Beynimiz biz farkında olmasak bile bağzı şeyleri hafızamıza kazır . Unutmak istediğimiz birşeyi unutmayız sadece ona alışırız . Hele ki büyük uğraşlar verirsek beynimiz bize oyununu oynar, unutmaya çalışdığımız şey her neyse onu daha da çok aklımıza kazır. Ben de şimdi böyle yapmalıydım. Dün gece Uraz Bey'i yatağına kadar zar zor çıkarmış yatırmıştım . Dünü hatırlamayacağını adım gibi biliyordum. Bu yüzden bana kurduğu cümlenin de bir anlamı olmayacağı için bende unutmak için düşünmemeye çalıştım. İhtiyaçlarımı görüp mutfağa kahvaltı hazırlamaya inmiştim ki salonda Uraz Bey telefonda konuşuyordu. Çayı demlemek için suyu üzerine atıp kaynamasını beklerken Uraz Bey mutfağın kapısında dikiliyordu.
-Eflin kendimi iyi hissetmiyorum . Hasta olacağım sanırım o yüzden bugün şirkete gitmeyeceğiz . Hem yarın çok önemli bir davet var oraya hasta olarak gitmek istemiyorum . Sen yap kahvaltını ben spora gidiyorum iyi gelir. Uraz Bey tam arkasını dönmüş gidiyordu ki
-Uraz Bey tamam terle hastalık iyi atılır ama soğuk su içmeyin bari, Uraz Bey ilk defa tebessüm ederek yüzüme baktı. O kadar güzel gülümsüyordu ki gülümsemesine takılı kalmıştım bunu fark etmiş olacak ki hemen gülümsemesini sildi.
-Bu kadar iyi bir kız olma Eflin , hiç değilse bana onu hatırlatma
-Kimi Uraz Bey , daha fazla bu oyuna dayanamayarak , bazen bazı şeyleri ima ediyorsunuz ama aslında ne demek istediğiniz direkt söylemiyorsunuz neden Uraz Bey
-Bilmem belki de sadece konuşmadan anlaşılmak istiyor olabilirim .
-Ama farkında değilsiniz ki herkes herşeyi bilmez belki hisseder ama bilmez
-Önemli olan da o değil mi sencede
-Belki öyle ama siz izin vermiyorsunuz ki görmemize, mutfaktan çıkıp tam karşına geçmiş gözlerinin içine bakıyordum .
-Görmek yetmez .belkide bakmandadır sorun ne dersin küçük kız
-Bana küçük kız demenizden hoşlanmıyorum
-Sebep ? derken üzerime doğru yürümeye başlamıştı . Sırtım duvarla buluşunca kaçacak yerimin olmadığını anladım.
-Çünkü ben bir genç kadınım ve sizin asistanınız olan genç bir kadın
-Evet öyle ama küçük de bir kızsın , bu fikrim değişmeyecek ne dersen de yüzü yüzüme o kadar yakındı ki biraz daha burunu burnuma değecekti .Nedendir bilmem kalbim dört nala koşmuş gibi atmaya başladı. Yutkundum . Gözleri bir an bile olsun gözlerimden ayrılmadı .
-Küçük kız nefes al ! seni kaybetmek istemeyiz değil mi ? derken alayla gülüyordu. Bu halleri beni şaşırtsa da gerçekten nefes almadığımı fark edip uzun bir nefes aldım.
-Alıyorum alıyorum Uraz Bey ama siz bir farklısınız her zamanki gibi değilsiniz
-Her zamanki ben nasılım
-Yani genelde bana kızardınız.
-Kızılacak herşeye kızarım bu bir net . Ayrıca yanlış birşey yapmadıysan da insanlara durduk yere kızma huyum yoktur . Neyse ben çıkıyorum dışarıdan lazım olan birşey olursa beni arayabilirsin
-Tamam diyerek mutfağa ilerledim. Birşeyler atıştırırdım .
Uraz Bey 5 dakika sonra elinde bir spor çantasıyla evden çıktı . Bugün bana karşı hareketlerinde bir farklılık vardı. Tebessüm etmişti . İşe girdiğim günden beri suratı beş karış olan adam demek ki tebessüm etmesini de biliyordu. Kim bilir kahkahası nasıldır diye merak etmeye başlamıştım.Uraz Bey hasta olduğu için ona tarhana çorbası hazırladım . Odama çıkıp biraz telefonda takıldıktan sonra uyuma fikri bana daha cazip gelince kendimi uykunun kollarına bıraktım. Telefonumun çalmasıyla uykumdan uyandım . Arayan kişi Emirdi saatin kaç olduğuna baktığımda saatin 1 olduğunu görmemle gözlerim kocaman oldu . Bu kadar saat nasıl uyumuştum . Hemen telefonu cevapladım
-Efendim Emir
-Bana uyuya kaldığını söyleme ! sesin uykulu geliyor . İşden atılmanı kaldıramam
-Yok yok uyuyordum evet ama öyle değil. Uraz Bey kendini iyi hissetmediği için bugün şirkete gitmememiz gerektiğini söyledi . O yüzden uyku tatili yaptım biraz
-Nasıl yani Uraz Bey gelmedi , senin de gitmemen gerektiğini mi söyledi ?
