"Gelmesini istediklerim onlardı. Arkadaşlarım değil." dediğinde "Sen delirdin mi? Hepimizi öldürteceksin." dedim.
"Senin onları yenecek gücün var. Eğer bizimle ortak çalışırsan hem ölmezsin hem de istemediğin kadar yiyecek elde edersin."
Yaklaşan canavarlara baktım.
Kabul etmeyebilirdim.
Hem gelenleri hem de bu gemideki avlayabilirdim lakin uzun senelerdir bedensiz yaşadığım için bir bedende hareket etmek yoruyordu.
Gücüm eski kudretine ulaşamamışken Asena'ya ihtiyacım vardı ve biliyordum ki ben bu gemideki birine zarar verirsem Asena kendine zarar vermeyi dahi göze alarak beni elde edebileceğim bu bedenden mahrum bırakırdı.
"Öncelikle... Ben hiçbir zaman yemek istememezlik yapmam. Ne kadar çok, o kadar güzeldir."
Yarkın cevabıma güldükten sonra bağırdı.
"Bagatur gelebilirsiniz!"
Mürettebat merdivenlerden yukarı çıkınca bir hışım Yarkın'a baktım.
"Mürettebatın hani kulakları kapalı bir halde kilit altındaydı?"
"Onlara fişekler patladığında çıkmalarını emrettim."
"Benimle oyun oynadığın için pişman olacaksın kaptan."
"Dikkatli savaş, sevgilime zarar gelsin istemiyorum." dediğinde yüzümü buruşturdum.
"İlk önce seni yemeliyim."
Yarkın gülerek silahını çıkarırken çevreme baktım.
Şu zamana kadar gelenlerin hepsi mürettebatın halledebileceği boyuttaki deniz yaratıklarıydı.
Eğer av için savaşacaksam daha lezzetli bir et isterdim.
Bunun da bir yolu vardı.
Gelmekte olana komut vererek...
"Seninle yürüyene yolda tuzakların var. Buna rağmen yürümüştüm seninle aynı yolda. Bir daha asla dokunmam tenine. Senin teninden önce yüreğimiz var. Ben o yüreğinde yana yana can verdim, ağlaya ağlaya veda ettim..."
Fısıldayarak söylediğim şarkıyı Yarkın yanıma geliyor diye bırakmıştım.
Kimi etkim altına almaya çalıştığımı sorgulamamalıydı.
Eğer öğrenirse...
Sorun çıkarırdı.
"Yardım etmeyi planlıyor musun?" diye sorduğunda "Kendimi daha lezzetli ava saklıyorum." dedim.
"Et seçemeyecek kadar açsın sanıyordum."
"Beni saatlerdir tutuyorsunuz. Ben de kendimi biraz tutabilirim."
"Kendini tutacak kadar kim geliyor?" diye sorduğunda endişe duyduğunu yüzünden anladım.
"Onun dikkatini çeken sendin, gelmesinden mi korkuyorsun?" diye sordum.
"Senin her şeye ve herkese karşı kazanacağına dair güvensizliğim var. Bu yüzden düşünceliyim."
Dudak kıvırdım.
"Hırslandırıyorsun beni."
"Öyleyse yaklaşan her kim veya ne ise onun hakkından gelebilirsin."
"Gelirim."
Çünkü savaşmama gerek yoktu.
"Aferin."
Mürettebatından biriymişim gibi konuşmasına tek kaşımı kaldırdım.
"İstersem şu an hepinizi öldürebilirim. Sözlerine dikkat et."
"Emredersiniz hanımefendi." diyen Yarkın'a güldüm.
Kendince dalga geçiyordu.
"Seni birazdan tatlı niyetine yiyeceğim, kendini öldürtme."
"Beni tatlı bulman ne hoş."
"Haklı olduğumu bana kanıtla."
"Bunu hakimiyeti sevgilimin eline verdiğinde kanıtlayacağım."
"Bana direkt göstermemen kırdı."
"Bana olan kırgınlığını yolda olandan çıkarabilirsin."
Yarkın'ın arkasındakine baktım.
"Artık yolda değil."
Yarkın hızla arkasını döndüğünde Jormungandr* ile karşı karşıya kaldı.
Sadece mürettebat değil, denizdekiler de Jormunandr'den kaçıyordu.
Sırıtarak sivri dişlerimi çıkardım.
"Bence kaçmalısın kaptan."
"Kaçmak benlik değil."
"Tekrar ölürsen sevgilin beni suçlar."
"Öyleyse onu öldürüp beni korumalısın." dediğinde gülümsedim.
Onu öldürmeyecektim.
"Tabii koruyacağım ama korumamın sebebi seni daha sonra tatlı olarak yiyebilmek."
Yarkın gülerken Jormungandr, merakla beni arıyordu.
Emin adımlar ile Jormungandr'a yürümeye başladım.
Dev yılan kendisine korkusuzca yaklaşmamı saygısızlık olarak algılamıştı.
Ah, bu yeni beden beni tanımasını engelliyordu.
"Seni tekrar görmek ne güzel eski dostum."
Jormungandr'ın kafası karışmıştı.
"Benim, minik canavarım. Sahibin."
Sözlerimden beni tanımıştı ama şaşkınlığı sürüyordu.
"Çok büyümüşsün." dedim, gülümseyerek.
Tanrı Posedion yüzünden onu asırlardır göremiyordum.
Jormungandr, sevmem için başını eğdiğinde merhametle başını okşadım.
Eskisi gibi okşadığım an o sıcak nefesini dışarıya vermişti.
Bu sıcaklığı özlemiştim.
Yarkın, "N'oluyor?" diye sorunca ona baktım.
"Jormungandr, denizlere hapsedildiğinde onu himayem altına alıp büyütmüştüm."
Yarkın yaklaşan tehlikeyi fark ederek geri geri yürürken Jormungandr'a döndüm.
"Aç mısın eski dostum?"
*Jormungandr, Loki'nin üçüncü ve en son çocuğu. Belki de içlerinden en ünlüsü. Zira Jormungandr, havalı bir yaratık. Midgard Yılanı olarak da bilinen Jörmüngandr, birçok mitoloji hikayesinde bulunuyor. Bu hikayelerden en ünlüsü Ragnarok esnasında Tanrı Thor ile savaşıdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Kaptan
FantasySevdiği insanları kaybeden prenses -artık kraliçe-, amacına ulaşınca her şey normale dönecek sanıyordu. Ta ki amacı için kendinden fedakarlıklar yapana kadar... Lanetli korsanların sonunu getirmek için lanetlenen kraliçe sevdiği adamdan kalan mürett...