Pişt...
Ben geldim. Beni özlediniz mi? Ben sizleri çok özledim. Yeni bir askeri kurgu ile huzurlarınızdayım. Bakalım bu sefer ki hikayemizi beğenecek misiniz?
Klasik...
Ne Diyoruz?
Keyifli ve bol yorumlu okumalar tatlişlerim...
Diyarbakır dağlarının en ücra köşelerinden birinde yine Türkiye üzerine oynanacak oyunlar kuruluyordu. Yıllarca uğraşıp yapamadıkları oyunlardan biriydi yine. "Bu sefer" Diyorlardı her seferinde. Vazgeçmek bilmedikleri gibi aynı yıkımla yeniden geliyorlardı. Kendilerinden gidecek olan o pis kanları umurlarında bile değildi. Onların tek derdi askerlerden birinin daha canını yakmaktı.
"Bu sefer olacak"
"Hep aynısını diyoruz" Dedi köşede elleri bağlı şekilde konuşulanları dinleyen adam görüntüsünde olan. Öfkeli bakışları görmezden gelerek,
"Kes sesini" Diye haykırdı Kılçık. O dağ kadrosunun en önemli adamlarından biriydi. Kullandığı yöntemler başarısız olsa da çok fazla yıkım veriyordu Türkiye'ye. Yaptıkları bu planda onlardan biri olacaktı.
"Bu aralar senin sesin fazla çıkmaya başladı. Fazla sabrım kalmadı bilesin." Adam gayet umursamaz bir tavırla omuz silkerek,
"Kılçık haklı olduğumu sende biliyorsun." Kaşlarını alnının ortasında birleştirerek
"Sus dedim." Önüne dönüp haritada olan güzergahı yeniden incelemeye koyuldu. Kızdığı adam onun sağ koluydu. Bu kadar rahat olmasının sebebi de oydu. Ama limiti git gide tükeniyordu. Ve bunu ona en kısa sürede hatırlatmaya karar verdi. Başka biri olsa çoktan kafasına sıktırırdı. Dağlarda güvenilir birini bulmak oldukça zor oluyordu. Ve Fırtına kod adlı Fırat bu konuda oldukça iyiydi. Tek hatası ona karşı korkusuz olmasıydı.
Asya'nın izlediği manzara hiç hoşuna gitmemişti. Bir an önce harekete geçilmeli ve operasyon sona erdirmeliydi. Ama komutandan hala gerekli olan emir gelmemişti. Telsizin düğmesine basarak
"Komutanım"
"Yüzbaşı sakın o tetiğe basayım deme"
"Ama komutanım."
"Emir tekrarı yaptırtma asker"
"Emredersiniz komutanım." Yanında olan Derman
"Tertip sıkma canını birazdan basarız düğmeye."
"İyi de tertip adamlar kaçıp gidecek."
"Komutanımız en uygun zamanı bilir."
"Of" Diyerek eli ile çenesini sıvazladı Asya
"Parmağın kaşınıyor değil mi?"
"Öyle böyle değil tertip"
"Merak etme, birazdan yeterince çalışacak." Büyük bir sevkiyatın tam ortasındaydılar. Tehlikeli bir bölgenin göbeğinde operasyonda olmak tüm timi geriyordu. Sivil ve tehlikeli unsurların aynı alanda olması işlerini zora sokuyordu. Ama onlar olmazı olur hale getirecek olanlardı. Telsizden duyulan anons üzerine herkesin yüzünde oluşan tebessüm görülmeye değer cinstendi.
"Geçilmez timi hazır mısınız?"
"Hazır daima hazır" Sesleri arka arkaya duyuldu. On dört kişinin oluşturduğu ses kirliliği Yüzbaşı Aslan'ın hoşuna gitmişti.
"O zaman üç deyince başlıyoruz."
"Emredersiniz komutanım."
"Keskinler ilk siz başlayın sonrasında bizi korumaya almaya odaklanın." Asya heyecanla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇİLMEZ
ActionGeçilmez timinin bayrakları ve vatanı için savaşmalarına birlikte şahit olacağız. Bu hikayede bakalım bizleri neler bekliyor :)