Yalan

566 76 42
                                    

Onların burada ne olacağını şok içinde soracaktım ki Bercis, "Bu halin ne?" diye bağırdı.

Stresten ne yapacağımı bilemezken Bercis, "Yaralandın mı? Şifacılara haber salayım." dedi.

"Ben iyiyim, merak etme."

"Öyleyse bu kan ne? Bir insanın bedeninde bile bu kadar kan olmayabilir."

Oluyormuş ablacım.

Hem de tamı tamına bu kadar oluyornuş.

Eh bir de örtüde olanlar var.

"Hiç yara almadım." dedim.

Dilhan, "Öyleyse bu nasıl oldu?" diye sorunca Hazel, "Konuştu ateşli kaptanım." dedi.

Sıra değil Hazel, hiç sırası değil.

"Kafa dağıtmak için tünelden dışarı çıkıp barlar sokağına gittim. Kaptan Gökbey'in mürettebatı da oradaymış. Kaptanlarını öldürdüğüm için intikam istediler."

Bercis onlara küfrederken yalanımı sürdürdüm.

"Yanımda sadece bıçak vardı. Hepsini bıçakla öldürmek zorunda kaldım. Bazısı ise bire bir dövüşüm. Öyle olunca üstüm başım kan oldu."

"Sende bir şey yok ya, şükürler olsun." diyen Bercis'e "Benim de kendime göre yeteneklerim var." dedim.

Dilhan dediğime fazla inanmamıştı.

Yalan söylediğimi düşünmüyordu ama onca korsanı birkaç haftalık bilgi ve beceriyle yenemeyeceğimi biliyordu.

Bercis ise yaşadığı endişe yüzünden bunu düşünmüyordu bile.

"Siz neden odamdasınız peki?" diye sordum.

"Gencer'in dediğine göre arkadaşım Gazal'ı odanda olman gereken zamanda görüp buraya göndermişsin. Gencer de iyi misin diye endişelendi, bize haber etti."

Bercis'in açıklaması ile Hazel kahkaha attı ve "Gazal'ı buraya gönderirken ne düşünüyordun ki? Yakışıklı Gencer'in onu çağırmadığı ortaya her türlü çıkacaktı." dedi.

Gülümseyerek "Çöpçatanlık yapayım derken elime yüzüme bulaştırdım." dedim.

Bu hem Hazel'a cevap hem de bizimkilere neden yaptığımın açıklamasıydı.

"Yanında bundan sonra silah taşı ve tek başına tehlike oluşturacak yerlere gitme." diyen Bercis'e "Tabii, dikkat ederim." dedim.

Başımda Hazel gibi bir dert varken bu çok zordu.

Bercis, Dilhan'a döndü ve "Sen odadan çık. Ben Asena'nın yanında kalıp giyinirken gerçekten bir yarası var mı diye kontrol edeceğim. Böyle bir olaydan yarasız kurtulması çok güç." dedi.

Hazel, "Bence benim yakışıklım da kalmalı. Hatta yorulduk diye bizi o giydirmeli." dediğinde ona kızmamak için kendimi tuttum.

"Abla ben gerçekten iyiyim."

"Öyleyse görebilirim."

Derin nefes aldım.

"Görebilirsin."

Dilhan, "Öyletse ben kaçtım." dedikten sonra Bercis'e baktı ve "Odada olacağım." dedi.

Bercis onu onaylarken Hazel, "Benimle aynı odada kalacaktı. Onu bir gecede yalayıp yutardım." derken mecaz kullanmadığını biliyordum.

Gerçekten yalayıp yutardı.

Dilhan odadan çıkınca Bercis, "Çıkar hadi üstünü." dedi.

"Buradaysan bana yardım edeceksin." dedim ve ona sırtımı döndüm.

Bercis elbisemin iplerini çözerken "Bu yaptığın yüzünden ölebilirdin." dedi.

"Ama ölmedim. Artık bunu dert etme." dedi.

"Tekrar aynı dikkatsizliğe düşme, olur mu?"

"Olur."

Ablam elbisemin iplerini çözünce üstümden çıkardım ve kollarımı havaya kaldırdım.

"Bak bir şeyim yok."

"Çevrende de dön bakayım."

Dediğini dinleyerek çevremde tam bir tur atınca Bercis gülümsedi.

"Helal be sana. Tek biz çiziğin bile yok. O heriflerin gününü iyi göstermişsin."

"Senin kardeşin olmak bunu gerektiriyor."

Bercis kendinden gurur duyarken Hazel, "Tüm gücün benim sayemde." dedi.

Ona cevap vermeden dolabımdan yatmaya uygun bir kıyafet çıkarıp giydim.

"Gerçekten yorgunum. Duş bile alamayacağım sanırım, yatıp uyuyacağım." dediğimde Bercis, "Öyleyse senin yattığını göreceğim." dedi.

"Tek gecede bir çılgınlık yeter. Başka bir şey yapmam." desem de Bercis beni umursamamıştı.

Bir şey demeden banyoma gittim ve elimi yüzümü iyice yıkadım.

Ben yıkadıkça kan akıyordu.

Bu banyoda Yarkın ile son sohbetim aklıma geldi diye gülümserken patlayan top sesi beni hayallerimden uzaklaştırdı.

Lanetli KaptanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin