayır." dedi, Gencer.

"İkiniz de değer cerdiğim dostumsunuz. Sizlerle aram bozulsun ya da sizlere zarar gelsin istemiyorum lakin korumam gereken bir otoritem var. Bunun için dostluğa bakmadan herkese aynı davranmalıyım."

"Haklısın. Sana bu konuda bir şey diyemeyiz." diyen Gencer'e tebessüm ettim.

"Normalde bunun ağır bir cezası olması gerekir ama benim sizler için bazı planlarım var."

Lanetli KaptanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin