GEÇİLMEZ

Bölüm 6

Piştt. 

Ben geldim. Yavaş yavaş şekillenen hikayemiz nasıl ilerliyor sizce? 

Klasik...

Ne Diyoruz?

Keyifli ve bol yorumlu okumalar tatlişlerim...

DAĞDA KENDİNİ AKILLI SANAN SALAKLAR ORDUSU

Fırtına "Nasıl böyle bir hata yaparsınız?" Deyip karşısında dikilen adamın suratının ortasına bir yumruk savurdu.

Fırtına "İçinizdeki haini bulana kadar gerekirse hepinizi öldüreceğim. Ya da bana o pisliği kendiniz teslim edeceksiniz." Belinden çıkardığı silahı ile karşısında olan adamı alnından vurdu. Diğerleri korku ile geriye doğru çekilirken Kılçık yanına gelip elini tuttu.

"Sakin ol"

"Nasıl sakin olayım? Kusursuz bir planın içine ettiler. Bunların hepsi birer salak!" İçlerinden en cesur olanı

"Biz bir şey yapmadık Fırtına. Adamların bir şekilde haberi olmuş." Fırtına yeşil gözlerini büyüterek adama doğru yürümeye başlayınca korkuyla geriye kaçtı.

"Sizden biri haber verdi. Bunun başka bir açıklaması yok."

"Sen de oradaydın. Son kurşunumuza kadar savaştık."

"Siz buna savaşmak mı diyorsunuz? Hepiniz götünüze baka baka kaçtınız."

"Sen de kaçtın o zaman." Dedi titrek sesle. Fırtına ismine yakışır şekilde adamın yanında belirdi. Silahı iki kaşının ortasına sertçe bastırarak

"Kendini çok cesur sanıyorsun." Kılçık bağırarak

"Şu tiyatroya bir son verin." Arkasına dönmeden elini kaldırıp susmasını istedi.

"Başına silah dayalıyken de konuşsana." Dedi haykırarak

"Hadi dedim konuş." Adamın çıtını çıkarmaya cesareti yoktu. Fırtınadan çok korkuyorlardı. Gözünü kırpmadan yaptıkları hepsinin hafızasındaydı. Şu durumdayken Kılçık bile durduramadıysa kimse durduramazdı onu.

"Ben bu oyundan çok sıkıldım. Size yarına kadar müsaade! Sabah bana o haini vereceksiniz. Yoksa hepinizin alnına bizzat ben sıkacağım." Kılçığın yanına gidip derin bir nefes bıraktı. Tabancasını beline sokup

"Bunların hiçbirinden bir şey olmaz."

"Bende biliyorum bunu, ama onlara ihtiyacımız var."

"Yeni adam bulmak o kadar zor değil."

"Yakın zamanda eğitim için köylerden adam topladık. Onların hazır olması için biraz daha sabretmemiz lazım." Fırtına dişlerini birbirine geçirip

"Hiçbiri gönül rızası ile gelmedi."

"Ama savaşacaklar."

"Tehditle kimse istediğimiz gibi savaşçı olmaz."

"Ne yapmamızı istiyorsun?"

"Bundan sonra tüm eylemlerde ikimiz de bulunacağız." Kılçık bir adım geri çekilip "Ne diyorsun" der gibi baktı yüzüne.

"Ne bakıyorsun? Görüyorsun işte oturduğumuz yerden bu işler olmuyor."

"Ben sahada olamam."

"Neden?"

"Ben"

"Sen ne Kılçık? Konuşsana."