Lanetli Kaptan

Plan

Sabah sıkılmadan konuşan Hazel yüzünden uykum bölünmüştü.

Mutsuzca uyandıktan sonra tepkili bir ses tonunda "Günaydın." dedim.

"Sana da günaydın kraliçe."

Yatağımda doğrulurken "Bu erken saatte canını sıkan ne?" diye sordum.

"Dün avladığımız denizciyi düşünüyordum. O yüzden çok keyiflendim."

Canlı canlı bir adamı yediğim sabahın köründe aklıma geldiği için midem bulanırken "Tüm günüm kötü geçecek senin yüzünden, çok teşekkürler." dedim.

"Rica ederim, her zaman."

Yataktan çıkarken "Konseye gitmeyi planlıyorum. Kaçmak çözüm değil." dedim.

"Keyifli olacak öyleyse."

"Orada ne yapabiliriz? Aklında bir plan yok mu?"

"Hepsini avlayabiliriz."

Cıkladım.

Bunu yapamazdık.

"Kendi mürettebatım ile Dilhanlar da orada olacak. Senin varlığını öğrenmelerine izin veremem."

"Gören de insan yiyorum sanar." diyerek kendince espri yapan Hazel'e "Komik miydi?" diye sordum.

"Komikti."

"Sana göre."

"Peki... Başka bir planın var mı?"

"Denizlerde çok vakit geçirince her türlü bilgiyi öğrenebiliyorsun. Kimi zaman insanların dertlerini kimi zaman ise bir kaptanın sırlarını."

Kaşlarım çatılırken "Ne demek istiyorsun?" diye sordum.

"Seni öldürmek isteyen korsanların sırlarını biliyorum." dediğinde heyecanlanarak "Bunu kullanabiliriz." dedim.

"İdam edilmekten kurtuluruz ama korsanların sana olan nefretinin yanında korku da yeşerir."

"Sonuçta ölmeyeceğiz."

"Sırlarını bilmenden hoşlanmayacaklar ve sırları tehlikede diye seni öldürmek isteyecekler. O zaman da bunu söyleyebilir misin?"

"Savaşarak kurtulabiliriz. İdam kararından ise... Hayır, kurtulamayız."

"Öyleyse aksiyon için hazırlan kraliçe. Size hayatınızın zevkini yaşatacağım."

Dediği güldürürken banyoya girdim.

"Peki bu sırların işe yarayacağına emin misin? Daha da kızdırıp acılı bir ölüme sürüklenmeyelim. Ben ölürsem, sen de erkek avlayamazsın."

Hazel dediğime güldü ve "Paylaşacağımız sırlar onların da konsey tarafından idam edilmesi kararını çıkarttırır." dedi.

"Seni git gide daha çok sevmeye başlıyorum." dediğimde Hazel, "Sevmelisin de. Seni kurtarıyorum ve sana güç veriyorum." dedi.

"Benden üstünmüş gibi konuşma. Benim bedenim olmasa asırlarca daha avlanamazdın."

"Sana minnettarım kraliçe. Senin sayende lezzetli yemeklerle karnımı doyuruyorum."

"Hem de çok lezzetli yemeklerle." diye iştahla konuşunca "Yemeklerin canlı erkekler." dedim.

"Herkesin ağız tadı farklıdır. Ben de yakışıklı erkek seviyorum."

"Erkek demişken... Artık ablamın sevgilisini rahat bırak. Onun yanında senin ona azmalarını dinlemek istemiyorum."

"Adam azdırıyor, benim bir suçum yok. O bakışları, hareketleri... Bizi kolları arasına almasını çok isterdim. O güzel boynundan sakallarına kadar dilimle tadına bakardım."

"Hazel bu kadarı yeterli."

Uyarmasaydım eminim ki fantezilerine devam edecekti.

"Ablam bu düşünceleri öğrense benim içimdesin diye beni öldürür."

"Kıskançlığa gerek yok. Her yakışıklı erkek benim için aynı. Dilhan'ın diğer yakışıklı erkeklerden farkı yok. Onu da diğerleri gibi yemek istiyorum."

"Tanımadığımız ve iyi olmayan yakışıklı erkeklere yönel. Dilhan ve Gencer'i kesinlikle elde edemeyeceksin."

"Peki mürettebatınızdaki yakışıklılar?"

"Onlar da dahil."

"Onları bırakmayacağım."

Onun inatlaşmasını dinlemek istemediğim için "Fark ettiriyorsun bu kararını." diyerek konuyu kapattım.

Hazel gülerken banyodaki işlerimi bitirip odama döndüm.

Bercis'in odamda olduğunu görünce şaşırarak "Ne zaman geldin? Hiç duymamışım." dedim.

Acaba konuşmamı duymuş muydu?

Duymuş olsa bu kadar sakin kalmazdı herhalde.

"Hizmetkarlar yerine benimle uyanmak isteyeceğini düşünerek gelmiştim ama sen beni beklememişsin."

"Biraz erkenciyim."

"Fark ettim."

Dolaba yönelirken "Mürettebat temin ettiğim gemiyi gördü mü?" diye sordum.

Ülkemin en iyi gemisini seçmiştim bizim için.

"Gördüler ve bayıldılar. Çoktan domuz kokularını gemiye sindirmeye başladılar."

Gülerek "Biraz pisler sadece." dedim.

"Biraz değil." diyerek gelen Bercis'e "En azından zamanla alışıyorsun." dedim.

"Çünkü burnun koku almayı bırakıyor."