Bölüm 17

8K 235 14
                                    

BÖLÜM ŞARKIMIZ: İNSAN , BORA DURAN

Evet güzellerim şimdiden iyi okumalar diliyorum umarım beğenirsiniz 

Oy ve yorum yapmayı da unutmayalım :) sevgilerle


              İnsanoğlu hata yapar. Kimse hatasız değil zaten,  bir kişi ben hata yapmam hayatım boyunca hiç yapmadım diyorsa orda bir sıkıntı vardır. Çünkü ister isteyerek ister istemsizce herkes bellli konularda hatalar yapabiliyor . Ben hatalarımı sonralardan anlayan kesimden oluyorum. Ama düzeltmek için de gururumdan da ödün veren biri de değilim. Akışına bırakma taraftarıyım. Bu konuda da aynısı yapacağım sanırım .Düşünmek hiçbirşeyi değiştirmiyor. Olan oldu sonuç olarak ben Uraz Beye onu sevmem konusunda yalan konuştum bir kere, olacağı vardı oldu . Hem bu konuda sadece ben kendimde de hata görmüyorum . Onda da var , beni ilk tartışmada borcumdan vurdu. Beni ya beni , sırf ona borcum var diye yaptıklarına katlanırken, beni aşağıladığı zaman bile ağzımı açıp tek kelime etmememe sebep olan borcumdan , ne paraymış ödeyeceğim ya ödeyeceğim. Birazcık ona  ve yaptıklarına katlanmam gerekecek ama ödeyeceğim. Dünki konuşmasından  sonra nasıl bir Uraz ile karşılaşacağım düşüncesi ister istemez zihnimi meşgul ediyor.  

Sabah kalktığım gibi hemen kişisel ihtiyaçlarımı giderdim. Saçlarıma fön çektim hafif bir göz makyajı yaparak  dudağıma da parlatıcı sürdüm.Kıyafet olarak dizlerimin biraz altında biten bir elbise üzerine de pembe kısa blazer ceket , ayakkabı olarak da kısa süet topuklu ayakkabı giyindim. Aynaya baktığımda dünden farklı Eflini gördüğümde içim rahatladı. En azından dışımı toparlayabilmiştim içime nazaran

Aleyna tabiki de daha kalkmamıştı . Dolapta olan hazır sandiviçi ve meyve suyunu alarak hızlı hızlı yedim. 'Neyseki Uraz Beyin evine gitmeyecektim . Zaten evi bana çok ters kalıyordu. Mecburen erken kalkmak zorunda kalıyordum.  İyide oldu bana gelme demesi zaten' ajandayı kısa bir düzenledikten hemen sonra evden çıktım. Durağa gidip beklemeye başladım . Otobüs geldiğinde tıklım tıklımdı her zamanki gibi mecburen binmek zorundaydım. Nefret ediyorum toplu taşıma araçlarından nefes almaya bile yer kalmayacak şekilde dolduruyorlar. Birde o kadar sıkışık gidiyorduk ki tahammül sınırımın sonuna gelmek üzereydim artık  , en son otobüsçünün fren yapmasıyla ben öne arkamdakiler de benim üzerime doğru savruldu . Bir teyze beni tutmasaydı az daha düşüyordum . Artık daha fazla dayanamayarak otobüsçünün duyacağı şekilde bağırarak konuşmaya başladım. 

'Ama yeter be! bizde insanız nedir yani tıklım tıkış doldurduğunuz yetmiyor. Birde az kalsın üst üste gideceğiz ya , biraz dikkatli kullanın kardeşim! zaten nefes alacak alan bile bırakmıyorsunuz sağolun , 'otobüstçü aynadan bana  doğru bakarak 

'O zaman inebilirsiniz hanfendi kimseyi zorla bindirmiyoruz ya' sinirli bir şekilde 

'ya ne diyorsun sen be,  senin otobüsüne mi kaldım indir indir beni 'otobüstçünün kapıyı açmasıyla gözlerim şok içinde kapıya baktı . Ben öylesine indir demiştim. Adam beni ciddiye almıştı . Daha iki durak vardı ya ağzımı tutamamanın bedelini yürüyerek ödeyemezdim. Gururumdan ödün de veremezdim.Mecburen açılan kapıdan indim . Durakta saatlere baktığımda bir sonraki otobüs yarım saat sonra gelecekti ve ben öyle geç kalırdım. Mecburen yürümeye başladım . Günüm rezalet başlamıştı devamı allah bilir nasıl olacaktı. Yürümekten ayaklarıma kara sular inmişti. O arada yanımda duran arabayla gözüm arabaya kaydı . Can bey camı açarak kaşlarını kaldırıp halimi gösterir biçimde 

'Eflin nereye böyle '  

'Şirkete Can Bey 'Can Bey gülerek 

'Bu şekilde kapatmaya gidersin,  atla hadi' Can Beyin bunu söylemesini bekler gibi hemen arabaya atladım. Can bey gülmeye başladı. 

ÖZEL ASİSTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin