Bölüm 12

1.2K 98 4
                                    

Piştt...

Ben geldim, sizler neredesiniz? Güzel bir hikaye oluyor gibi siz ne diyorsunuz? Ben Asya'yı çok sevdim ya siz? Bir nevi İsmail'i anımsatıyor gibi. İlerleyen bölümlerde daha neler neler olacak. Hadi tamam, tamam sizi minnoş bir bölüm ile baş başa bırakıyorum...

Klasik...

Ne Diyoruz?

Keyifli ve bol yorumlu okumalar tatlişlerim...

Fırat karşısında ona nefretle bakan gözlerin derinliğinde kaybolma hissini bertaraf edip yeniden hamle yaparak harekete geçmişti.

"Çok iyisin Teğmen."

"Az laf çok iş"

"Peki bakalım. Sen nasıl istersen!" Asya tam hamle yapacağı sırada ayağının altında kayıp giden kiremit onu çatının kenarına doğru kaydırmıştı. Çatının kenarına son an da tutunmuştu. Çok yüksek olmayan evden atlaması onun için çocuk oyuncağıydı. Ama aşağıya indiği anda Fırtınayı elinden kaçırabilirdi. Ve bu durum hiç hoşuna gitmezdi.

Son anda kenara tutunan kıza doğru gidip elini uzattı. Teğmen çok inatçıydı. Elini uzatmak yerine kendini yukarı çekti. Asya'nın aklında onlarca soruya bir yenisini daha eklemişti.

"Fırsatın varken neden kaçmadın?"

"Kaçmak istemedim."

"Yakalanmak mı istiyorsun? O zaman teslim ol."

"O kadar kolay değil Teğmen."

"Bana Teğmen deyip durma."

"Ne dememi istersin?"

"Ebeninkini" Dediği anda sustu.

"Cık cık. Senin gibi güzel bir bayan böyle argo kelimeler hiç yakışmıyor."

"Senin benimle ne derdin var, diye soracağım ama sizin tüm askerlerle ve bayrağımızla derdiniz var değil mi?" Fırat'ın çenesine yediği yumruktan daha çok canı acımıştı. Başını gökyüzüne çevirip derin bir nefes aldı. Bu oyunu bitirmenin zamanı gelmişti. Artık bir militan olarak kalmak istemiyordu. Nasıl olsa GEÇİLMEZ timi tüm tehlikeli unsurları ortadan kaldıracaktı. Teğmene gerçekleri söyleme vakti gelmişti.

"Ya da" dedikten sonra susmaya karar verip sırıtmaya başladı. Asya

"Hepiniz birer pisliksiniz." Fırtına onun bir anlık boşluğundan faydalanıp çatıdan atladı. Ama Asya'nın onun peşini bırakmaya niyeti yoktu. Hemen arkasından o da atladı. Koşarken bir yandan da telefonunu çıkarıp Tolga'yı aradı.

"Komutanım."

"Söyle Teğmen."

"Fırtına. Fırtınanın peşindeyim." Tolga bir süre sessiz kaldıktan sonra.

"Konum bilgisi verebilecek misin?"

"Komutanımın evinin tam aksi yönünde" Dedi nefes nefese. Tolga ne diyeceğini bilemedi. Asya'dan önce çalan telefon tüm her şeyi allak bullak etmişti.

"Yüzbaşım"

"Emredin komutanım."

"Hiçbir şekilde Fırtınanın peşine düşmeyeceksiniz." Şaşırarak

"Nasıl yani komutanım?"

"Dediğimi duydun Yüzbaşı."

"Emredersiniz komutanım" Dedikten sonra telefonu kapatıp sanki komutanını görebilecekmiş gibi bakakalmıştı.

GEÇİLMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin