Batırmışlardı

430 62 11
                                    

"Saldırı var! Kaptan!"

Bağırış sesleri ile uyanırken yanımda yatan Yarkın'a baktım.

Sesleri duyması ile ayaklanmıştı.

Yolculuğumuzun üçüncü günündeydik ve şu zamana kadar diğer korsanların bizi bulamaması ilginçti.

Sanırım bu konuyu düşüne düşüne onları kendimize çekmiştim.

Yarkın'ın ardından vakit kaybetmeden yataktan kalktım ve kapının yanında duran kılıcımı kavradığım gibi dışarıya çıktım.

Karşı tarafta top atışı başlamıştı.

Yarkın, dümene geçerken "Topları doldurun! Savaşacağız!" diye bağırdı.

"Emredersiniz kaptan!"

Herkes çevrede koştururken Gazal ve Gencer yanıma geldiler.

Gazal, endişeyle Gencer'e yaklaşmıştı.

Gencer'e "Dürbünün var mı?" diye sordum.

Gencer iç cebinden dürbün çıkarıp bana uzatınca dürbünü aldım ve bize saldıranın kim olduğuna baktım.

Kaptan Karagöz...

Hazel, "Savaşa girmeden senin için onları haklayabilirim." dediğinde düşünceli bir halde durdum.

Hazel her hakimiyeti eline aldığında ruhlarımız daha da birleşiyordu.

Riskli olur muydu?

"Emin değilim." diye mırıldandım.

Gazal, "Bir şey mi söyledin?" diye sorarken Hazel, "Bir kereden bir şey olmaz." dedi.

"Öyleyse al hakimiyeti."

Hazel hakimiyeti eline aldığında içimdeki gücü tekrardan hissetmiştim.

Aslında o güç Hazel'dı.

Gazal, "Asena." diye bana seslenince "Bana biraz zaman verin." dedim.

"Silahlar korkumu yansıtır, titriyor dizlerim. Gerçeğim sanrıdır. Emirleri gizliyor zihnini... Aslında bana itaatkarsın."

Mırıldandığım şarkıyı karşı gemidekilere özel söylediğim için bizimkiler etkilenmiyordu.

Bu iyiydi.

Asıl seslenmek istediğim topçulara baktım.

Bana bakıyorlardı.

"Bu son emirlerim, kararmış toplarını çevirin ona. Yüzleşmen gereken savaşlar. Savaşımız onunla, doldurun topları..."

Hepsi dediğim gibi topları döndürerek geminin içini hedef aldıktan sonra topları doldurunca gülümsedim.

"Ateşleyin." diye tısladım.

Hepsi aynı anda topları patlattığında gemi iç kısmından büyük bir hasar aldı.

Ne olduğunu anlamayan Kaptan Karagöz beni eğlendirirken "Tekrar." dedim.

Tekrar, tekrar ve tekrar...

Geminin parçalanmasını izlerken en zevk aldığım kısmı yaşamak için hayatta kalan topçulara "Suçluydum belki de ben, bana kanan sizsiniz." dedim.

Kendilerine gelirken ne yaptıklarını düşünüyorlardı.

Kendilerini batırmışlardı.

Hazel hakimiyeti bana bırakınca sırıtarak Yarkın'a döndüm.

"Onlarla savaşabilirdik. Kendini yormamalısın." diyen Yarkın, benim için endişeli duruyordu.

"Bir seferden bir şey olmaz diye düşündük."

"Yine de bir daha bunu yapma. Senin için endişeleniyorum."

Gülümseyerek "Peki, bir daha olmaz." dedim.

Hazel, "Suda çırpınan birkaç denizciyi gemiye alabilir miyiz? Yemek fena olmazdı." deyince Yarkın'a usulca baktım.

Bir şey istediğimi anladığında "Ne oldu?" diye sordu.

"Birkaç denizciyi gemiye mi alsan?" diye sordum.

"Anlaşıldı."

Hazel, "Mümkünse canlı olsun." deyince bu isteğini Yarkın'a ilettim.

Yarkın, mürettebatıma isteğim üzerine emir verirken Gazal, "Ben anlamıyorum. Ne oluyor? Az önce ne oldu?" diye sordu.

Gencer, "Ben sanırım anladım." dediğinde "Peki, fikrin ne?" diye sordum.

"Sen bir sirensin." dediğinde kahkaha attım.

"Yaklaştın ama hayır, ben bir siren değilim."

"Öyleyse bu şarkı söyleyerek denizcileri ayartma olayı sende yok." dediğinde "Bende yok ama aynı bedeni paylaştığım sirende öyle olaylar var." dedim.

"Az daha evleneceğim kadın bir canavar ile mi yaşıyor?" diye soran Gencer ile güldüm ve "Bunu yemek yerken konuşalım mı?" diye sordum.

"Yemeğin o gemiye çıkarılan denizciler olacak ise bunu yemekten sonra konuşabiliriz."

"Temiz yerim ama."

"Hiç gerek yok."

"Bak emin misin? Bence merak ediyor gibisin."

"Neyi merak ediyormuşum? Ben mi ediyormuşum?"

"Öyle olsun."

Gencer güldü ve "Hayatımda daha neyi göreceğimi merak ediyorum." dedi.

"Emin ol, bu yolculukta daha çok şey göreceksin."

"Ona ne şüphe."

Gülümsedim ve Hazel yesin diye gemiye çıkartılan denizcilere baktım.

Hazel için ziyafet vardı.

Lanetli KaptanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin