Bölüm 27

5.3K 196 10
                                    

     İyi okumalar . Yorumlarınız ve oylarınız için şimdiden teşekkürler . İyiki varsınız ;))

İnsanlara göre yaşamamalıyız hayatımızı , onlara göre yaşamaya kalkarsak eğer hayatımızda bize ait ne fikir ne düşünce olur. Oysa zaten insan düşüncelerine fikirlerine göre inşa etmezmi yaşamını 

 Tabi insanlar da tam tersi ,ister ki karşıdaki insan fikirlerine göre şekil alsın. Bu ve bunun gibi saçma düşünceler yüzünden kendini değiştirmek zorunda kalmış o kadar insan vardır ki belkide kendileri bile farkında değildir kendilerinin değiştiğinin. Hayatımda olan insanların her daim mutluluklarını istemişimdir. Fikirlerini önemsemişimdir. Ama eğer konu benim hayatıma yön verecek şekilde yorum yapmaya geliyorsa her zaman konunun dışında kalmışımdır. İnsanların düşünceleri tabikide benim için her zaman önemli ama bazen düşünceler düşünce gibi değil de yön vermeye zorlar bir şekilde aktarılıyor. 

Elisa ve adının Kerem olduğunu öğrendiğim ortağı geldiğinde toplantımıza başladık. Uraz tüm ciddiyetiyle birlikte projeyi anlattı. Kerem bey gerekli incelemeyi yapıp bize akşama kadar anlaşma ile ilgili haber vereceğini söyleyerek çıktı. Toplantı salonunda Elisa ben ve Uraz kalmıştık. Elisa ellerini masanın üzerine koyarak 

'Rahat ol Uraz, Kerem ile anlaşacağınızdan şüphem yok. Ben zaten çok beğendim projeyi Keremde fikrini belirtir zaten kısa sürede' Uraz oturduğu sandalyeden kalkarken 

'İsterse beğensin biliyorsun ki herkes bizimle çalışamaz.' Uraz kesin ve net bir şekilde konuşarak ayaklandı. Bana doğru dönerek 

'Eflin aldığın notları temize geçersin sonra bana getir. Ben biraz dinleneceğim temize geçtiğin gibi bana getir.' Bende bir yandan eşyalarımı toplarken 

'Tabi Uraz bey hemen hallederim.' Uraz Elisaya doğru dönerek 

'Akşam yemeğinde görüşürüz artık' 

'Aslında ben bir kahve içeriz diye düşünmüştüm ama madem yorgunsun dinlen' Elisa da ayaklanarak çıkışa yöneldi. Hep birlikte toplantı salonundan çıktık. Uraz odasına gittikten sonra bende kafeteryadan kahve alıp boş bulduğum bir yere geçerek notlarımı temize geçmeye başladım.O sırada karşımdaki sandalyenin bir anda çekilmesiyle birlikte karşıma toplantı salonundaki Kerem bey oturdu.Ben konuşmaya başlamadan kendisi konuşmaya başladı. 

'Şaşırdın anlıyorum. Ama şaşkınlığını bir kenara bırak hemen yoksa nasıl normal konuşabiliriz.' Kerem beyin benimle konuşma şekline ister istemez şaşırdım. Çünkü toplantıda çok egolu biri gibi takılıp çıkmıştı. Ve benimle şuan konuşmak istemesi beni ister istemez şaşırttı. 

'Ben anlamıyorum yani siz benimle ne konuşabilirsiniz ki' 

'Ne konuşabilirim tabiki sende haklısın ama normal bir konuda konuşabilirim yani değil mi?' sandalyemde biraz daha dikleşerek 

'Tabiki öylede şaşırdım. Siz toplantıda biraz şey gibiydiniz' Kerem bey  masada biraz bana doğru yaklaşarak 

'Ney gibiydim egolu kendini birşey sanan patron bozuntusu gibi mi yoksa' o düşüncemi söylese dahi ben fikrimi belirtmeyecektim.

'Yok öyle değil de'

'Hadi hadi geveleme beni ilk tanıyan herkes böyle düşünür . O yüzden haklısın ama şöylede bir gerçek varki yaptığımız iş ciddilik isteyen bir iş ve ben her daim işimde ciddi olurum. Bu insanlara beni ne kadar egolu gözüktürsede bu böyle ve işte ne yaparsan yap insanlarda önyargı diye bir terim olduğu için bizide bunun içinde yuvarlandırıyorlar. ' Kerem beyin konuşmasına istemsizce güldüm.

ÖZEL ASİSTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin