"Eğer yanlış anladığım bir kısım varsa bana söyle. Kayıp Şehir Atlantis'te iken Tanrı Poseidon isteğini yerine getirme karşılığında seni lanetleyeceğini söyledi ve sen de bunu kabul ettin."
Bercis'e "Evet, öyle yaptım." dedim.
"Karşılığında lanetleneceğini sana Papa Legba da söylemişti ve sen bize söylemedin."
"Papa Legba ile antlaşma yaparken olduğu gibi herkes kendini öne atmasın istedim. Halkım için bunu yapmalıydım, yaptım."
"Sonrasında lanetlendin ve bu lanet bedeninde ömrün boyunca kalacak bir siren taşımak."
"Adım var benim." diye araya giren Hazel ile "Evet, öyle. Kendisi Hazel. Ana siren." dedim.
Bercis, "Bize bunu da söylemedin." dedi.
"Yapabileceğiniz bir şey yoktu. Söyleyip sizi üzmek istemedim."
Bercis hiç çekinmeden koluma sertçe vurduğunda acıyla bağırdım.
Bu çok sertti.
"Sana onca bilgiyi veren Hazel, bu Hazel'dı. İçinde yaşayan siren."
"Öyle olabilir." dedim, gözlerimi kaçırırken.
"Bize başka ne söylemedin?"
"Hepsi bu kadar. İşte arada avlanması veya bana yardım etmesi için hakimiyeti Hazel'a verdim ama artık bu bir sorun haline geldi."
Bercis tekrar kızacaktı ki Dilhan ondan önce davrandı.
"Önce saraya gidelim. Orada detaylıca bir çözüm düşünürüz."
Sakin sesinin arkasında Bercis'i durdurma amacı da yatıyordu.
"Kardeşin var, derdin var." diyen Bercis'e "Çok ayıp." dedim.
"Sana ayıbı göstereceğim ben, az kaldı."
"Susuyorum." dediğimde Bercis, "Aferin, sus." dedi.
"Şimdi... Sorunu nasıl çözeceğimizi düşünmeliyiz." diye araya giren Dilhan ile Hazel, "Bizi düşünüyor. Ne kadar seksi." dedi.
"Hazel şimdi sırası değil." dedim, usulca.
"Ne diyor?" diye sordu, Bercis.
"Kendince takılıyor, önemsiz." diye yalan söyledim.
Bercis'e sevgiline yavşıyor diyemezdim.
Hazel, "Beni zaten biliyorlar. Söylesek n'olur ki?" diye sorunca "Olmaz." dedim.
Yarkın konuyu anlamış olmalı ki sırıtarak "Topluluk arasında gizli konuşulmaz, ne konuştuğunuzu söyle." dedi.
"Bir korsan olarak kraliyet mensubundan birisine nezakat dersi mi vermeye çalışıyorsun sen?" diye sordum.
"Öyle mi olmuş?"
"Öyle oldu."
Bercis, "Ee söyleyecek misin?" diye sorunca dayanamayarak konuşmaya başladım.
"Hazel avlanırken yiyeceği erkeğin dış görünüşüne de önem veriyor."
"Ee?"
"Ve Dilhan'ın dış görünüşü de Hazel'ın fazlasıyla hoşuna gidiyor."
Yarkın gülmemek için kendini tutarken Bercis duyduklarını sindirmeye çalışıyordu.
"İçinde sevgilime aşık bir siren mi yaşıyor?"
"Aşık denilemez. Hazel için Dilhan da diğer yakışıklı bulduğu ve yemek istediği erkeklerden biri."
"Başka bu listede kim var?" diye sordu, Bercis.
"Gencer."
"Standartlarını düşürmeli. Mesela Yarkın'a yönelebilir." diyen Bercis ile Yarkın, kaşlarını çatarak ona döndü.
"Ne? Benim tipim Dilhan'dan kötü mü?"
"Kişisel görüşüm ama biraz zorlarsak nesnel de olabilir."
Yarkın, küfredecekken Bercis'in bakışlarını fark ederek küfretmekten vazgeçti.
Dilhan, "Daha fazla dışarıda durmayarak saraya girelim. Yapılacak çok iş var." diyerek konuyu kapatmaya çalışınca Bercis, "Hoşuna gitti yakışıklı bulunmak, değil mi?" diye sordu.
Dilhan alttan alttan gülümserken "Senin tarafından mı?" diye sordu.
"Ne demek istediğimi biliyorsun."
"Belki..."
"O siren seni yesin de gör gününü." diyen Bercis'in ardından Hazel, "Bu bir izin miydi? Hadi avlayalım." dedi.
"Hayır, bir izin değildi." diye karşı çıktım.
Bercis, "İçindeki sirene söyle, hiçbir zaman izni olmayacak." dedi.
"Artık bana ismimle seslensin o da, yoksa sevgilisini yerim." diyen Hazel'ın söylediklerini Bercis'e ilettiğimde Bercis, "Kardeşimin içinde olman umurumda değil, sizi öldürürüm." dedi.
"Çok iyi bir ablasın."
Bercis, "Biliyorum." diyerek saraya girdiğinde güldüm.
Yarkın, "Geceleri benden uzaklaşma, Bercis'in ne zaman sizi öldürmeye geleceği belli olmaz." dediğinde "Bu işi kendi çıkarına göre yontma." dedim.
"Sadece denedim."
Gülerek "Hadi biz de içeri geçelim. Daha çok iş var." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Kaptan
FantasySevdiği insanları kaybeden prenses -artık kraliçe-, amacına ulaşınca her şey normale dönecek sanıyordu. Ta ki amacı için kendinden fedakarlıklar yapana kadar... Lanetli korsanların sonunu getirmek için lanetlenen kraliçe sevdiği adamdan kalan mürett...