Yuri Lakis'in sırf olayın içine bir sivil karıştı diye saldırmayı keseceğini düşünmüyordu. Aksine, karanlık dünyanın kralının tanıklar ve engellerle kolaylıkla başa çıkması oldukça olağan bir şey değil miydi?Annmarie hâlâ önündeydi ve gözlerini kocaman açmış, ona bakıyordu.
Eğer yeni bölümün açılışı, kadın kahramanın kötü adamla karşılaşması şeklinde olacak ve bu da Yuri'nin yanlış anlaşılması yüzünden meydana gelecekse o zaman durum pek de ölüm bayrağı kaldırmalık gibi görünmüyordu.
Ancak eğer düşündüğü gibi olmazsa, Annmarie az sonra acımasız kötü adamın ellerinde bir yaşam savaşı verebilirdi. Sonuç olarak şimdiki Annmarie, romandaki gibi Lakis'in gözünde iyiliksever kurtarıcısı değildi.
Bir saniye, o zaman onu kadın kahramanın yerine kurtardığım için bu, benim suçum oluyor?
Yuri biraz sızlandı. Ne olursa olsun, Annmarie'nin tehlikeye girmesine izin veremezdi. Düşünmek için fazla zamanı yoktu.
"Sana dur ded...uk?!"
Yuri elini Lakis'in belirdiği yere doğru kaldırdı. Yüzlerce ve binlerce, bir demir kadar sert, keskin iplikler Yuri'nin elinden Lakis'in olduğu yere bir ışık demeti gibi fırladı. Bu iplikler Lakis'in etrafını hızla bir ağ gibi sardılar.
"Aman tanrım!"
Annmarie bağırdı.
Her ihtimale karşı Yuri gönderdiği ipliklere bir kaç katman daha ekledi.
"Ahh!"
Etraf toz bulutundan görünmezken Yuri Annmarie'yi kucakladı ve uzun bir zıplayışla bulundukları yeri terk etti.
✿
Yuri kollarına aldığı Annmarie ile birlikte kaçtı. Neyse ki Lakis artık onun peşinde değildi. Yaptığı saldırı Lakis'i öldürme amacı gütmüyordu yani Lakis'e muhtemelen çok bir şey olmamıştı.
Yuri'nin saldırısı yalnızca Lakis'i durdurmak için olsa bile eğer Lakis saldırı gerçekleşirken hareket etmeye kalksaydı, hayatı tehlikeye girebilirdi. Ama rakibi Lakis Avalon olduğu için, bu kesin olarak gerçekleşir diyemiyordu.
"N-neler oluyor...?"
Annmarie gerçekleşen olaylar yüzünden sersemlemişti ve Yuri'yi, hiçbir şey anlamadığını belli eden boş bakışlarla izliyordu.
"Ah Hestia...!"
Yuri Annmarie'nin ağlamaklı sesini duyunca yürümeyi bıraktı.
Hestia? O da mı o sokaktaydı?
Bir anda ensesinden bir ürperti geçti. Ve Hestia'ya bağlı olan iplik onun konumunu gösterdi. Aslında bugünkü festivale hazırlanırken Yuri, hem Annmarie'nin hem de Hestia'nın vücuduna her ihtimale karşı saydam iplikler bağlamıştı.
Bunlar, çıplak gözle görülmeyen ve neredeyse sonsuzluğa uzanabilen oldukça verimli ipliklerdi. Yani şu an bile Hestia'nın nerede olduğunu üstünkörü söyleyebilirdi.
Neyse ki Hestia, Annmarie ve Yuri'nin kaçtığı sokaktan oldukça uzakta bir yerdeydi.
"L-lütfen beni indir."
Annmarie konuşurken kekeledi, yüzü gittikçe beyazlamaya başlamıştı. Görünüşe göre şaşkınlığı geçtikten sonra bu durum onu daha da çok korkutmaya başlamıştı.
Annmarie'nin vücudunun kaskatı kesildiğini hissedince Yuri'ye jeton düştü.
Lakis'i peşinden düşürmeye kafayı o kadar takmıştı ki yaşananlara Annmarie'nin bakış açısından bakmayı unutmuştu.
