Hain

507 64 27
                                    

Yarkın ile kaptan odasında otururken kapı tıktıklandı.

"Gel." dedi, Yarkın.

Bagatur içeri girdikten sonra kapıyı kapattı ve "Bir sorunumuz var." dedi.

Yarkın dikkatini ona verirken "Sorun ne?" diye sordu.

"Papağan kayıp kaptan."

Karaya çıktığımızda mürettebat gemi için bir papağan almıştı.

Böylece haberleşmede sorun yaşamayacaktık.

"Papağan kafeste sanıyordum." dedi, Yarkın.

"Öyleydi de. O papağan bir insan olmadan kafesinden çıkamam."

"Öyleyse gemiden biri dışarıya papağan aracılığıyla haber gönderdi." dedim.

"Ama kim?" diye sordu, Yarkın.

"Mürettebata yeni denizciler eklendi kaptan. Onları sorgulayabiliriz." diyen Bagatur ile "Hazel sayesinde bunu yapanı hızlıca öğrenebiliriz." dedim.

"Hazel'in daha fazla iş görmesini istemiyorum. Bu senin için tehlikeli. Belli, aramızda hain var. O haini kendi çözümlerim ile bulacağım."

Yarkın'ın sözlerini ikiletmedim. Çünkü Hazel'in hakimiyeti eline almasının ne kadar tehlikeli olduğunu ben de biliyordum.

"Bu hususta ne yapmamı istersin kaptan?" diye sordu, Bagatur.

"Sadece Gencer'i buraya gönder ve kimseye bu konu hakkında bilgi verme. Ne kadar az kişi bilirse hainin kendisini fark ettiğimizi öğrenme olasılığı düşer."

"Emredersiniz kaptan." diyerek odadan çıkan Bagatur ile Yarkın'a merakla baktım.

"Gencer'i neden çağırttın?"

"O bir komutan. Bir haini fark edebilecek en iyi adamlardan."

"Yani ondan şüphelenmiyorsun." diyerek tedirgin olduğum konuyu açtım.

"Hayır, ondan şüphelenmiyorum."

Gencer ve Yarkın arasında tekrardan anlaşmazlık olsun istemezdim, bunu öğrendiğim iyi olmuştu.

Kısa bir süre sonra kapı çalınınca Yarkın, "Gel." dedi.

Gencer içeri girdikten sonra "Beni çağırmışsınız." dedi.

"Arkandan kapıyı kapatıp gel." dedim.

Gencer dediğimi yaptığında Yarkın, "Aramızda bir hain var." dedi.

"Bu da nereden çıktı?" diye sordu, Gencer.

"Papağanımız kayıp. Buradan birisi dışarıya haber uçurmuş olmalı."

"Peki şüphelendiğiniz biri var mı?" diye sorduğunda "Eski mürettebattan kimse olamaz. Muhtemelen mürettebata yeni gelen denizcilerden biri." dedim.

"Neden böyle düşünüyorsunuz? Tecrübelerime göre hainler en güvendiğimiz insanlardır."

"Asena'nın içindeki siren ruhundan sadece eski mürettebat haberdardı. Yeniler bilmiyordu. Asena ise bugün gemideki herkesin görebileceği şekilde Hazel'in gücünü kullandı."

"Ve bunun üzerine papağan haber için gönderildi. Bu demek oluyor ki bu bilgiyi öğrenen hain vakit kaybetmeden çalıştığı ite haber gönderdi." diye Yarkın'ın cümlesini tamamladı, Gencer.

"Bu bilgiyi öğrenen her kimse bunu bize karşı kullanabilir. O yüzden kısa sürede haini bulmalıyız." dedi, Yarkın.

"Anladığım kadarıyla bu görevi benim üstlenmemi istiyorsunuz." diyen Gencer'i onayladık.

"Hainin ben olmadığımı bilemezsiniz. Neden bana bu görevi veriyorsunuz?" diye sorduğunda gülümsedim.

"Çünkü seni işlerin ile tanıyorum, Gencer. Sen; sadık ve güvenilir bir askersin."

"Bana güvendiğinize pişman olmayacaksınız." dediğinde Yarkın'a baktım.

O da bu görevi Gencer'e vererek doğru bir karar verdiğini biliyordu.

"Bu olayın saklı kalmasını istiyorum. Mümkünse kimseye bahsetme." diyen Yarkın ile Gencer, "Gazal'a bile anlatmayacağım." dedi.

"Bir de görevini düzgün yapamayacağın konusunda tereddütteydin." dedim.

Gencer utanmış bir gülümseme ile bana baktı ve ardından "Her askerin açığı vardır. Benim açığım da Gazal. Onun sayesinde ve yüzünden endişelenmem normal." dedi.

"Seni tatlı aşık. Hadi aşkının yanına git."

Gencer gülümsedi ve "Buna hayır demek olmaz." dedi.

Gencer odadan çıkacakken Yarkın, "Görevini aksatayım deme." diyerek onu uyardı.

"Şifacının yanına varmadan haini bulmuş olacağım."

"Umarım öyle olur komutan."

"Olacak kaptan."

Gencer odadan çıkınca Yarkın'a döndüm.

"Ne diyorsun? Sıkı adam."

"Öyle. Onunla düşman olmak da dost olmak da onore edici."

"Öyledir. Sonuçta eski nişanlım." dediğinde Yarkın'ın kaşları çatıldı.

Sonrasında kendisi ile uğraşmak için bunu söylediğimi anlayarak "Benimle aldattığın eski nişanlın." diye ekledi.

"O olayı hatırlatma, vicdan azabım sönmedi."

Yarkın oturduğu yerden kalkarken "Sönmesine yardım edebilirim." dedi.

"Ya da usulca geri işine dönersin."

"Şansımı denemiştim."

"İyi ama başarısız bir denemeydi."

"Bir dahakine artık." dediğinde güldüm.

"Bir dahakine."

Lanetli KaptanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin