GEÇİLMEZ

Bölüm 13

Piştt...

Ben geldim hem de bir kaç saat içerisinde. Ay ne güzel de geldim. Ama siz hala yoksunuz. Satır arası yorumlarınızı çok özledim...

Klasik... 

Ne Diyoruz?

Keyifli ve bol yorumlu okumalar tatlişlerim...

          Üzerine doğrultulan mekanikler onu korkutmamış, aksine mutlu olmuştu. Yanında bir subayla içeri girdiği halde tehlikeli gördükleri kişiye korkusuzca silahlarını doğrultmuşlardı. Sırada GEÇİLMEZ timine gerçekleri anlatma zamanı gelmişti.

Aslan "Çocuklar sakin olun." Asya

"Fırtına" Diyerek kekeledi.

Aslan "Tamam oturun ve her şeyi anlatalım." Tim yavaşça silahlarını yerlerine koydular. Yavaşça yerlerine oturdular. Ama gözlerini Fırtına diye bildikleri Fırat'tan ayıramıyorlardı. Aslan Yarbaya doğru dönerek

"Müsaade ederseniz sizinle ve tim ile bazı şeyler konuşmak istiyorum."

"Anlat Yüzbaşım anlat. Neler oluyor?" Elini Fırat'a doğru uzatarak

"Komutanım sizi Binbaşı Fırat ile tanıştırayım." Herkesin ağzı bir karış açık kalmıştı. Yarbay şaşkınlığını en çabuk atanlardan oldu.

"Nasıl yani?"

"Kendisi özel görevlendirmeyle dört yıldır dağ kadrosunun yanında istihbaratçı olarak görev almıştır. Onun sayesinde onlarca insanın hayatı kurtuldu. Toplamda on iki lideri kendi silahıyla öldürmüştür. Dış güçlerin güvenini kazandığı için sayısını bilmediğimiz kadar komutanı görevden aldırmıştır. Kendisi görevini hakkı ile yapmış ve artık sahadaki görevinden dönmüştür. Ve Genel Kurmaydan gelen emir üzerine GEÇİLMEZ timinin tim komutanı olarak atanmıştır." Yarbay ayakta elini Fırat'a doğru uzatarak

"Hoş geldiniz Binbaşım." Asya oturduğu yerde duramıyor olanlara anlam yüklemekten kendini alamıyordur. Bir sürü şey söylemek istiyor ama susmak zorunda olduğunu da biliyordu. Gözlerini Fırat'tan ayıramıyor sanki başka bir dünyadaymışçasına kendi kendine konuşuyordu.

"İyi de bu adam yüzünden belki de onlarca şehit verdik. Yine sırf bu adam yüzünden onlarca askerimiz yaralanmıştı. Dağ kadrosunda nasıl kendini iyi kamufle etmeyi başardı? Nasıl Binbaşı sahada MİT görevlisi gibi istihbaratçı olur? Bu saçmalıktan başka bir şey değil. Ama az bir saniye" Dedi kendi kendine

"Çatıda tıpkı eğitimlerde komutanlarının verdiği komutlar gibi konuşmuştu. Eğitimlerde olduğu gibi hatalarını yüzüne yüzüne söylemişti. Eee peki o gün neden kaçtı? Asker olduğunu neden söylemedi? Allah'ım sen aklımı korumama yardım et."

Fırat komutanlarının elini sıkarken gözlerini tim üyelerinde gezdiriyordu. Ne zaman Asya'ya gelse takılıp kalıyordu. Öfkeyle karşılaştığı bakışlar açıklamalardan sonra bile yumuşamamıştı. Hala endişeliydi. Hala onlarca sorusu vardı. Ama emir komuta zincirinde sesini çıkaramıyordu ve bunu çok iyi biliyordu. Yarbay Doğu

"Binbaşım buyurun oturun lütfen"

"Teşekkür ederim komutanım."

"Biz sizi timinizle baş başa bırakalım. Eminim ki çocukların onlarca sorusu vardır."

"Emredersiniz komutanım" Dediğinde bu komutu ne kadar özlediğini bir kere daha anlamıştı. Doğu ve Ufuk çıktıktan sonra, ellerini masanın üzerinde birleştirip direkt gözlerini Asya'ya dikerek,