Bölüm 22

757 80 1
                                    

Piştt...

Ben geldim. Bir kaç gün aradan sonra yeniden sizlerleyim. Umarım Geçilmez Timi ile aranız iyidir. Fazla uzatmadan sizi güzel bir bölüm ile baş başa bırakıyorum...

Klasik...

Ne diyoruz?

Keyifli ve bol yorumlu okumalar tatlişlerim...

       Suat olduğu yerde neredeyse nefes bile almıyordu. Komutanın ona söylediği güvenli yeri bulmakta zorlanmıştı. Nereye girerse girsin her taraftan saldırma ihtimalleri vardı. Sonunda saklandığı kayanın oyuk kısmına girmeye karar vermişti. Bunu arkasında takip eden kişinin göremeyeceği şekilde hızlıca yapmıştı. Olduğu yerde tabancasının tetiği açık bir şekilde kıpırdamadan duruyordu.

"Adamı kaybettik."

"Olmaz az önce buraydı."

"Şimdi yok."

"Eğer onu kaybedersek parmaksız bizi gözünü kırpmadan öldürür."

"Bekle" Sağından gelen ufak bir sese dikkat kesildi. Çalılıkların arasından havalanan kuşu gördükten sonra gömleğinin yakasını çekiştirmeye başladı.

"Biz bittik." Suat olduğu yerde adamların konuşmalarını duyuyor, her an yerini bulacaklar diye nefes bile almıyordu.

PARMAKSIZ FAZLALIĞI

"Nasıl kaybettiniz?"

"Adam bir an da yok oldu"

"Geri zekalılar. O adamı bulamazsanız emin olun ki, sizi de kimse bulamayacak." Hırsla telsizi kapattı. Nefret ediyordu tüm Türklerden ölesiye nefret ediyordu.

GEÇİLMEZ TİMİ

Fırat "Suat kendini güvene almış. Ama biz yine de hızlı olacağız."

Aslan "Köye diğer birlik çıkarılmış mı?"

Fırat "Evet. En yakın tim yola çıkmış bile."

Asya "Çok şükür" Tam o sırada ayağı kayınca tüfeği yere düştü. Herkes bir an da ona bakınca yüzü kıpkırmızı oldu.

Derman "Evet totemimiz yerli yerinde."

Kader "Asla şaşmaz."

Asrın "Takılmayın kıza."

Aslan "Rahat durmuyor."

Fırat "Teğmenim kolun nasıl?" Bir tek onun aklına gelmiş olması biraz zoruna gitse de bu durumdan memnunda olmuştu.

"İyiyim komutanım."

"Bastığın yere dikkat et" Kısık bir ses ile

"Emredersiniz komutanım" Dedi.

Dağ koşullarında yürümek oldukça zor oluyordu. Hele ki hızlı olmaları gerektiğinde işleri iki kat zor oluyordu. Düz olan yerlerde koşuyorlar engebeli yerlerde mecburen hızlarını azaltıyorlardı. Suat'ın olduğu konuma gelmelerine fazla bir mesafeleri kalmamıştı. Adamların onları gördüklerinde karşı ateş açacaklarını hesaba katarak ilerlemeye devam ediyorlardı.

KARARGAH

Doğu "Bu iş bu kadar kolay olması benim canımı sıkıyor"

Ufuk "Neden komutanım?"

Doğu "Fırat'ın anlattığı parmaksız bu kadar kolay elinden adam kaçırmaz. Ayrıca köye çıkardığımız timi de hesaba katar diye düşünüyorum."

GEÇİLMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin