Üç gün olmuştu.
Ne bir gelen vardı ne de giden...
Birisinin beni kurtarmaya geleceğine olan inancım bitmek üzereydi.
Üç gündür vicdanlarına göre verilen su ile yaşamaya çalışıyordum.
"Hazel." diye fısıldadım.
"Kaçmak için bir yol var mı?"
"Anca hakimiyeti elime alırsam onlara şarkı söylerim. Öyle kaçabiliriz."
"Biraz daha bekleyelim. Belki kurtarmaya gelirler."
"Kimse gelmeyecek."
Hazel'ın sesi sert çıkmıştı.
"Blöf yaptığını düşünüyordum ama kaç gündür onlardan haber alamıyoruz. Gerçekten onları öldürmüş olabilirler."
"Sakın!" diye tısladım.
"Bir daha bunu söyleme."
"İhtimalleri söylüyorum."
Hazel'a cevap verecektim ki Kaptan Agah yanıma yaklaştı.
"Konuşmak istemiyor musun daha?"
"Benden laf almayı istiyor musun?" diye sorusuna soruyla karşılık verdim.
"Tabii ki istiyorum."
Sırıttım.
"Öyleyse konuşmayacağım."
Sinirle yüzüme tokat attıktan sonra "Elbet konuşacaksın!" dedi.
"Sen öyle san!"
Kaptan Agah cevap verecekti ki gözcü, "Kaptan gelenler var!" diye bağırdı.
Kaptan Agah kaşlarını çatarak dürbününe sarıldığında gelenlerin Yarkın olması için dua ettim.
"Esirimi görmek isteyenler var gibi duruyor." diyerek gülen Kaptan Agah ile gelenin başka bir şerefsiz olduğunu anlamıştım.
"Sergilemekten başka da işinize yaramayacağım."
Kaptan Agah bana cevap vermek yerine "Şunun yüzüne bir su çarpın. Kaptan Kızılsakal'ın karşısında uyumasını istemiyorum." dedi.
Gelen Kaptan Kızılsakal'dı demek.
O adama en son yardım etmiştim.
O ise benim esirliğimi mi görmeye geliyor?
Neredeyse keşke yardım etmeseydim, diyecektim.
Mürettebattan bir adam su dolu kovayı yüzüme savurduğunda yüzümü tiksinerek buruşturdum.
Su o kadar kirliydi ki biri içmek istese muhtemelen zehirlenirdi.
Islanan vücudum, soğuk iki gece yüzünden güçten düşmüştü.
Hastalığın beni yenmesine izin veremezdim.
Kısa süre sonra yanımıza yanaşan Kaptan Kızılsakal, iki gemi arasına tahta attırdı.
Kaptan Kızılsakal, asil bir yürüyüş ile Kaptan Agah'ın gemisine geldiğinde Kaptan Agah, "Esirimi görmeye geldin sanırım." dedi.
Kaptan Kızılsakal'ın Kaptan Agah'a göre güçlü ve kıdemli olduğunu bu iki kaptanı yan yana gören herkes anlayabilirdi.
Kaptan Kızılsakal bana göz ucuyla baktıktan sonra arkasından gemiye binen bir adamına işaret verdi.
Adamı, yanıma geldiğinde ne olduğunu anlamayarak kaşlarımı çattım.
Hançeri ile ipleri kesmeye başladığında Kaptan Agah, "Ne yapıyorsunuz?" diye bağırdı.
"Esirine el koyuyorum." dedi, Kaptan Kızılsakal.
"Buna hakkın yok. Aramızdaki dostluğu bozma." diyen Kaptan Agah ile Kaptan Kızılsakal, "Biz dost değiliz." dedi.
İplerim çözüldüğünde dengemi sağlamayarak iplerimi çözen adama tutundum.
Bana kibarca karşılık verdiğinde şaşırarak adama baktım.
"Yürüyebilecek misin?" diye soran Kaptan Kızılsakal'a "Köprüden geçerken dengemi sağlayamayabilirim." dedim.
Şu an bile sağlayamıyordum.
Kaptan Kızılsakal, tutunduğum adamına "Gemiye kadar yardımcı ol." derken Kaptan Agah, "Elini kolunu sallayarak gemimden esirimi alamazsın." dedi.
Kaptan Kızılsakal, Kaptan Agah'ın mürettebatına baktı ve "Bizimle savaşmak isteyen varsa savaşarak esirinizi alalım." dedi.
Herkes geriye çekilince Kaptan Kızılsakal, "Ben de öyle düşünüyordum." dedi.
Tutunduğum adam, gideceğimizi anladığında yavaşça beni kucağına aldı ve tahta köprüden karşıya yürümeye başladı.
Neler oluyordu, bana neden yardım ediyorlardı?
Hiçbir fikrim yoktu.
Belki de bu, onların bir stratejisi idi.
Gemiye geçtiğimizde beni yere indirdiler ve arkamızdan gelen Kaptan Kızılsakal, tahta köprüyü denize attı.
"Gemilerini batırın."
Kaptan Kızılsakal'ın emriyle şaşkınlığım daha da artmıştı.
"Bunu neden yapıyorsun?" diye sordum.
Üstündeki ceketi çıkarıp omuzlarıma yerleştirirken "Sana bir iyilik borcum vardı." dedi.
Ceketin önünü ellerim ile kapatırken "Tek sebebi bu mu?" diye sordum.
"Kaptan odasında size uygun kıyafetler hazırladık. İsterseniz üstünüzü değiştirin, sonrasında yemekte bu konuyu konuşalım."
Reddetmek salaklık olurdu.
"Üstümü değiştirsem iyi olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Kaptan
FantasiSevdiği insanları kaybeden prenses -artık kraliçe-, amacına ulaşınca her şey normale dönecek sanıyordu. Ta ki amacı için kendinden fedakarlıklar yapana kadar... Lanetli korsanların sonunu getirmek için lanetlenen kraliçe sevdiği adamdan kalan mürett...