Lanetli Kaptan

Gerekmeyecek

Yarkın ile gemiye yürürken kararımı sorguluyordum.

Bercis'in tahta geçmesi onu, ilişkisini nasıl etkileyecekti?

Arkma dönerek halk ile konuşan Bercis'e baktım.

Onun tahta geçeceğini duyurduktan sonra gitmemi, devamını halledebileceğini söylemişti.

"Rahatla, iyi olacaklar." diyen Yarkın'a baktım.

"İçim rahat etmiyor. Ya bu yanlış bir karar ise?"

"Bercis yanlış bir karar vermiş olsaydı Dilhan onu durdururdu."

"Biliyorum. Yine de düşünmeden edemiyorum."

"Aynı kana sahipsiniz. Onu düşünmen çok normal."

"Bu kadar hızlı gitmesek mi? Belkş yardım etmem gerekir."

"Gerekmeyecek."

"Gerekirse?"

"He öyleyse kalalım. Sonra Hazel ile birleş ve geri dönülemez bir sonuçla uğraşalım." diyen Yarkın ile Hazel, "Seni severim ama ayrı ruhlar olmamızı daha çok seviyorum. O yüzden sevgilini dinle." deyince iç çektim.

"Haklısınız. Sonuçta döneceğiz. O zaman yardım gerekiyor mu bakarız."

"Aynen öyle. Şimdi gemiye çık. Yola çıkacağız."

"Emredersiniz kaptan." dedim gülümseyerek ve gemiye çıktım.

Mürettebatın sefer için hazırlandığını gördüğümde bir kez daha buraya ait olduğumu anladım.

Arkamdan gemiye çıkan Yarkın'a döndüm ve "Bu gemiyle ilk sefere açılışın." dedim.

Gülümsedi.

"Öyle."

"Seni geminle yalnız bırakıp Gencerlerin yanına gidiyorum."

"Git hadi prenses."

Gülümseyerek Yarkın'ın yanağından öptüm ve Yarkın, mürettebatının önünde kendisini öptüm diye uyanırken mahzene indim.

Gencer ve Gazal karşılıklı oturmuş, sohbet ediyordu.

"Hazır mısınız yolculuğa?" diye sordum.

"Heyecanımı yenersem daha hazır olacağım." diyen Gazal'a güldüm.

"Başta ben de çok heyecanlanmıştım. Sonra bizi öldürmek isteyen korsanlar ile karşı karşıya kaldım. Bir bakmışım canım için savaşırken heyecanlanmayı unutmuşum."

"Şu an çok rahatladım. Teşekkür ederim." diyen Gazal'a gülümseyerek "Rica ederim." dedim.

"Rotaya göre hazırlık yapmak istiyordum ama rota hakkında bilgilendirilmedim. Nereye gidiyoruz?" diye soran Gencer'e "Bir şifacının yanına gidiyoruz. Özel bir hazırlık yapmana gerek yok." dedim.

"Neden?"

"Hadi, bahset benden." diyen Hazel'a rağmen sustum.

Şifacı sorunu hallederse boşuna Hazel'dan bahsetmiş olurdum.

"Bir konuyu danışacağız." diyerek konunun kapanmasını bekledim.

"Yapabileceğimiz bir şey var mı?" diye soran Gencer'i kafamı iki yana sallayarak reddettim.

"Sadece mürettebatı gözlemle."

"Tabii ki."

"Aynı zamanda Gazal'ı da gözlemleyebilirsin. O da tecrübeli ve bilgili." dedim, sırıtarak.

Gencer gülümseyerek utanan Gazal'a baktı ve "Seve seve." dedi.

"Gazal'ı izlemeyi bırakıp diğerlerini incelemeyi unutma."

"Burayı atlamışım." diyen Gencer, Gazal'ı güldürürken Hazel, "Çok tatlılar. Hiç hoşuma gitmedi." dedi.

"En başta Bagatur olmak üzere hepsini iyice gözlemle. Hepsinin sana, bize katacakları fazla." dedim.

"Dikkat ederim."

"Şimdi yukarı çıkıyorum, bir sorunuz olursa gelirsiniz."

"Asena." dedi, Gazal.

"Efendim."

"Beni işe aldın ama ne yapacağımı tam bilmiyorum."

Gazal'ı diğer hizmetliler ile bir tutamazdım.

Prenses, hizmetli ilişkisi dostluğumuza zarar verebilirdi.

"Daha önce gemide bir hizmetli çalıştırmamıştım. Bu yüzden görev tanımını netleştiremedim. Şimdilik kendini mürettebattan gör ve onlarla çalış."

"Öyleyse onlardan görev isterim."

"Öyle yap."

Gazal beni onaylayınca yanlarından ayrılıp yukarı çıktım.

Gözüm ilk iş olarak dümendeki Yarkın'ı bulmuştu.

Gülümseyerek yanına gittim ve "Biz geldik!" dedim.

"Siz?"

Sırıtarak "Hazel ile geldim." dedim.

"Benim hatam, anlamalıydım." diyen Yarkın ile Hazel, "Trip atmalıyız. Nasıl unutut beni?" dedi.

"Haklısın. Trip atalım."

"Yok, atmayın."

"Öyleyse unutma içimdekini."

"Kendimi nasıl unutabilirim?"

Başta anlamayarak Yarkın'a bakmıştım ki yüzündeki sırıtış yaptığı imayı anlamama yardım etti.

Gözlerim şok içinde pörtlerken Yarkın, "Trip atmayı düşünüyor musun hala?" diye sordu.

"Şoktan çıkarsam belki."

Yarkın gülerek elimi tuttu ve beni, kendine yaklaştırdı.

"Varisim olarak dümene geçmeye başlaman gerekiyor."

"Öyleyse öğret bana kaptan."