Rastgele maskeli birinin karanlık bir ara sokakta karşısına çıktığı yetmiyormuş gibi önünde garip bir güç kullanmıştı, bu tarz şeylerden haberi olmayan biri için bu oldukça şüpheli görünmüş olmalıydı. Ve bunların üstüne bir de bu maskeli şüpheli tarafından resmen kaçırılmıştı.
Yuri tabii ki bunu Annmarie'yi koruma içgüdüsüyle yapmıştı ama Annmarie'nin bunu bilmesine imkan yoktu.
"Üzgünüm, seni kız kardeşine götüreceğim." dedi Yuri biraz farklı bir ses tonuyla.
Hemen o an Annmarie'nin bakışları beyaz maskenin üzerinde dondu.
'Huh...? Bu ses bir yerlerden...'
Bir anda sanki beyaz maskenin ardında mücevher benzeri kırmızı gözler görmüş gibi hissetti. Ama aynı zamanda, maskeli kişi kollarında tuttuğu kendisiyle beraber hareket etmeye başladığı için beyaz maskenin göz kısmındaki deliklerden, göz rengini net bir şekilde görmeyi başaramadı.
Yuri normal bir insanın ulaşamayacağı kadar büyük bir hızla koşuyordu bu yüzden Annmarie etrafa bakmak istese de görüntüler hızla değiştiğinden Yuri durana kadar nerede olduklarını anlayamadı.
"Sağa doğru git."
Yuri Annmarie'yi indirdikten sonra kısaca konuştu. Sonrasında olduğu yerden ileri doğru atıldı ve kısa süre içinde Annmarie'nin görüş alanından kayboldu.
"Ah..."
Annmarie Yuri'nin gidişini kocaman açtığı gözleriyle izledi.
'Kimdi bu? Kesinlikle bir yabancı gibi hissettirmiyordu.'
Sesi bile kulağına tuhaf bir şekilde tanıdık gelmişti. Dahası, doğru görüp görmediğinden emin değildi...ama bir anlığına gördüğü gözleri sanki kırmızı renkti. Ayrıca maskenin arkasında uçuşan uzun saçları kesinlikle siyahtı.
Ancak...
'Bekle, bu şu an önemli değil.'
Annmarie kafa karışıklığını bir kenara bıraktı ve beyaz maskeli kişinin söylediği gibi sağ tarafa yöneldi.
"Hestia...!"
Ve Hestia gerçekten de oradaydı.
"Abla!"
Hestia Leo'yu bulamamıştı ve sokaklarda kaybolmuş bir şekilde dolaşıyordu ki birisinin ismini seslendiğini duyup arkasına döndü. Annmarie telaşla Hestia'ya doğru koştu ve ona sıkıcı sarıldı.
"Nasıl böyle tek başına kaçıp gidersin! Her yerde seni arıyordum!"
"Özür dilerim..."
O sırada gökyüzünde parlak renkli ışıklar patlamaya başladı. Havai fişek gösterisi başlamıştı.
"Ah, saat kulesi..."
Annmarie bir anda bir şey hatırladı. Hestia'yı aldı ve hızlıca bulundukları sokağı terk etti.
✿
Yuri karanlık bir sokakta sakladığı yedek kıyafetleriyle üstünü çabucak değiştirdi.
Ceketinin altına düz beyaz bir tişört giydi, yani sadece üzerindekini çıkartmak zorunda kaldı. Eteği de pantolonunun üzerine geçirdi. Etek çok uzundu bu yüzden biri gelip kasten kaldırmadığı müddetçe kimse altından pantolon giydiğini anlamazdı. Ayrıca dağılmış saçlarını da topladı.
Şimdiki sorun şu harabenin kalıntısıydı...
Yuri çoktan cam kutunun içindeki şeyi Lakis'le olan mücadelesi sırasında kaybolmasın diye kendisine bağlamıştı.
Bunu düşünmek az önce yaşananları aklına getirince kendisini zihnen daha da yorgun hissetti. Ne zamandır doğunun mülayim festivali bu kadar karmaşık ve olaylı hâle gelmişti?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
You've Got The Wrong House Villain
ФэнтезиGecekonduların arasında yaşamaya çalışan bir çocuk olarak reeenkarne olmam yetmezmiş gibi suçlular kasabasına düşüp laboratuvarlarda kullanılan bir denek haline geldim. Araştırma merkezini yok etmek için gelen adamı gördüğümde yaşadığım dünyanın geç...