-Evet Emir hani ben asistanıyım ya bana ihtiyacı olabilir ondan
-Yok ondan demedim . Şu zamana kadar o gelmese bile asistanları gelirdi de o yüzden şaşırdım. Ama doğru evde ihtiyacı olabilir sana çalışanı da izinli demiştin haklısın
-Evet öyle eee sen ne yapıyorsun ?
-Çalışıyorum ve öğle yemeğinde tektim. Sen yoktun hiç sarmadı. Kahkaha atarak
-İyi iyi özle beni biraz
-Özledim kız şakaya alma beni
-Eee sen asıl olaydan bahset host bey le nasıl gitti randevun , gülümseyerek
-Eh işte biliyorsun bana kapılmamak imkansız. O yüzden sevgili olmaya karar verdik . Ama inanır mısın onunla sevgili olunca ne kas yığınları bana yazmaya başladı bir bilsen , kendimi zor tutuyorum hostumu aldatmamak için bunlar bence benim sadakat testim . Ne dersin? kendimi tutamayarak kahkahaya boğuldum .
-Doğru haklısın ama sakın bak Emir ! host bey e ayıp olur biliyorsun
-Biliyorum tatlım biliyorum neyse biraz işim var sonra bu konuyu konuşsak olur mu ?
-Tamam canım kolay gelsin
-Sağol öptüm . Emirin telefonunu kapattıktan sonra hızlıca bir duşa girdim . Saçlarımı kurutmadan üzerime bir balıkçı yaka kazak altına da dizimin hemen altında biten bir tayt giyindim.
Hazır Uraz Bey yokken odasını yeterince inceleme vaktim olur diye düşünerek hemen odasının önüne gelerek içeri girdim . Odasının her yeri o kokuyordu. Evin heryerinde olduğu gibi
Odasını biraz da olsa önceleri inceme fırsatım olmuştu . Banyo kısmına gitmeden diğer bir bölmeye baktığımda jakuzinin olduğunu fark ettim. Jakuzi tam manzaraya karşı konulmuştu. Önü camlarla kaplı perde gereği duyulmadan oraya konulmuştu . Aklıma Uraz Bey'in burda oluşu gelince içimi bir ürperti kapladı . Hemen düşüncelerime bir son verip odasından ayrıldım.
Aşağıya indiğimde kapı da Uraz Bey tarafından açılmıştı. Yorulduğu her halinden belli bir şekilde içeriye girdi.
-Uraz Bey size ben tarhana çorbası yaptım . İsterseniz bir duş alın gelin. İyi gelicektir eminim ki annem hep hasta olduğumda bu çorbadan yapardı. Bir anda sinirlenip üzerime yürüdü
-Sana kim bana çorba yap dedi . Ben dedim mi hayır kafana göre işler yapıyorsun . Haddini bil iki güldük diye sınırlarını unuttun kendine gel! deyip yanımdan hızlıca geçip yukarı çıktı.
Ben ne yapmıştım ki gözlerimin dolmasıyla önüm bile buğulandı. Kendime hakim olmam gerekiyordu. Onu düşünende kabahat diye düşünerek mutfağa daldım tencereyi tuttuğum gibi çöpe döktüm. Sinirden elim ayağım titriyordu . Ne yaptığımın farkında bile değildim . Biraz su içmek için kendime su doldurdum . Bardağı tutacakken elim titrediği için yere düşüp tuzla buz oldu . Yere oturup cam parçalarını toplamaya başladım . Uraz Bey hızla mutfağa daldı . Beni yerde öyle görünce yüzü dehşet içinde yüzümü buldu . Çenemi tutarak
-İyi misin Eflin ! birşey oldu mu ? o arada da gözleri vücudumu inceliyorudu bir hasar varmı diye. Neden ağlıyorsun ? Uraz Bey söyleyene kadar ağladığımı fark etmemeştim bile o kadar zoruma gitmişti ki tavrı
Çenemi tutan elini ittirip ,
-Şimdi de bana üzülüp merhamet göstermenize gerek yok . Sonra yanlış anlar sınırımı geçerim Uraz Bey!
-Eflin ben... devam etmesini engellemek için elimi kaldırdım
-Gerek yok Uraz Bey size de ihtiyacım yok . Sizin de bana , sınırlarımızı bilelim çünkü ben bu günden sonra çok iyi bileceğimin sözünü size veriyorum diyerek mutfaktan hızlıca çıktım...
Güzel yorumlarınızı ve beğenilerinizi dört gözle bekliyor olacağım canlarımmm:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL ASİSTANIM
Romansa'Gel' dedi . Tok bir erkek sesi, Allahım o ses ne ya kafamdan aşağı buz kütlesi döküldü sanki . Hafifçe içeri girdim . Arkası dönük bir şekilde sandalyede oturuyordu . Birden arkasını döndü. Aman Allahım bu neydi be. Biçimli bir şekilde tek bir tara...