Bölüm 37

2.2K 108 8
                                    

Umarım severek okuyacağınız bir bölüm olmuştur. Oy ve yorum yapmayı unutmayalım... Sevgilerimleee:))

      Gözlerim kapalı kulağımda yüksek sesli müzik kafamda binlerce cevabı olmayan sorularla birlikte yürüyordum. Can'ın arabasına bindikten hemen sonra kendimi iyi hissetmediğim için arabadan inmek istedim. Aleyna gelmek için çok ısrar etsede gelmesini istemediğimi, yalnız kalmak istediğimi söyledim. Biraz ısrar etsede sonunda onu ikna ederek yalnız kalmayı başardım. Yaklaşık bir saattir yürüyordum. Yürüdükçe yürüyesim geliyordu. Sanki dursam kafamda dönen düşünceler beni yiyecek gibi aman vermiyordu. Uraz yüzünden bütün psikolojim alt üst olmuştu. Yürümeye devam ederken karşıdan gelen kadın gülüşmeli gurupta tanıdık bir sima görmek bozulan moralimin tuzu biberi gibi oldu. Lina kız arkadaşlarıyla birlikte kahkaha içinde bana doğru geliyordu. Biraz daha yaklaştıklarında beni tanımış olacak ki gülüşü itici bir hal aldı. 

Hiç tanımamış gibi yanlarından çekip gidecektim ki Lina'nın kolumu tutmasıyla birlikte şok olmuş bir şekilde ona doğru döndüm. Sinir tepeme çıkmıştı, kendini ne sanıyorduysa artık? Kulaklığımda çalan şarkıyı durdurarak gözlerimle kolumu tutan elini işaret ettim. 

'Pardon, ya o kolunu kolumdan çekersin ya da ben çok iyi çekmesini bilirim.' Lina sanki ona dememişim gibi o tiksinti gülüşünü devam ettirerek; 

'En son bana böyle meydan okuduğunda ne olduğunu gördüğünü sanmıştım tatlım ama sen akıllanmamışsın hala.' Ne söylediğini anlamadığım için kaşlarımı kaldırdım, 

'Anlamadım neyden bahsediyorsun?' arkadaşları ilerlemişlerdi. Arkadaşlarının ne tür bir salak olduğunu bildikleri için büyük ihtimalle onu dinlemek istemediler. Gıcık bir kahkaha atarak,

'Sevdiğin adamdan bahsediyorum tatlım bana meydan okudun neler olduğunu gördün adamı elinden almakla kalmadım yüzüğünü de yakında parmağıma takacağım.' Konuşması bittiği gibi beynimden vurulmuşa döndüm. Bunu nasıl kafasında yarış haline getirmişti? Böyle bir kadın olmaz olsundu ya, ellerimle alkış tutarak şaşırmasına sebep oldum. 

'Aferin aferin Linacım ya kusuruma bakma karşılaşacağımızı bilseydim eğer plaketimi alır gelirdim ya nasıl yaptım böyle bişey üzüldüm şimdi.' Konuşma şeklim Lina'yı bozsa da bozuntuya vermeden konuşmaya başladı.

'Tabi tatlım bu senin kendini avutma çabandır tabiki takdir ediyorum seni.' Bir şey hatırlamış gibi kafasını tutarak 'Ha unutmadan nişanımıza seni bekliyor olacağım özel davetlimsin kız değerini bil.' Konuşmalarına daha fazla katlanamazdım. 

'Ne saçmalıyorsun sen başka işim yok sizin gibi iki vasıfsız insanın nişanına geleceğim.'

'Takmıyorsun ya bizi, Uraz'ı duygun yok ya gel gel ki bende buna tatmin olayım.' Hala deli gibi sevdiğim adamın nişanına katılımcı olarak gelmemi istiyordu ruh hastası acı çekmemi istiyordu belli ki. O nişana gidecektim içim kalbim kan ağlasada bu ruh hastasına karşı asla ezik kalmayacaktım. Kendimden emin bir şekilde, 

'Peki tamam geleceğim.' 

'Çelenkte al ama olur mu?'

'Unutur muyum sen demesen de alacağım ilk şey o olacaktı emin ol.' Aklımdan bir ton bela küfür sözcükleri geçerken kendimi düşürmemek için söylediğim sözcüklerin altında eziliyordum. Oraya gitme düşüncesi bile aklımı kaybetmeme neden olurken varlığımın orada olması kim bilir beni ne hale düşürecekti. Ne kadar zor olursa olsun oraya gidecek asıl ezik olanın ben değil onlar olduğunu onlara gösterecektim. Daha fazla konuşmasına müsade etmeden yanından geçip yoluma devam ettim. İlk geçen taksiyi durdurup hemen atladım. İçimde tuttuğum göz yaşlarım tek tek akmaya başladı. Neden akıyorsunuz demek istemedim onlara desemde durmuyorlardı. Kalbim o kadar kırılmıştı ki birdaha onun kırıklarını toparlayabilecek miydim hiç bilmiyorum. Göz yaşlarım birbirini kovalarken içimde bastırdığım son duygu kırıntılarıyla kendimi bıraktım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Sonuçta beni taksiciden başka kimse görmüyordu. Kendime verdiğim gazla daha da sesli ağlamaya başladım. 

ÖZEL ASİSTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin